Şanlıurfa Halk Eğitim Merkezi Geleneksel El Sanatları Merkezi'nde (GESEM) ağaç oymacılığı yapan Fikret Elgin, yeni nesle hem yöreye özgü ağaç oymacılığını hem de popüler ağaç oymacılığı öğretmeye çalıştıklarını söyledi. Sandıktan sehpaya, sandalyeden rahleye kadar birçok şeyi yaptıklarını kaydeden Elgin Urfa'da bastonculuğun yapılmamasının bir eksiklik olduğunu ifade etti.
Ağaç oymacılığı mesleğine çok küçük yaşlarda başladığını belirten Elgin, "Şanlıurfa Enstitüsü mezunuyum. 26 yıl sınıf öğretmenliği yaptım, ondan sonra emekli oldum. Ağaç oymacılığı benim baba mesleğim. Öğretmenlik yaparken de dükkânım vardı. Okul saatlerinin dışında gider ağaç oymacılığı yapardım. Emekli olunca buraya geldim. Geleneksel el sanatları geliştirme merkezinde kurslarımızı veriyoruz. Öğrenciler, marangozlar geliyor, Endüstri Meslek Lisesi'ndeki öğrenciler geliyor. Onlara ağaç oymacılığını öğretiyoruz. Yöremize özgü ağaç oymacılığını ve popüler ağaç oymacılığını öğretiyoruz" dedi.
'HERKESİN ZAMANI KISITLI'
Yaptıkları şeylerin tamamen el emeği olduğunu dile getiren Elgin, "Piyasada yapılan koltuk takımları nasıl yapılır, sandalyeler nasıl oyulur, onları öğretiyoruz. Her zaman da kurslara katılmak isteyen, öğrenmek isteyen kişileri de alıyoruz yanımıza. Biliyorsunuz çağımızda herkesin zamanı dolu, süre kısıtlı. Fırsat buldukça geliyorlar. Bu başlı başına bir sanat. İnsanın kendi içinden bir şeyler katması lazım. Gösterilenin dışında bir de daha güzel yapmaya çalışmak lazım" diye konuştu.
'HER KULLANIMA ÖZGÜ ŞEYLER YAPIYORUZ'
İşlerinin marangozlardan oldukça farklı olduğunu vurgulayan Elgin, yaptıkları eserlerin üzerinde yöreye özgü motifler ve figürler kullandıklarını ifade etti. Elgin, "Yöremize özgü beşik yapıyoruz. Çiçek koymak için şeyler yapıyoruz. Turistlerin kolayca taşıyabilmeleri için küçük kutular yapıyoruz. Büyük sandıklar da yapıyor. Sehpalar yapıyoruz, sandalye takımları, koltuk takımları, rahle yapıyoruz. Her kullanıma mahsus şeyler yapıyoruz. Baston yapıyoruz. Kelaynak yaptık, balık yapıyoruz, güvercin yapıyoruz yaptığımız şeylerin üstüne. Yöreye özgü şeyler yapıyoruz. Yaptıklarımız satılıyor. Seri üretime geçemiyoruz. Geçsek eleman yok. Nacarlar gibi şeyler yapmıyoruz. Biz kapı, pencere yapamayız. Yapsak oymalı kapı yaparız. O da günleri alır" ifadelerini kullandı.
'BASTONCULUĞU BİR KİŞİ DAHA YAPMIYOR'
"Yabancılar genellikle küçük şeyleri tercih ediyor" diye Elgin, Urfa'da ağaç oymacılığıyla uğraşanların çok az olduğunu söyledi. Kursa gelenlerin de kısa bir zaman sonra kursu bıraktıklarını belirten Elgin sözlerini şöyle tamamladı: "Komşu illerden gelenler de arabalarına koyabilecekleri sandık, sandalye, sehpa gibi büyük şeyleri alıyorlar. Ceviz ağacı kullanıyoruz, kayın kerestesi kullanıyoruz. Çünkü yöremizde bulunanlar bunlar. Bu mesleği maalesef Urfa'da yapan çok kişi yok. Ben de olsun istiyorum. Örneğin Urfa'da olmayan bir şey bastonculuk diyorum. Biz 1976 yılında Devrek'e gitmiştik bastonculuk diye bir şey yoktu. Sonradan Devrek bastoncu oldu. Ahlat yine öyle, daha yenilerde bastonculuk yapmaya başladı. Bastonu yapalım artık Urfa'da da başlasın. Şimdi üretimini yapıyoruz. Bir kişi daha yapmıyor. Bir kişi daha yapsa çoğalacak. Yapan yok.
Bu mesleğin yaşatılması için yapılması gerekenleri yapıyorlar. Kurslar açıyorlar. Kursa katılsınlar. Dikkatlerini bu kurslara çekiyoruz. Yine de insanların zamanları olmuyor. Bir gün geliyorlar, iki gün geliyorlar. Ertesi gün gelmiyorlar."
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Yerel › Elgin: Urfa'da Bastonculuk Neden Yapılmasın? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?