"Gölcük, Deprem Enkazından Çıkan Bir Filiz"

İBRAHİM AKTAŞ- Marmara depreminin merkez üssü olarak kayıtlara geçen, yaşadığı felaktten çeşitli dersler çıkaran Gölcük, geleceğe umutla bakıyor.

17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremde Gölcük'te yaklaşık 6 bin kişi yaşamını yitirdi, binlerce insan yaralandı. İlçede bulunan 12 bin 500 civarında bağımsız mesken ve 3 bin civarında iş yeri depremde yıkıldı. 10 bin civarında binada az veya orta hasar meydana gelirken, yaklaşık 4 bin orta hasarlı binada güçlendirme çalışması yapıldı.

Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Ağustos'u unutmanın mümkün olmadığını dile getirerek, "asrın felaketi" depremin merkez üssünün Gölcük olduğunu söyledi.

Gölcük'te depremin ardından alt ve üstyapıda büyük tahribat meydana geldiğini anlatan Ellibeş, deprem sonrasında yaklaşık 6 bin insanın yaşamını yitirdiğini, yaralı ve engelli insanlar bulunduğunu kaydetti.

Ellibeş, depremin ardından Gölcük'te sosyo-ekonomik ve kültürel tahribat meydana geldiğini belirterek, toplumun büyük bölümünde deprem sonrasında karamsarlık olduğunu vurguladı.

Gölcük'te yaşayan insanların o dönemde gelecekle ilgili korkuları olduğuna dikkati çeken Ellibeş, şunları ifade etti:

"Yardım ve uzatılan eller bir kaçgün sonra Gölcük'e ulaşmıştı. Tabi o, karamsarlığı da tetikleyen unsurlardı ama çok şükür Gölcük'teki diğer insanlarımız, depremin şokunu atlattıktan sonra el ele gönül gönüle, ortak aklın, eylemin de gücünü kullanarak, hızla Gölcük'ün yapılandırılması adına çok samimi gayretler içinde oldu. Mutlaka içeriden ve dışarıdan gelen yardımları yadsımamak lazım. El birliğiyle, gönül birliğiyle Gölcük'ün yeniden yapılandırılma süreci hızla başladı. Depremin enkazından filiz gibi yeni bir Gölcük'ün doğması adına herkes çabalarını ve emeklerini ortaya koydu. Dünkü ve bugünkü fotoğrafı yan yana koyduğumuzda günlük yaşam aksamadan süren bir Gölcük var."

Ellibeş, depremin ardından yaşanan kentsel çöküntü nedeniyle oluşan yaraların sarıldığını, önemli mesafelerin katedildiğini kaydetti.

144 bin insanın yaşadığı Gölcük'ün askeri tersane ve Ford Otosan Fabrikası'nı barındırdığını anımsatan Ellibeş, ilçenin bu iki kuruluşla bütünleştiğini vurguladı.

"Depremden önce var olan binalardan dolayı korkumuz var"

Kimsenin depremin ardından Gölcük'ün bugünkü yapıya ulaşmasını mümkün görmediğini anlatan Ellibeş, devletin, hükümetin ve halkın ortak çalışmasıyla ilçenin yeniden yapılanmasında başarı elde edildiğini söyledi.

Ellibeş, depremin ardından vatandaşların afetlerle ilgili bilincinin arttığını ancak geçen günlerin geçmişi unutturduğuna dikkati çekti.

Depremden önce var olan binalardan dolayı halen korku yaşadıklarını aktaran Ellibeş, şunları anlattı:

"Bu korkudan da öte belki de. Bir deprem felaketiyle karşı karşıya geldiğimizde, bu binaların durumuyla nelerle karşılacağımızı tahmin etmek çok zor. O nedenle hükümetimizin son günlerde aldığı yasal düzenlemeler sonucunda, istiyoruz ki herkes bu durumdan vaziyet çıkartrak binaların depreme dayanıklılık testine tabi tutturması gerekiyor. Özellikle deprem öncesinde var olan orta ve az hasarlı binalarla ilgili Kocaeli Valiliğinin önderliğinde bir çalışma başlatılmıştı. Gerçekten ağır hasarlı olup, belirlenen binaların yıkımı hususunda da çalışmalar başlatılacak. Bu günlerde bunların bir kısmının yıkımına başladık."

"Depremden sonra yapılan binalarla ilgili tereddütümüz yok"

Ellibeş, depremden sonra yapılan binalarla igili tereddütleri olmadığını belirterek, Gölcük'ün genelinde zemin etütleri yapıldığını, bu kapsamda inşaat ruhsatlarının verildiğini kaydetti.

Ellibeş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Birinci derecede deprem bölgesinde yaşamamıza rağmen bu şuurla, bilinçle donanmamış bir kent olduğumuzu görmüş olduk. Bir gerçek daha ortaya çıktı, insanları deprem değil, binaların öldürdüğü gerçeği ortaya çıktı. Şimdi biz bu gerçeği yaşadık. Ağır bir bedel ödedik Gölcük olarak. Buradan haykırıyoruz, 'biz bir miladız, bu gerçeği kimse unutmasın." - Kocaeli