Hizmet-İş Sendikası 12. Olağan Genel Kurulu

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye'de taşeron şirketlerde 1 milyon 200 bin civarında işçi çalıştığını belirterek, "Bunun 800 bin kadarı kamuda, 400 bini de belediyelerde çalışmaktadır. Bu vahim tablonun bir an önce ıslah edilmesi gerekmektedir" dedi.

Arslan, Kızılcahamam'da, Hak-İş'e bağlı Hizmet-İş Sendikasının 12'inci Olağan Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, sendika olarak 4 yıl önce koydukları büyüme hedefini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Türkiye'nin 1980 yılında antidemokratik dönemlerden geçtiğini vurgulayan Arslan, darbe döneminde kendi konfederasyonlarının kapatıldığını, mal varlıklarına el koyulduğunu hatırlattı.

Demokrasinin, halkın ve insanlığın yanında yer aldıklarını ve almaya devam edeceklerini dile getiren Arslan, "Bunun için artık olmazsa olmazımız haline gelen demokratik, çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı yeni ve sivil anayasa Türkiye'nin ilk ve acil ihtiyacıdır. Artık yeni anayasa ertelenemez, ötelenemez, bekleme odasına alınamaz. Yeni anayasa yeni Türkiye'nin kalıcı bir toplumsal sözleşmesi olmalıdır. Ortak akılla hazırlanmış, ötekisi olmayan, hiçbir kesimi dışlamayan bir anayasa Türkiye'nin önünü açacaktır" diye konuştu.

Hak-İş olarak anayasa önerilerini TBMM'ye sunduklarına dikkati çeken Arslan, Türkiye'nin yeni yüzyılda belirleyici bir bölgesel güç olarak yönetim sistemini yenilemesi gerektiğini bildirdi.

Huzura yönelik, tehdit ve terörün kaynağının kurutulması gerektiğinin altını çizen Arslan, çözüm sürecine ilişkin "Artık Türkiye'nin kaynakları heba edilmemeli, anaların yürekleri dağlanmamalı, canlarımız toprağa verilmemelidir. Ülke ve bölge insanının huzuru ve refahı için barış süreci tıkanmamalı, yakalanan bu tarihi imkan ve fırsat heba edilmemeli, doğru  ve kalıcı bir şekilde sonuçlandırılmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

"Taşeronlaşma, ekonomik ve sosyal tahribata yol açmaktadır"

Çalışma hayatının sorunlarını da anlatan Arslan, taşeron işçiliğin çözülmesi gereken sorunların başında yer aldığını belirtti.

Taşeron işçiliğin her geçen gün yaygınlaşmakta olduğunu belirten Arslan, şöyle konuştu:

"Örgütsüzlüğü, güvencesiz çalışmayı, kayıt dışılığı, kuralsızlığı tetikleyen, insan onuruna yaraşır iş yaşamını yok sayan bir kasırgaya dönüşen taşeronlaşma çalışma hayatının dengelerini bozmakta, ekonomik ve sosyal tahribata yol açmaktadır. Ülkemizde taşeron şirketlerde 1 milyon 200 bin civarında işçi çalışmaktadır. Bunun 800 bin kadarı kamu da 400 bini de belediyelerde çalışmaktadır. Bu vahim tablonun bir an önce ıslah edilmesi gerekmektedir. Bütün taşeron işçilerin sendikalı olduğu, toplu sözleşme hakkını elde ettiği bir süreci tamamladıktan sonra kadro sorununun da çözüleceğine yürekten inanıyorum."

"Bursa'daki işçilerin direnişini destekliyoruz"

Arslan, otomotiv işçilerinin eylemlerine ilişkin olarak, "Özellikle Bursa'da başlayan metal işçilerinin onurlu, haysiyetli direnişini desteklediğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Yıllarca karanlık ilişkiler içerisinde  bulunduğu güç odaklarıyla demokrasimizi rayından çıkartmaya, karanlık güçlerle iş birliği yaparak, Türkiye'yi kaosa götürmek isteyen bir kısım adı sendika olanların bugün maskeleri düşmüştür. İşçiler de bu oyunu görmüştür. Bu oyunu bozmak için karar vermiştir. Binlerce, on binlerce metal işçisi bu karanlık örgütten istifa etmiştir. Onlara helal olsun diyoruz" ifadelerini kullandı.

"Bu oyunu bozacağız" diyen Arslan, Çelik-İş Sendikası'nın Bursa'da örgütlenmeye başladığını anlattı.

Çalışma hayatının diğer sorunları arasında yer alan kıdem tazminatı, istihdam ve işsizlik, büyüme, gelir dağılımı adaletsizliği, kayıt dışı çalışma, çocuk işçiliği, dezavantajlı grupların istihdamı, örgütlenmeyle ilgili kalıcı çözümler ve sürdürülebilir tedbirler alınmasını isteyen Arslan, 7 Haziran seçimlerinin bu sorunların çözümü için bir kilometre taşı olduğunu ve herkesin oy vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.