Kültür ve Turizm Bakanı Çelik Unesco Türkiye Milli Komisyonu'nu Kabul Etti

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, ortak değerlerin yok edilmesinin, birçok etnik ve mezhepsel problemle boğuşan bölgede  gelecekte yapılacak referansların yok olması anlamına geldiğini belirtti.

Çelik, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nu kabulünde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, dünyanın ve bölgenin kültürel mirasının korunmasını, kendi mirasının korunması kadar önemsediğini vurguladı. Çelik, bölgesel ortak mirasın terör örgütü DAEŞ tarafından neredeyse daha önce görülmemiş düzeyde ağır tahribat ve tehditle karşı karşıya bırakıldığını söyledi.

Çelik, örgütün Irak ve Suriye'nin kadim kentlerinde ortak mirası yok ettiğine dikkati çekerek, bu tür örgütlerin ideolojilerinin, izlediği yöntemlerin aynı olduğunu belirtti. Terör örgütlerinin insan, uyuşturucu, enerji kaynakları ve kültürel ortak miras kaçakçılığı yaparak gelir elde etmeye çalıştığının altını çizen Çelik, şu değerlendirmede bulundu:

"Bazılarını da yerlerinden alarak ticaretini yaptığı şeklinde birtakım bilgilere sahibiz. Bizim buradaki duyarlılığımız, bakanlığımız çalışanlarını ve güvenlik birimlerimizi gereken hassasiyetle donatmaya çalışarak, eserlerin kaçırılmasında Türkiye'nin geçiş güzergahı olarak kullanılmasını engellemektir."

Çelik, Irak ve Suriye'deki muhataplarına sürekli olarak Türkiye'nin, eserleri korumak ve iade etme konusunda hassas olduğunu ifade ettiğini belirterek, "Türkiye kesinlikle bize gelen bilgiler doğrultusunda bu eserlerin kaçırılmasında bir zemin olarak kullanılamayacaktır" diye konuştu.

Bu konuda UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nun misyonuna vurgu yapan Çelik, komisyonun bu gündemle toplantı yapmasını önemsediğini ifade etti. Çelik, şunları kaydetti:

"Kültürel miras yok olduğu zaman, bölgemizdeki duygu akışkanlığını sağlayan somut ürünler tahrip edilmiş oluyor. Bir bakıma kardeş halklarla aramızda duygu akışkanlığı sağlayan damarlar kesilmiş olur. Ortak değerlerimizin yok edilmesi, zaten birçok etnik, mezhepsel problemle boğuşan bölgede, gelecekte yapacağımız referansların, gelecekte yürüyeceğimiz zeminlerin tamamen yok olması anlamına gelir. Bir bakıma bu eserlerin korunması, gelecekteki barış umudunun korunmasıdır. Gelecekte biz bu bölgede barış ve refah ortamı oluşturabileceksek, bu, ortak miraslar sayesinde olacaktır."