Üniversitemizde "Aşık Fani Afşin - Hayatı, Aşıklığı, Eserleri" Konulu Söyleşi Düzenlendi

Aşık Fani Afşin'in de hazır bulunduğu söyleşide, Aşık Fani tarafından söyleşinin son bölümünde bağlama eşliğinde söylediği türkü ve şiirleri öğrenciler tarafından beğeniyle karşılandı.

İslamiyetten sonra edebiyatın divan edebiyatı ve halk edebiyatı olarak iki başlık altında toplandığını belirten Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kürşat Korkmaz, eski bir geçmişe, köklü bir geleneğe sahip olan anonim tekke ve aşık edebiyatı şeklinde oluşan ilk Türk edebi geleneğinin onuncu asırla günümüz arasındaki örneklerinin tamamını Türk Halk Edebiyatı adıyla anmayı uygun buluyoruz ifadesinde bulundu.

Yrd. Doç. Dr. Korkmaz, "Halk edebiyatı içerisinde yer alan aşık edebiyatı ferdi bir edebiyat olduğu kadar aynı zaman da bir gelenek edebiyatıdır. Aşıklar kendi ürünlerini yan yana yaşatırlar. Aşık edebiyatının tasavvufi tekke edebiyatından son derece etkilendiğini söyleyebiliriz. Mevcut kaynaklara göre aşık edebiyatı 16. yüzyılın başında ortaya çıkmıştır.

Daha öncelerine ait aşık tarzı şiirlerden bu güne kadar elimize belge ulaşmamıştır" diye konuştu.

Aşık tarzı şiiri ezgilerinde ve icra geleneğinden ayırmak mümkün değildir diyen Korkmaz, "Aşıklar kendi yaşadıkları toplum içerisindeki inanç ve o toplumun kültüründen son derece etkilenmektedirler. 15. yüzyılda hilafetin Osmanlı saltanatına geçmesinden sonra Türk kültürü İslami kurallardan daha fazla etkilenmiştir" şeklinde konuştu.

Aşık Fani'nin yaşam öyküsünden örnekler sunan Korkmaz, Aşık Fani'nin renkli kişiliği ve bir çok sanat dalındaki başarılarıyla günümüz aşıkları arasında farklı bir yeri olduğunu söyledi.