Tuğgeneral Bahtiyar Aydın Davası Başladı

Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde 1993 yılında, dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin öldürülmesiyle ilgili dava bugün başladı. Lice Adalet Arıyor Platformu üyeleri adliye önünde, 'Başbakanımızın da, çözüm sürecinin de, davamızın da arkasındayız' yazılı pankartlar açtı.Diyarbakır'ın Lice İlçesi'nde 22 Ekim 1993 tarihinde çıkan olaylarda dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetmiş, ilçede çok sayıda ev ve işyeri yakılmıştı. Olayı soruşturan savcı, iddianameyi zaman aşımına bir gün kala tamamlayarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti. Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianamede dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında 'Taammüden öldürme', 'Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik', 'Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma' suçlarından ağırlaştırılmış ömürboyu hapis ile 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

'BAŞBAKINIMIZIN, ÇÖZÜM SÜRECİNİN ARKASINDAYIZ

Bugün başlayan dava öncesi Diyarbakır Adliyesi önünde toplanan Lice Adalet Arıyor Platformu üyesi yaklaşık 150 kişi, 'Yargıdan vesayet değil, adalet istiyoruz', 'Halkın evini bombaladınız korkmadınız, Allahın evini bombaldığınızdamı korkmadınız mı', ' Başbakanımızın da, çözüm sürecinin de, davamızın da arkasındayız' yazılı pankartlar açtı.

Lice Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şaban Maltaş, Bahtiyar Aydın'ı öldüren güçlerin Lice'yi yok etmeye karar verdiğini ileri sürerek, o güçleri tanıdıklarını söyledi. Yapılanların alenice yapıldığını halkın gözleri önünde evler, işyerlerinin yakıldığını, insanların öldürüldüğünü, camilerin bombalandığını ifade eden Matlaş, 400'den fazla ev, 287 iş yerinin yakıldığını ileri sürdü. Maltaş, şöyle dedi

Olaylardan sonra devlet erkanı hemen olayı PKK'nın üzerine atarak işin içinden çıkmaya çalışmıştır. Oysa her şey çok açıktı. Ortada PKK saldırısı denen bir şey yoktu. Bazı askerlerin ve bir öğretmeninde içinde olduğu birçok tanık, ifadelerinde failin devlet olduğunu söylüyorlardı. Durum bu kadar netken Lice davası 20 yıl sürüncemede bırakılmış ve zaman aşımına uğratılmak istenmiştir. Lice halkının verdiği mücadele, gösterdiği kararlılık ve o dönemin tanıklarının ifadeleri sonucunda savcı iddianame hazırlamış, Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açmıştır. Ayrıca AHİM'e yapılan başvuru sonucunda Türkiye mahkum edilmiştir. Barış sürecinin başlamasıyla beraber susturulan silahlar bu hesaplaşmayı beraberinde getirmiş. Kirli olayların aydınlatılması ve hakikatlerin araştırılması önem kazanmıştır. Şuanda dönemin JİTEM komutanı Tuncay Yanardağ ve dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı olan Eşref Hatipoğlu'da bu davadan yargılanıyorlar. Bunlar tetikçi yada emir verenler olabilir. Ancak bunların emir aldıkları yer Ankara'dır. Sadece bunları cezalandırmak ağacın köküne dokunmadan dallarını kesmek gibidir. Ağacın köküne ulaşmak gerekir.

Maltaş, Bu ülke için kurşun atanda, kurşun yiyende değerlidir diyen dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in de bu dosya içinde yargılanması gerektiğin ileri sürdü. Maltaş, Mahkeme bu konuda karar almalıdır. Ayrıca TBMM'de Lice olaylarını araştırmak amacıyla yeniden bir komisyon kurulması tüm halkımızın talebi olduğu gibi biz Lice Adalet Arıyor Platformu'nun bileşenlerinin de talebidir. Dün alınan son bilgilere göre sanıkların mahkemenin naklini talep etmeleri gündeme gelmiştir. Bu nakli hukuka aykırı olup, faillerin hesap vermesine engel teşkil eden bir girişimdir bunu kabul etmiyoruz. Bizler adalet arayıcıları olarak bu hukuksuzluğun artık son bulmasını umuyoruz. Mahkemenin buradan artık Lice halkının görüşlerinin esas alması gereklidir ve elzemdir dedi.