AK Parti'nin Bitlis Mitingi - Son Dakika
Yerel

AK Parti'nin Bitlis Mitingi

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP ve CHP'nin, bu milletin tarihi ile barışık olmadığını belirterek, "Aksine ikisi de Diyanet'e savaş açarak, aynı anda aynı söylemlerle, bu milletin tarihi ile yabancılaşarak, ruh ikizi olmuşlardır, onlara artık CHDP diyebiliriz" dedi.

08.05.2015 18:00
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP ve CHP'nin, bu milletin tarihi ile barışık olmadığını belirterek, "Aksine ikisi de Diyanet'e savaş açarak, aynı anda aynı söylemlerle, bu milletin tarihi ile yabancılaşarak, ruh ikizi olmuşlardır, onlara artık CHDP diyebiliriz" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Bitlis Gökmeydanı'nda partisince düzenlenen mitingdeki konuşmasına, "Huda'nın cennetidir bu şehr-i Bitlis, alemin ziynetidir bu şehr-i Bitlis, gönüller nimetidir bu şehr-i Bitlis, dünyanın cennetidir bu şehr-i Bitlis. Cihanın cenneti Bitlis'e selam olsun, Bitlis'in beş minaresine, Bitlis'in dağlarına, ovalarına, Bitlis'in yiğitlerine selam olsun" sözleriyle başladı.

Bitlis'in uleması ve ilçelerinin isimlerini sayarak, selamlarını gönderen Davutoğlu, alandakilerin, "Bitlis seninle gurur duyuyor"  sloganları üzerine, "Biz Bitlis ile gurur duyuyoruz" karşılığını verdi.

Milletvekili seçimlerinin yapılacağı 7 Haziran'a doğru ülkenin her köşesini dolaştıklarını anlatan Başbakan Davutoğlu, 22. mitinglerini Bitlis'te yaptıklarını belirterek, "Bitlis'te sizlerle buluşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Sizlerin hepinize selam olsun. Bitlis'e aynı zamanda ilham almaya geldim. Çünkü Bitlis'in her taşında, her toprağında bir ilim, irfan, adap edep, haya dersi vardır ve Bitlis'in huzuruna geldim" dedi.

"Eskiden bizi karakola çağırıyorlardı, şimdi bizi Başbakan davet ediyor"

Başbakan Davutoğlu, miting öncesinde, Bitlis'in kanaat önderleriyle buluştuğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bir kanaat önderi, bir mele öyle bir söz dedi ki yüreğime işledi. Dedi ki (Başbakan sizi davet ediyor, dediler. Eskiden bizi karakola çağırıyorlardı şimdi bizi Başbakan davet ediyor. Aradaki fark bu) dedi. Ben de ona dedim ki, biz Bitlis'in huzuruna geliriz, bu yiğit insanların, bacıların ilim dergahına, huzuruna geliriz, ondan nasihat, dua isteriz. Yola çıkarken Bitlis'in irfanını yanımızda görmek isteriz. Bitlis, yanımızda mısınız? Duayla, destekle, birlik beraberlik yolunda yanımızda mısınız? İnşallah Bitlis'te 3'te 3 yapacak mıyız?"

Anadolu kavimlerinin ortak medeniyet ve kaderinden bahsetmek istediğini belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Muş'ta, dün Malazgirt huzurundaydım. 4 dönem var ki, bu toprakların kaderi hamur gibi yoğruldu. Birisi Malazgirt'te Türkler ve Kürtlerin, bütün Anadolu halklarının yeni kültür inşa etmek üzere, Anadolu'da birlikte omuz omuza vermeleriydi. İkincisi Selahaddin Eyyübi'nin ordusunda Türklerin, Kürtlerin, Arapların Kudüs'e doğru, Haçlı seferlerine karşı dimdik yürüyüşüydü. Selahaddin'in, Alparslan'ın torunları, bir ve beraber olarak geleceğe yürüyecek miyiz? Üçüncüsü, Sultan Abdülhamit döneminde, Hamidiye alaylarıyla, düşman işgallerine karşı burada bütün Anadolu kavimlerinin, omuz omuza vermesiydi. Şimdi bizim dönem, AK Parti dönemi, bu tarihi eşikte dördüncü dönemi temsil ediyor. Tekrar milletimizi bir bütün kılmak için, ortak kaderimizi şekillendirmek için, bütün bu tarih üzerinde yeni gelecek inşa etmek için, milli birlik ve beraberlik, diyoruz. Bitlis, bu çağrımızda yanımızda mısınız? Bu çağrıyı, 7 Haziran'da bir güçlü milli irade sesi olarak dünyaya haykırmaya var mısınız?

Bakınız, biz bu tarihi çizgiden geliyoruz. Tarihimiz belli, referans noktamız belli ama Türkiye'de öylesine yanlış işler yapıldı ki, öylesine yanlış adımlar atıldı ki maalesef bu milletin aziz fertleri, değişik etnik ve mezhebi ayrımlar içine sokulmak istendi. İşte bu çerçevede, bugün artık AK Parti zihniyeti vardır, milleti bir ve beraber kılmaya çalışan. Bir de CHP zihniyeti vardır, HDP zihniyeti vardır ve MHP zihniyeti vardır, milletin arasına nifak tohumu ekmeye çalışan. Bakın, CHP ve HDP neredeyse ikiz kardeş haline geldi. İkisi birden Diyanete, ikisi birden imam hatiplere karşı çıkıyor. Çünkü onlar Bitlis'in irfanından ders almadılar."

-"Ret politikalarını tarihin çöplüğüne attık"

"CHP döneminde, tek parti döneminde, bu toprakların öz evlatlarının dilleri, örfleri, lehçeleri kültürleri yok sayıldı" diyen Başbakan Davutoğlu,  şunları kaydetti:

"Bir ret politikası takip edildi. 12 Eylül'de bu takip edildi. Biz bütün bu ret politikalarını tarihin çöplüğüne attık. Attık mı? Nasıl CHP Türkleri İslam'dan uzaklaştırmaya çalışan zihniyete sahipse, HDP de Kürt kardeşlerimizi tarihten koparmaya çalışan zihniyetin peşinde. Dikkat ediniz ikisi de Diyanete karşı. Neden karşı? Ne zarar gördünüz? Çünkü geçmişte, Kürt kardeşlerimizi, Kürt vatandaşlarımızı istismar ederek siyaset yapmaya çalıştılar şimdi de Alevi vatandaşlarımızı. Alevi vatandaşlarımızı memnun edebilmek için kendilerince Diyanet'le ilgili yarışa girdiler. Biz 78 milyon vatandaşımızı Türk, Kürt, Sünni, Alevi tek bir vücut, tek bir uzuv gibi görüyoruz."

Başbakan Davutoğlu, 78 milyonu bir ve beraber kılmak için yola çıktıklarına vurgu yaparak, "Bu kardeşliği geleceğe taşımaya hazır mıyız? İşte bizim için her yerde, her zaman insan onuru esastır. Dikkat ediniz, bir taraftan Türkiye'de o tarihi bağları koparmaya çalışırken bu zihniyet, diğer taraftan da tam eş Başkan anlayışı içinde AK Parti'yi zayıflatmaya çalışıyorlar. Çünkü CHP ile HDP ruh ikizi gibi. Esed'in Arap dünyasındaki karşılığı bunlar. Birisi Kürt Baas'ı, biri Türk Baas'ı" dedi.

-"Türk ile Türk, Kürt ile Kürt oluruz"

"Biz, AK Parti iktidarları 2002'den bu yana bütün bu tuzaklara, milleti bölmeye çalışan bütün bu yaklaşımlara karşı meydan okuduk" ifadesine yer veren Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Olağanüstü hali kaldırdık. Kim kaldırdı? Olağanüstü hali iktidarımızın daha ilk günlerinde kaldırdık. Kürtçe isimleri, Kürtçe ifadeleri yasaklayan, harfleri yasaklayan anlayış vardı. Hepsini kaldırdık. 'Kepirli' diyorlardı Sadi Nursi'nin köyüne, asli adını verdik. Güroymak'a Norşen dedik, hiç çekinmeden. Bu sadece bu bölgede değil, bütün Türkiye'de yapıldı. Benim doğduğum köyün adı Pirlerkondu, 'Pir' geçtiği için 'Taşkent' yapmışlar, ikisinden de memnunuz ama biz bu tür ayrılmalara karşı Türk, Kürt, Sünni Alevi, bütün vatandaşlarımızı birleştirmeye kararlıyız. Bu tuzaklara karşı milli birlik ve beraberlik demeye ezeli ve ebedi kardeşlik demeye kararlıyız. Bitlisli bir şair, Şükrü Bitlisi ne diyor, 'Türk ile Türk, Kürt ile Kürdüm, evde koyun yabanda kurdum.' Bizde bu toprakların her yerinde, Türk ile Türk, Kürt ile Kürt oluruz. Hiçbir vatandaşımıza ayrımcılık yapmayız, ayrımcılığa izin vermeyiz. 28 Şubat döneminde, 12 Eylül döneminde yapılan bütün ayrımcılıklar tarihin çöplüğüne atılmıştır. Başörtüsü yasağı, Türk Kürt demeden bütün bacılarımıza zulüm olmadı mı? Başörtüsü yasağını kim kaldırdı? Özgürlükleri kim getirdi? İşte Türkiye'de özgürlüklerin, özgürlükler üzerine inşa edilecek demokrasinin tek adresi AK Parti'dir."

"Bütün vatandaşlarla buluşabilen tek parti AK Parti"

Başbakan Davutoğlu, bugün Bitlis'te öğleden sonra da Adıyaman'da, yarın Hatay ve Mersin'de, daha sonra Adana ve Şanlıurfa'da olacağını, ardından Ege'ye çıkacağını belirterek, "Türkiye'nin bütününde vatandaşlarla buluşabilen tek parti, AK Parti'dir" dedi.

Diğer siyasi partilerin sadece belli bölgelerdeki kesimlere hitap ettiğini anlatan Davutoğlu, "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu 2011'de Bitlis'e gelmiş" dedi. Partililerden "Yuh" sesleri gelmesi üzerine de Davutoğlu, "Yuhalamayın" diyerek engel oldu.

Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, "Biz Bitlis'e gelip sizinle sohbet etmedik, tabi bize oy vermezseniz. Bundan sonra geleceğiz" dediğini anımsatarak, şöyle konuştu:

"Ey CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, mesele senin Bitlis'e gelmen değil, mesele senin Bitlis'in, milletin ruhunu anlayabilmen ama anlamıyor ki milletle göz göze bakamıyor ki, diz dize oturamıyor ki milletin dilini konuşamıyor ki. Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi'nin kardeş kıldığı bu halkları, Sultan Alparslan'ın, Sultan Selahaddin'in kardeş kıldığı bu halkları, ruhunu, dünyasını, örfünü, hayasını anlayacaksınız ki birlikte yol yürüyebilesiniz. Ne HDP ne CHP bu milletin tarihi ile barışık değildir. Aksine ikisi de aynı anda Diyanet'e savaş açarak, aynı anda aynı söylemlerle bu milletin tarihi ile yabancılaşarak, ruh ikizi olmuşlardır, onlara artık CHDP diyebiliriz. Zihniyet olarak bir farkı yok, var mı bir farkı? CHDP. Bir yanda baktığınızda tek parti zihniyetli CHP, diğer yanda baktığınızda, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kürtçe meal üzerinden şu soruyu sorar mı Allah aşkına? Bitlis'in irfanını almış birisi şu soruyu sorar mı? 'Allah Kürtçe biliyor mu?' diye soruyor. Be mübarek, 'Allah Kürtçe bilmiyor mu' diye bir soru sorulabilir mi? Allah mutlak ilim sahibidir. Bütün diller mukaddestir. Yunus Emre'nin Türkçesi, ezan-ı Muhammedi'nin Arapçası, Feqiye Teyran'ın Kürtçesi... Hepsi aynı güzel tevhid mesajını verir bize, aynı güzelliği sunar. Aralarında bir fark gözetmeyiz ama tek parti döneminde, 'Allah Türkçe bilmiyor mu?' diyerek, ezanı aslından koparan zihniyetle, şimdi 'Allah Kürtçe bilmiyor mu?' diyerek birtakım tartışmaları başlatan zihniyet aynı zihniyettir. Bu zihniyete karşı çıkacak mıyız? Bu milleti tarihinden koparmak isteyenlere bir ders verecek miyiz?"

AK Parti iktidarının, milletle tarihi yeniden buluşturduğunu, tarihle geleceği, en önemlisi devletle milleti barıştırdığını ve kucaklaştırdığını anlatan Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Devlet ile arasında zıtlık oluşturmaya çalışanlar, 12 Eylül'de Diyarbakır Cezaevi'nde işkence ile zulüm yapanlar,  28 Şubat'ta ikna odalarında başörtülü kızlara zulüm yapanlar... İşte eski Türkiye buydu. Eski Türkiye'ye son veren parti AK Parti'dir. Artık kimse, konuştuğu dil, lehçe ve diğer farklılıklar dolayısıyla aşağılanmayacak, tahkir edilmeyecek, herkese saygı gösterilecek. Türkiye'nin her yerinde bu al bayrak altında herkes özgürce barış içinde yaşayacak. Tarihe yabancılaşma, Türkiye'nin, bu ülkede yaşayanların kültürü ile Bitlis'in kültürü ile yabancılaşma... Bediüzzaman'ın Şam hutbesini okusalardı, alemi İslam'ın muhabbeti, birliği ne demek bilirlerdi. Eğer Bitlis'in irfanından istifade etselerdi, 'Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır' demezlerdi. Bitlisliler, 'Kudüs Yahudilerin kutsal mekanıdır' diyenlere, bu meydanları, toprakları bırakacak mıyız? Selahaddin Eyyübi'nin zihniyetini anlamayanlara bir ders verecek miyiz?"

"(Yeni bir Türkiye doğuyor) demeye var mısınız?"

Davutoğlu, Bitlis'in büyük ıstıraplar yaşadığını, Ermeni zulmü karşısında 1. Dünya Savaşı'nda yakıldığını, yıkıldığını ifade ederek, "Bugün HDP'nin eş başkanı,  CHP'nin de eş başkanı, yurtdışında Ermeni diasporası ile Bitlis'i de Ermanistan'ın içinde gösteren haritalar önünde konuşmalar yapıyor. Biz buna izin verir miyiz" diye sordu?

Bitlis türküsünün, "Ordumuz geldi Muş'a dayandı, taşı toprağı kana boyandı, Bitlis'i gördüm yüreğim yandı, ağlama anam belki gelirim, belki mahşerde seni görürüm" dizelerini okuyan Başbakan Davutoğlu, "Bitlis'i böyle yakıp yıkanların yaptığı zulmü unutup, sizin dedelerinizin ve Türkiye'de yaşayanların dedelerinin soykırım yaptığı iddiasına destek verenlere bu meydanları bırakacak mısınız? Bitlis tarihi şahittir ki zulmü biz gördük, asırlarca bu topraklarda hep beraber yaşadık. Eğer dış bir tesir olmasaydı, Anadolu ve Kafkas halklarından olan Kürtler, Ermeniler ve Türkler hep beraber bir arada yaşayacaklardı. Papa ne diyorsa bunlar aynısını söylüyor. Ermenistan ve diaspora ne diyorsa, aynısını söylüyor. Bitlis'in kahraman çocukları, Türkiye'ye karşı kurulmaya çalışılan bu kıskaca karşı ayakta durmaya var mıyız? Bütün bu kıskaç hareketine karşı, paralelcilere, CHP'ye, HDP'ye karşı, eski Türkiye'nin sözcülüğünü yapan MHP'ye karşı 'yeni bir Türkiye doğuyor' demeye var mısınız?" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, 12 yıl önce Türkiye'nin, hem demokrasi ve özgürlükler anlamında son derece sınırlı bir ülke olarak hatırlandığını, hem de ekonomik kaynaklarının tüketildiğini ve 70 sente muhtaç hale getirildiğini iddia ederek, Bitlislilere, "12 yıl içinde Türkiye'de sağlanan gelişmelerden, özgürlüklerden, demokrasiden ve ekonomik kalkınmadan memnun olup olmadıklarını" sordu?

12 yılda, bir taraftan özgürlükler ve Çözüm Süreci, diğer taraftan da ekonomik kalkınma dediklerini belirten Davutoğlu, Türkiye ayakları üstünde doğrulmuşken bir çok tuzaklar kurulduğunu söyledi.

Davutoğlu, Çözüm Süreci'ni başlattıklarında gezi provokasyonlarıyla Türkiye'yi kaosa sürüklemek istediklerini, arkasından 17-25 Aralık operasyonlarıyla paralel çeteyi devreye soktuklarını, tam Çözüm Süreci ivme kazanmışken, 6-7 Ekim olaylarını, şiddeti bütün Türkiye'de yaymaya çalıştıklarını bildirdi.

"Bitlisliler bütün bu tuzaklara karşı yeni bir ders vermeye var mısınız?" diye seslenen Başbakan Davutoğlu, kendilerince beklenti içinde 7 Haziran'da, AK Parti'nin zaaf göstereceği ümidine kapıldıklarını kaydetti.

Davutoğlu, "Hem CHP hem HDP hem MHP hem de paralel ve arkasındaki uluslararası cephe, istediler ki beklediler ki Çözüm Süreci dumura uğrasın, aksasın. Sizin huzurunuzda söz veriyoruz. Ne olursa olsun, seçimde ne netice alınırsa alınsın Çözüm Süreci kararlılıkla sonuca ve nihayete erecektir" dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel AK Parti'nin Bitlis Mitingi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement