Altınok, Aa Editör Masası'na Konuk Oldu

İçişleri Bakanı Selami Altınok, "Okul boykotu çağrısına rağmen bölgedeki vatandaşlarımızın hiçbiri bu çağrıya uymamıştır. Okullarımız açıktır, eğitim öğretim devam etmektedir. Eğitim öğretim boykotuna uymayan vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın üzerine yine Diyarbakır'da Sur'da, Suriçi'nde bir okulun bahçesine koydukları bombayla 7 tane çocuğumuzu yaraladılar. Bu terör örgütünün en belirgin özelliklerinden bir tanesidir" dedi.

İçişleri Bakanı Altınok, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Terör örgütüne yönelik operasyonlarda sivil kayıpların olduğunu ileri süren örgüt ve örgüte yakın olanlar, bundan devleti sorumlu tutarak bu yönde propaganda yapıyor. Bu konuda bir değerlendirmeniz olur mu?" sorusu üzerine Altınok, şunları kaydetti:

"Eli kanlı terör örgütünün 1984'ten beri çoluk çocuk demeden, yaşlı demeden, daha kundaktaki sabileri dahi vahşice katlettiğini, o resimleri gözümüzün önüne getirdiğimizde gayet iyi biliyoruz, son 22 Temmuz'dan sonraki süreçte de daha iki gün önce benimde kaymakam olarak görev yapmış olduğum Bitlis'in Güroymak ilçesinde 65 yaşındaki akşam hala çalışmak durumundaki babasına yemek götüren Maşallah kardeşimizi bombayı patlatarak şehit ettiler. Ondan daha öncesinde, Diyarbakır'da çorba içen polislerimizin üzerine ateş ettiler. Orada çalışmakta olan garsonu şehit ettiler. Diyarbakır Silvan'da ekmek almaya giden küçücük sabiyi paramparça ettiler. Yine Silvan'da bizim güvenlik kuvvetlerimize roket atarken, roketin bir eve düşmesi sonucu 9 yaşındaki Elif kızımızı şehit ettiler. Buna benzer bir sürü örneği verebilmek mümkündür. Terör örgütünün burada algı yönetme gayretleri vardır."

Bakan Altınok, "Terör örgütünün vatandaşımıza silahını, kurşununu, roketini çevirmekte, bir sürü vatandaşımızı katletmekte ama bunları kendi cephesinden bakarak Türkiye Cumhuriyeti devletine maletme gayretinde olduğunu görüyoruz" dedi.

Cizre'de, Nusaybin'de sokağa çıkma yasağının uygulanmasının temel sebebi olarak da Bakan Altınok, "Biz vatandaşımızın hiçbirinin tek bir saçının teline dahi zarar gelmemesi noktasında özel bir gayret gösteriyoruz. Ama terör örgütü yuvalandığı yerlerden, hiç gözünü budaktan sakınmadan, kime attığını düşünmeden roketi, kurşunu başka türlü silahlarla saldırıyor. O arada da bunlar tabi vatandaşımıza da geliyor, polisimize, askerimize geldiği gibi, kesinlikle çok büyük bir algı yönetimi yapmaya çalışıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti ile vatandaşı arasında bir sorun yaratmaya, sıkıntı yaratmaya gayret ediyorlar. Biz çok hassas ve çok dikkatli bir şekilde operasyonları yapıyoruz" diye konuştu.

Beytüşşebap'ta ambulans şoförünün şehit edilmesi

Beytüşşebap'ta yaralıları almaya giden ambulans şoförünün PKK'lılarca şehit edildiğini hatırlatan Bakan Altınok, "Hastaya dünyanın hiçbir yerinde, sağlık personeline böyle bir şeyin yapılabilmesi söz konusu değildir. Ambulansımızın hali ortada, bu ambulansı süren şoför kardeşimizi de şehit ettiler. Terör örgütünün 1984'ten beri yapmış olduğu eylemler ve vatandaşa karşı göstermiş olduğu gaddarca tutumu algı yönetimiyle birilerinin farklı boyutlara çekmesine de Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak müsaade etmeyiz. Sağlık personeline yapılabilecek böyle bir şey olmaz, hiçbir savaşta, hiçbir çatışmada sağlık personeline bu yapılmaz, yanlıştır. Hukukla da uluslararası hukukla da örtüşen bir şey değildir. Bu PKK'nın her zaman yaptığı bir yöntemdir" ifadelerini kullandı.

Örgütün boykot çağrısı

Bakan Altınok, PKK'nın sivillere karşı yaptığı gaddarca tutumu devlete maletmesinin mümkün olmadığını bildirdi.

Örgütün, "eğitim ve öğretimin boykot edilmesi" yönünde birçok çağrıda bulunduğunu hatırlatan Altınok, "Okul boykotu çağrısına rağmen bölgedeki vatandaşlarımızın hiçbiri, bu çağrıya uymamıştır. Okullarımız açıktır eğitim öğretim devam etmektedir. Eğitim öğretim boykotuna uymayan vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın üzerine yine Diyarbakır'da Sur'da, Sur içinde bir okulun bahçesine koydukları bombayla 7 tane çocuğumuzu yaraladılar. Bu terör örgütünün en belirgin özelliklerinden bir tanesidir. Kesinlikle bunları Türkiye Cumhuriyeti devletine maledebilme gayretleri boşunadır. Kesinlikle gerçekçi değildir" dedi.

"Burada masum vatandaşlarımızın canını yakıyorlar"

PKK'nın sözde şehitliklerinin yıkıldığı iddialarına yönelik soru üzerine Altınok,  "Muş Varto'da, Ağrı Tendürek'te, Nusaybin Bagok'ta veya Kars Çemçe-Madur'da veya Bitlis'in Sehi ormanlarının tepesinde sözde şehitlik adı altında yapmış oldukları binalar, bu binaların da kişisel gayretlerle yapılamayacağının ben resimlerini, filmlerini gördüğümde hissediyorum, büyük bir ihtimalle kamu desteği alarak yerel yönetim desteği alınarak yapılmış yerlerdir. Buralarda sözde cami, mescit ve şehitlik adıyla matuf alanlara hükümetimizin veya güvenlik kuvvetlerimizin operasyon yaptığını söylüyorlar. Sözde cemevi veya cami dedikleri alan burada görselleri var. Terör örgütünün bütün örgüt liderlerinin flamalarının olduğu resimler ve burada eğitim kampları yapıyorlar, mahkemeler kuruyorlar. Burada masum vatandaşlarımızın canını yakıyorlar" bilgisini verdi.

Muş Varto'daki sözde şehitlik alanındaki binada yapılan operasyona ilişkin de Altınok, şu bilgiyi verdi:

"Sözde şehitlik dedikleri yerin yanındaki binalara yaptığımız operasyonlarda, 35 tane kalaşnikof aldık. Herhalde kalaşnikoflara namaz kıldırmıyorlar. Tabii biz burada Türkiye Cumhuriyeti'nin otoritesini ve kamu düzenini sağlama noktasındaki mücadelemizi sonsuza kadar götüreceğiz. Buralarda özellikle vatandaşlarımıza sıkıntı verilmesine müsaade etmeyeceğiz. Burada çok yerlere parkeler döşenmiş, binalar yapılmış, etrafına duvarları çekilmiş, sözde flamalar var. Buna devletin müsaade edebilmesi söz konusu değildir. Zaten dinle diyanetle, inançla alakası olmayan örgütün camiyle, cemeviyle de herhangi bir bağlantısının olmadığını da demin göstermiş olduğum resimlerden de gördünüz. Buralar örgüt evi, sözde mahkeme olarak kullanılıyor. Vatandaşlarımız burada sıkıntıya sokuluyor. Hatta Muş'taki operasyonda rehin tutulan 14 yaşındaki bir çocuğu kurtardık."

Bakan Altınok, coğrafi konum itibariyle ilgili belediyelerin yardımı olmadan yapılamayacağı belirtilen bu örgüt mekanlarına yardım eden yerel belediyelerin yardımlarına ilişkin soruşturmaların devam ettiğini kaydetti.

Altınok, "Ormanların tepesinde normalde kamyonun dahi zor çıkacağı yollardan 3 katlı tripleks villalar yapmışlardı, sözde şehitlik, mezarlık dedikleri yerlerin çevresine tamamını yıktık. Bundan sonra kalanlar varsa onları da yıkmaya devam edeceğiz. Devlette otoriteye ortaklık söz konusu olmaz. Devlet hiçbir şekilde hiçbir paralelliği kabullenemez ve buna fırsat vermez" dedi.

"PKK herhalde hayallere kapıldı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa'da yaşayan vatandaşlara seslenirken, PKK'yı kastederek, "Puslu havada kendilerini dev aynasında görenler etraf aydınlandığında gerçekle bir kez daha yüzleşecekler" dediği hatırlatılarak "Sizce PKK kendisini fazla güçlü mü gördü?" sorusu üzerine Bakan Altınok, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada son 3-5 yıldır yaşadığımız savaş ortamı, Suriye'deki, Irak'taki, Ortadoğu'da yaşananlar, Arap baharı sonucunda PKK'da kendisine sunulan birtakım önerilerle herhalde hayallere kapıldı diye düşünüyorum. Hayaller sonucunda belki Çözüm Süreci'nin başlangıcında kabullenmiş olduğu değerlendirmeleri veya kabulleri, değiştirebileceğini, daha fazlasını alabileceği hayaline kapıldı. Ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin 4 bin yıllık devlet geleneği, buna müsaade etmez, etmeyeceğini de gördüler. İki, iki buçuk aylık süreçte devletin teröre, terörün yandaşlarına hukuki çerçevede vermiş olduğu cevapla herhalde gerçeği görmüşlerdir diye düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadelerinin de bu yönde olduğunu değerlendiriyorum."

Sokağa çıkma yasakları

Sokağa çıkma yasağının bazı kesimlerce 90'lı yıllara dönüş olarak değerlendirilmesi ve uygulamanın olduğu yerlerde terör örgütünün şehir yapılanmasına yönelik operasyonların sonuçlarıyla ilgili soru üzerine Altınok, "Sokağa çıkma yasağı hukuki bir altyapıya dayanıyor. Yani İl İdaresi Kanunu'nun C maddesine dayalı olarak illerde valilerimiz sokağa çıkma yasağı ilan ediyorlar. Bunun tek bir gerekçesi var, vatandaşımızın can ve mal güvenliğini korumak'" dedi.

Altınok, vatandaşların can ve mal güvenliğinin öncelenmediği hiçbir yerde, sokağa çıkma yasağının uygulanamayacağını belirterek, "Zaman zaman valilerimiz, zaman zaman Bakanlar Kurulumuz, İçişleri Bakanlığımızın talepleri doğrultusunda hem 'özel güvenlik bölgeleri' ilan ediyoruz hem de 'askeri özel güvenlik bölgeleri' ilan ediyoruz. Bunları valiler ilan ettiklerinde 15 günlük süreci var. Bazen Bakanlar Kurulu 6 aya kadar da bu askeri özel güvenlik bölgelerini ilan etme durumunda oluyor. Buradaki amaç vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamaktır" diye konuştu.

Sokağa çıkma yasaklarının hukuki altyapısının olduğunu vurgulayan Altınok, "Görüyorsunuz, Nusaybin'de, Cizre'de, Van'da zaman zaman farklı yerlerde operasyon yapıyorsunuz. Vatandaşımızın mutlaka operasyon alanından uzakta durması, güvenlik kuvvetlerimizin her türlü dikkatine rağmen, terör örgütünün ateşi sonucu vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak lazım geliyor, buna rağmen örneklerini verdim, terör örgütü bu manada vatandaşımızın canını yakmaya devam ediyor. Hukuki altyapısı olan uygulamalardır. Bundan sonrada gerekli olduğu takdirde aynı şekilde uygulamaya devam edeceğiz" dedi.

"90'lı yıllar söylemini terör örgütü gerçekleştiriyor"

"90'lı yıllar söylemini kesinlikle kabul etmiyoruz" ifadesini kullanan Bakan Altınok, şöyle devam etti:

"Türkiye Cumhuriyeti devleti, hep hukuk çerçevesi içinde yapıyor. 90'lı yıllar söyleminde terör örgütü kaldı, 90'lı yıllar söylemini terör örgütü gerçekleştiriyor. Babasına yemek götürürken, 3 tane çocuğu babasız bırakırken örgüt, terör örgütü. Okulun bahçesinin duvarına bombayı asıp patlatıp, 7-8 tane çocuğumuzun daha sabi diyebileceğiniz 5-6 yaşındaki çocuklarımızı yaralayan terör örgütü. Ekmek almaya giden çocuğumuzun askeri aracın geçişinde patlatmak üzere koyduğu bombayı patlatıp da paramparça eden terör örgütü. 90'lı yıllarda kalan terör örgütüdür. Türkiye Cumhuriyeti devleti çok temiz bir şekilde, hukuku önceleyerek, vatandaşımızın can ve mal güvenliğini önceleyerek, bu mücadeleyi yapmaya gayret ediyor. Çok zor şartlarda yapıyor. Oradaki kahraman çocuklarımız, polislerimiz, askerlerimiz, jandarmamız, gerektiğinde 24 saat ayakta kalıyor, açlık susuzluk demeden mücadele ediyor. O mücadeleyi de hepimizin gördüğü gibi, bütün dünyanın gördüğü gibi hukuk sınırları içinde yapıyor, aşmak isteyen olursa da Türkiye Cumhuriyeti Devleti, o hukuk devleti olmanın gereği, kim yanlış yaparsa onun da gereğini yapacaktır."

Bakan Altınok, "Bölge halkı yörede yaşayan halkımız, artık bu terör örgütünün eylemlerinden bıkmış durumda. Her türlü çağrıya rağmen başkaldırı çağrısına rağmen, okulları boykot etme çağrısına rağmen, Türkiye Cumhuruyeti devletinin öyle kale gibi yanında duruyor. Siyasi tercihi ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı, vatandaşa karşı, insanımıza karşı, terör uygulayanların amacını anlamakta bölge halkı zorlanıyor, onun için de biz vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Vatandaşlarımızın bizim yanımızda yer alması duygusuna teşekkür ediyoruz, saygıyla karşılıyoruz ve minnettarız. Bunu özellikle belirtmek istiyorum" diye konuştu.

(Sürecek)