Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

Dha Yurt Bülteni-3

1)145 DEAŞ HEDEFİ VURULDU, 17 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜSURİYE'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda terör örgütü DEAŞ'a ait 145 hedef, karadan ve havadan ateş altına alınarak imha edilirken, 17 terörist etkisiz hale getirildi.

18.01.2017 10:48
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)145 DEAŞ HEDEFİ VURULDU, 17 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ

SURİYE'de yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda terör örgütü DEAŞ'a ait 145 hedef, karadan ve havadan ateş altına alınarak imha edilirken, 17 terörist etkisiz hale getirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 148 gündür sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı'nda, Özgür Suriye Ordusu ilerleyişine devam etti. Harekatta terör örgütü DEAŞ'a ait 145 hedef, karadan ateş destek vasıtalarıyla, havadan ise Türk Hava Kuvvetleri ait uçak ve silahlı İHA'lar tarafından ateş altına alındı. Gün içerisinde 17 teröristin etkisiz hale getirildiği harekatın son durumuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan bilgilendirmede şöyle denildi: "Hedef tespit vasıtaları ile tespit edilen 137 DEAŞ hedefine ateş destek vasıtaları ile atış yapılarak bölgedeki terörist grupların faaliyetleri baskı altına alınmış; DEAŞ mensuplarınca kullanılan barınma yerleri, savunma mevzileri, komuta kontrol tesisleri, silah ve araçları imha edilmiştir. Hava Kuvvetlerimize ait uçaklar ve silahlı İHA tarafından, Bab ve Suflaniyah'da bulunan 8 DEAŞ hedefine yönelik düzenlenen hava harekatı sonucunda 6 barınma yeri, karargah olarak kullanılan 1 bina ve 1 bomba yüklü araç imha edilmiştir. Gün içinde, icra edilen harekat kapsamında tespiti yapılan 17 DEAŞ mensubu etkisiz hale getirilmiştir. DEAŞ'tan temizlenen bölgelerde muhaliflere destek sağlayan patlayıcı madde tespit ve imha timlerimiz tarafından 4 el yapımı patlayıcı imha edilmiş, harekatın başından bugüne kadar çoğu tuzaklanmış 2 bin 945 el yapımı patlayıcı ve 43 mayın kontrollü olarak etkisiz hale getirilmiştir."

Mücahit YOLCU-GAZİANTEP/DHA

===========================================

2)ALT GEÇİT YAĞMURDAN SUYLA DOLUNCA BULUNAN ÇARE TEHLİKE YARATTI

MANİSA'da aynı bölgedeki 2 ayrı alt geçidin yağmur suyuyla dolması yüzünden bölge sakinleri, çareyi çevreyolunu kullanmakta buldu. Yoğun trafiğin olduğu yoldan karşıya geçişler kazalara davetiye çıkartıyor. Manisa genelinde 1 haftadır aralıklarla etkili olan yağmur, hayatı olumsuz etkiliyor. Yunusemre İlçesi Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesi'ne bağlı 2 bin 500 nüfuslu Doğan, Efe, Karacaahmet ve Kuşcu kümeevlerinde yaşayan vatandaşlar, yağmur sonucu bölgedeki 2 alt geçidin suyla dolup taşması nedeniyle konutlarına gidebilmek için çareyi çevreyolunu kullanmakta buluyor. Trafik akışının yoğun olduğu yoldaki bu geçişler ise kazalara davetiye çıkarıyor. Vatandaşlar, geçen yıl aynı durumun yaşandığını bir çocuğun çevreyolunu kullanmak isterken kazada öldüğün söyledi.

Duruma dikkat çekmek isteyen vatandaşlar toplanıp, basın açıklaması yaptı. Grup adına konuşan Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesi Muhtarı Musa Sezer, "Doğan, Efe, Karacaahmet ve Kuşcu kümeevleri çevre yolunun yapılması ile mahallemizden ayrıldı. Bu küme evleri mahallemize iki alt geçit ile bağlı. Manisa'da ne zaman yağmur yağsa bu köprülerin altı su doluyor. Yunusemre Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünü aradık. Gelmediler. Manisa Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünü arıyoruz. 'Bizim işimiz değil' diyorlar. Bizimle adeta oynuyorlar. Oradan oraya gidip geliyoruz. Geçen sene aynı şekilde su dolduğu için bir çocuk, çevre yolunu kullandığı için ezildi ve öldü. Yetkililer artık taşın atlına eline koysun. Bir çocuğumuz daha ölmesin. Burada iki bin üzerinde nüfus yaşıyor. Aynı olayı yaşamamak adına devlet yetkilerinden çözüm bekliyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Altgeçitten detay

Öğrenci ve vatandaşlardan detay

Çevre yolundan inen ve tırmanan öğrencilerden detay

Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesi Muhtarı Musa Sezer açıklama

Haber- Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA,

===========================================

3)ÜÇ DOÇENTTEN, 600 MİLYON EUROLUK ZARARI ÖNLEYECEK PROJE

TÜRKİYE'de her yıl yeni doğan yaklaşık 900 bin buzağının doğumdan sonra ilk 1 ay içerisinde ölmesi ile ekonominin yıllık 600 milyon Euro zarara uğradığı belirlendi. Bu nedenle Türkiye'deki yüzde 15 olan buzağı ölüm oranını azaltmak için çalışma yapan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi'ndeki 3 öğretim üyesi, ölümlerin büyük bölümüne buzağıların doğumdan sonraki ilk 8 saat içinde annelerinden yeterli ağız sütü alamamalarından kaynaklandığını belirterek sorunun çözümü için proje hazırladı.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversit7Doç.Dr. Didem Pekmezci, Türkiye'deki buzağı ölüm oranının yüzde 15 olmasının hem ekonomiye hem de Türkiye'deki büyükbaş hayvan varlığına olumsuz etkide bulunmasının önlenmesi amacıyla harekete geçti. Milli Tarım Projesi kapsamında açıklanan 2016 verilerine göre Türkiye'de yıllık 6 milyon buzağı doğduğu ve bunlardan 900 bininin öldüğü belirtilirken OMÜ'deki 3 öğretim üyesi ölümlerinin büyük bölümüne buzağıların doğumdan sonraki ilk 8 saat içinde annelerinden yeterli ağız sütü alamamalarından kaynaklandığını belirterek sorunun çözümü için proje hazırladı. Zengin bağışıklık proteinlerini içeren ağız sütünü yeterli oranda ya da hiç alamadıkları için bağışıklık sistemi oluşmayan buzağıların doğumdan sonraki ilk 1 ay içerisinde öldükleri ifade edildi. Proje kapsamında büyükbaş hayvan yetiştiricilerinin ağız sütü konusunda bilinçlendirileceği belirtilirken ayrıca zengin ağız sütü ikamesinin (kolostrum ikamesinin) süt tozu şeklinde üretilerek çiftçiye dağıtılacağı belirtildi.

YENİ DOĞAN BUZAĞILAR BAĞIŞIKSIZ OLARAK DÜNYAYA GELİYOR

Doç.Dr. Duygu Dalğın, buzağıların diğer canlı türlerinden farklı olarak bağışıksız olarak doğduklarını söyleyerek "Bu nedenle buzağı doğduğunda bütün hastalıklara açık bir şekilde doğuyor. Ahır şartları her türlü enfeksiyona açık. Buzağının kendi bağışıklık proteinini üretmesi için bir kaç ay lazım. İlk yeni doğan süresindeki bağışıklığı anneden aldığı ilk süt olan ağız sütü ile alacak. O sütü ilk 8 saat içerisinde tüketmesi lazım. Zaten bu ağız sütünün bağışıklık proteini açısından zengin yapısı doğumdan sonra ilk günün ardından bitiyor. İlk gün hatta ilk 8 saat gelen bu süt çok kıymetli. Ağız sütünün yeterince bağışıklık proteini içermesi çok önemli" diyerek sözlerine şöyle devam etti:

YURT DIŞINDAN GELEN İNEKLER TÜRKİYE'DEKİ HASTALIKLARA UYGUN AĞIZ SÜTÜ ÜRETMİYOR

"İlk ve ikinci doğumunu yapan inek zengin ağız sütü üretemiyor. Bir de sürekli yurt dışından hayvan ithal ediyoruz. Bu ithal hayvanlar geldikleri ülkelerdeki hastalık profili ile bizim ülkemizin farklı. Dolayısıyla ithal ineğin Türkiye'de doğan yavrusuna verdiği ağız sütünde geldiği ülkenin doğal yapısında bulunan hastalıklara karşı bağışıklık proteinleri var. Bizim ülkemizdeki hastalıklara göre yok. Bu nedenle buzağıda da Türkiye florasına uygun bağışıklık gelişemiyor. Ülkemizde buzağı ölüm oranı yüzde 15, yurt dışında gelişmiş ülkelerde bu rakam yüzde 2-3 hatta yüzde 3'de onlar alarm olarak görüp harekete geçiyorlar. Buzağı ölümlerinin en önemli nedeni de ağız sütünü buzağıların yeterli miktarda ve zengin ağız sütünü alamamasıdır."

YILLIK EKONOMİK KAYIP 600 MİLYON EURO

Doç.Dr. Yücel Meral ise Türkiye'de yılda 900 binin buzağının öldüğünü belirterek "Bunların büyük bir çoğunluğu ilk bir ay içerisinde ölüyor. Ortalama bir buzağı ederi 2000 TL olarak ele alındığında, yıllık ekonomik kaybın 600 milyon Euro olduğu hesaplanabilir. Görülmektedir ki, buzağı ölüm oranında yüzde 1'lik bir düşüş sağlanması bile, yıllık 6 milyon Euroluk bir ekonomik kazanca tekabül etmektedir. Kaldı ki, sağlıklı ağız sütü kullanımı stratejisinin uygulanmasının, çok daha önemli düşüşleri getireceği bilimsel olarak ortaya konmuştur. Yurt dışında ağız sütüne çok büyük önem veriliyor. Yeni doğan buzağılara eğer annesinin sütündeki bağışıklık proteini düzeyi zengin değilse yeterli proteinlerini içinde olduğu zengin ağız sütü veriliyor. Ülkemizde ise maalesef üreticilerimiz ağız sütünün öneminin çok farkında değil. Hatta çoğu zaman buzağının alması gereken ağız sütünü üreticilerimiz kendileri aileleri ile birlikte şifa niyetiyle tüketebiliyor. Oysa o süt buzağı için hayati önem taşıyor ve buzağının bu ilk sütü ilk 8 saat içinde alması gerekiyor. Ayrıca bu durum hayvan varlığımız azalarak et ithalatının çok yüksek seyretmesine neden oluyor. Eğer kayıp giderilirse uzun vadede et fiyatlarının düşmesine de sebep olacaktır" dedi.

ZENGİN AĞIZ SÜTÜ TOZ HALİNE GETİRİLİP ÜRETİCİLERE DAĞITILACAK

Doç.Dr. Didem Pekmezci, buzağı ölüm oranını düşürülmesi için üreticilerin ağız sütü ile ilgili bilgilendirmesi içerin bir proje hazırlayıp Samsun Valisi İbrahim Şahin'e sunduklarını belirterek, "Projemiz Samsun, Tokat, Çorum ve Amasya illerini kapsıyor. Bu illerde 2015 yılına ait toplam buzağı sayısı 229 bin 663 dür. Türkiye buzağı ölüm ortalaması olarak belirlenen yüzde 15 rakamı baz alındığında toplam 270 bin 191 adet buzağı doğduğu ve bunların 40 bin 528 inin telef olduğu tahmin edilmektedir. Buzağı ölümlerinin ekonomik gideri hesaplanırken, yalnızca ölen buzağının kaybı değil, aynı zamanda sağlıklı bir büyüme dönemi geçirmemiş bir sığırın verim ve performansındaki düşüş, hastalık ve tedavi masrafları, süt verimi, sütün yağ oranı, buzağılama yaşını uzatması da göz önüne alınmalıdır. 24 ay sürmesi planlanan bu proje ile ülkemizde ilk kez bölgesel hastalıklara karşı antikor ihtiva eden, raf ömrü uzunluğu, kalitesinin önceden belirlenmiş olması ve uygulama kolaylığı gibi pek çok avantaj sağlayan ağız sütü ikamesinin (kolostrum ikamesinin) üretilerek çiftçiye dağıtımı, her ilçede ve mümkün olduğunca köylerde yapılacak yoğun eğitimlerle ağız sütünün önemi ve güncel buzağı yetiştirme standartları konusunda kalıcı farkındalık oluşturulması ve ağız sütü ikame tozunun gerekli olduğu durumlarda rutin çiftçilik uygulamaları kapsamına oturtulması ile buzağı kayıplarının yüzde 5-7 düzeyinde düşürülmesi hedeflenmektedir" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------

-Öğretim üyelerinden detay

-OMÜ'den detay

-Röportaj

(SÜRE: 6.36 Dk) (BOYUT: 214 MB)

Haber-Kamera: Yaprak KOÇER/SAMSUN,

=========================================================

4)TURİZMDE ÖNÜMÜZDEKİ 3 AY, AVRUPA PAZARINDA BELİRLEYİCİ OLACAK

TÜRKİYE Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, 2017 turizm sezonundaki Avrupa pazarına ilişkin, "Önümüzdeki 3 ay, Avrupa pazarında bizim için belirleyici olacak. Buradaki satışların boyutu, sayısı, gerçekleşmesi 2017 yılında genel seyir hakkında da bize çok olumlu etkiler verecek" dedi.

TÜROFED Başkanı Osman Ayık, 2017 yılındaki turizm beklentilerine ilişkin konuştu. 2016'nın bugüne kadar yaşanan en kötü sezonlardan biri olduğunu aktaran Osman Ayık, 2014'ün ise sektörün en iyi yılı olduğunu vurguladı. Ayık, "2015 bir miktar sinyallerin belirdiği bir yıl oldu, ama 2016 maalesef üst üste gelen birtakım talihsiz olaylar neticesinde çok kötü olarak neticelendi. Yüzde 30'lar düzeyinde kayıp söz konusu. 2017'nin 2016'dan daha iyi bir yıl olması bizim en büyük arzumuz. Çabamız bunu gerçekleştirme doğrultusunda" dedi.

'2014 RAKAMLARINI GÖRMEK UZUN SÜRE ALABİLİR'

2017'nin turist sayısı açısından 2015'e yaklaşılan bir yıl olacağı, ancak fiyat konusunda 2014 rakamlarını görmenin uzun süre alabileceğini tahmin ettiklerini belirten Osman Ayık, "Ama sayı olarak 2017 yılında, 2015'e maksimum ölçekte yaklaşmak istiyoruz. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde de 2014 ve onun üzerindeki rakamları inşallah ülkemize getirmek en büyük amaçlarımızdan biri" diye konuştu.

'DAHA İYİ RAKAMLAR GÖRMEYİ UMUYORUZ'

Halihazırda Avrupa'da başta Almanya olmak üzere bazı pazarlarda sıkıntıların devam ettiğini, erken rezervasyon satışlarının beklenen düzeyde gerçekleşmediğini aktaran Osman Ayık, "Önümüzdeki 3 ay Avrupa pazarında bizim için belirleyici olacak. Buradaki satışların boyutu, sayısı, gerçekleşmesi 2017 yılında genel seyir hakkında da bize çok olumlu etkiler verecek diye düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde genel anlamda bir sakinlik yaşamamız durumunda; işimizi çok iyi yaptığımıza eminiz, tüketici ürünümüzü almaya her zaman hazır. Bu anlamda ülkemize gelmeye de her zaman hazır. Yeter ki ortam ona uygun olsun, huzur olsun, müsait olsun ve dünyadaki genel konjonktürdeki sıkıntılar bertaraf edilsin. Dolayısıyla bunlar yapıldığı takdirde Avrupa'dan 2016'dan daha iyi rakamları görmeyi umuyoruz" dedi.

'ÖNÜMÜZDEKİ 3 AY ÖNEMLİ VE BELİRLEYİCİ'

İngiltere pazarında işlerin şu an çok kötü olmadığına dikkati çeken Ayık, şöyle devam etti:

"Benelüks ülkelerinden Belçika, Hollanda'da rakamlar çok değil, açıkça söylemek gerekirse. Şu an çok geri olduğumuz ana kaynak pazarlarımızdan Almanya'da ciddi kayıplar varmış gibi gözüküyor, ama toplam sezon içerisindeki satışları oranladığımızda, şu ana kadar gerçekleşmesini umduğumuz satışların oranı çok düşük. Bu kapatılmayacak açıklar değil. Önümüzdeki 3 ay, önemli ve belirleyici. Bundan dolayı bu 3 ayı çok önemsiyoruz. Avrupa'da Noel tatilleri bitti, insanlar artık evlerine ve işlerine dönmeye başladı. Bundan sonra karar verme süreci. Bu dönemi rahat atlatırsak eminim ki 2017 yılında Avrupa'dan beklentilerimiz, hatta üstü sayıları görmemiz mümkün olabilir."

Görüntü Dökümü

-----------------------------

RÖP: Osman Ayık

(Haber- Kamera: Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya),

====================================================

5)MURATDAĞI 2017 KAYAK SEZONU YARIŞMAYLA AÇILDI

KÜTAHYA'nın Gediz İlçesi'ndeki Muratdağı Termal Kayak Merkezi'nde, 2017 sezonu törenle açıldı. Sezon açılışı, 1'inci Okullar Arası Kayak İl Birinciliği Yarışmaları'yla başladı.

Kütahya'da 2 bin 312 metre yüksekliğe sahip Muratdağı'nın 1850 metresindeki Sarıçiçek Yaylası Gölyeri ile Tahtaoluk mevkileri arasındaki Termal Kayak Merkezi Tesisleri yeni sesonu açtı. Sezon açılışı, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü Organizasyon Tertip Komitesi tarafından ilde ilk kez düzenlenen 'Okullar Arası Kayak İl Birinciliği' yarışmalarıyla başladı. Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu, Gediz Kaymakamı Avni Kula, İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Uğur, İl Emniyet Müdürü Hasan Çevik, Gediz Belediye Başkanı Mehmed Ali Saraoğlu, Türkiye Kayak Federasyonu İl Temsilcileri ve Eğitim Kurulu Üyeleri Muhammed Keskin ile Ayhan Keskin, sivil toplum temsilcileri ve vatandaşlar açılışa katıldı.

Yarışmalar Alp Disiplini, Kuzey Disiplini, Snowboard ve Kayaklı Koşu dallarında düzenlendi. Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir'in talimatıyla başlayan yarışmalarda Küçükler, Yıldızlar ve Gençler kız-erkek kategorilerinde 30 öğrenci mücadele etti. Sporcular, yarışmanın ardından kısa bir gösteri yaptı. Türk bayrağı açan sporcular, Sarıkamış şehitlerini andı, birlik ve beraberlik mesajı verdi. Yarışmalarda dereceye giren sporcuların madalyalarını ise Vali Ahmet Hamdi Nayir ile protokol üyeleri sundu. İl birinciliği yarışlarında dereceye giren sporcular 24 Şubat 2017 tarihinde Kayseri'deki Türkiye Şampiyonası'nda Kütahya'yı temsil edeceği belirtildi.

Gediz Belediye Başkanı Mehmed Ali Saraoğlu, Muratdağı Termal Kayak Merkezi'nin potansiyeline değinerek, geleceği açısından ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu ise merkezin tanıtımı ve geliştirilmesi için gereken desteği vereceğini ifade ederek, Ali Saraoğlu'na çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir de, merkezin önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, "Hem termali, hem de kayak sporu için ideal olan toz karıyla birlikte burası bulunmaz yerlerden biri. Bölgedeki bütün nüfusa, bölgedeki bütün illerimize hizmet edecek olan alanlardan bir tanesi olacak burası. İnşallah bu çalışma tamamlandığında, burada emeği olanların hepsi gurur duyacaklar. Güzel bir şeyi başardık inancıyla hepsi bunun zevkini yaşayacaklar. Dileğimiz, temennimiz o ki burayı yalnızca ilimize değil, yalnızca ülkemize değil, dünyanın hizmetine sunup, hem gelenin burada, bu havada kayak yapmasını, hemen aşağıda da sıcak sudan istifade ederek bu nimetlerin hepsinden birden istifadesini sağlamak. Güzel ormanımızla yüksek kan seviyemizle ve sıcak suyumuzla burayı değerlendirmeye çalışıyoruz. Şimdi işin meraklıları gelecek, o zamanda herkesi buraya davet edip gelin bu güzelliği paylaşalım" dedi.

Yarışmaların ardından protokol üyeleri, kar motosikletiyle Muratdağı turu yaptı.

Görüntü Dökümü

-----------------------------

Sporcular yarışmalara hazırlanırken.

Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, sporculara yarışma talimatı verirken.

Yarışmalarda mücadele eden sporcular.

Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir'in konuşması.

Ödül töreni.

Vali Ahmet Hamdi Nayir kar motosikleti binerken.

Haber- Kamera: Mehmet ALTINTAŞ/ GEDİZ (Kütahya),

=================================================

6)TÜRKİYE'DE İŞİTME ENGELLİ 63 BİN ÇOCUK VAR

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Kulak Burun ve Boğaz Bölümü'nden Prof. Dr. Harun Doğru, Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre Türkiye'de 63 bin işitme engelli çocuk bulunduğunu belirtti. Bu çocukların çoğunluğunun doğuştan işitme engelli olduğunu aktaran Prof.Dr. Doğru, bir bölümünün de geçirdikleri ateşli hastalıklar sonucu işitme kaybı yaşadığını söyledi. "Bu yüksek bir rakam" diyen Prof.Dr. Doğru, "Belki Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre yüksek sayılmayabilir ama yine de yüksek bir rakam" dedi. Türkiye'de 18 yaş altı çocukların yüzde 2'sinin geçirdikleri orta kulak enfeksiyonlarına bağlı olarak kulak zarındaki delikten dolayı işitme kaybı yaşadığını kaydeden Prof.Dr. Harun Doğru, orta kulaktaki anormallikten dolayı meydana gelen işitme azlığının kısmen de olsa tedavi edilebildiğini kaydetti.

Görüntü Dökümü

-----------------------------

Röp: Prof. Dr. Harun Doğru

Zeynep Balcı (Hasta yakını)

Prof. Dr. Harun Doğru bebek muayene ederken

Haber: Selam KUNAR- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,

===========================================

7)KALDIRIMDAKİ ŞÜPHELİ BAVULDAN ÇÖP ÇIKTI

BOLU'da kaldırıma bırakılarak bomba paniğine yol açan bavuldan çöp çıktı.

Gece saatlerinde Aktaş Mahallesi, Taşhancılar Caddesi üzerindeki bavulu gören polis ekipleri, çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. Caddenin giriş ve çıkışına güvenlik şeridi çekilerek kimsenin yaklaşmasına izin verilmedi. Daha sonra gelen bomba imha uzmanı özel kıyafetini giyerek sinyal kesici 'jammer' ile bavulun yanına yaklaştı. Bomba imha uzmanı, fermuarı açık olan bavulda çöp olduğunu gördü. Şüpheli bir durumun olmaması üzerine bavul fünye ile patlatılmadı. İncelemenin tamamlanması ardından caddedeki güvenlik şeritleri kaldırıldı.

Görüntü Dökümü

-----------------------------

-Yolun trafiğe kapatılması

-Bomba imha uzmanının Jammer ile bavula yaklaşması

-Uzmanın çantaya yürüyüp, açması

-Çantadan çıkan çöpler

-Detaylar

-Yolun tekrar açılması

Süre: 03.05 Boyut: 362.6 MB

Haber-Kamera: Mutlu YUCA-Murat KÜÇÜK/BOLU,

========================================================

8)SPORLA GÜÇLENDİRİLEN KEMİKLER DİZLERDEKİ AŞINMALARI AZALTIYOR

KOCAELİ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Cumhur Cevdet Kesemenli, 55-60'lı yaşlarda dizlerdeki aşınmanın hızlandığını, aşırı kilolularda ise aşınmaların daha erken yaşlarda meydana geldiğini belirterek, "Ne kadar çok spor yapılırsa ve kemik güçlendirilirse aşınma, diz ağrılarıyla daha az karşılaşılır" dedi. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Cumhur Cevdet Kesemenli spor ile kemiklerin güçlendirilmesi durumunda diz ağrılarıyla daha az karşılaşılacağını belirterek, "İleri yaşlarda dizlerde ortaya çıkan kıkırdak aşınmalarına engel olunamıyor. Sadece geciktirme olabiliyor. Diz ağrılarının en büyük sebebi ise aşırı kilolardır. Kişinin genetik yapısı ve kemik kalitesi de önemlidir. Genç yaşta ve çocukluk yaşlarda ne kadar çok kemik stoku elde edilebilirse, ne kadar çok spor yapılırsa ve kemik güçlendirilirse aşınma, diz ağrılarıyla daha az karşılaşılır. Gençliğinizde spor yapmayıp kemik stoku elde etmezseniz sorun yaşarsınız. Normalde 55-60'lı yaşlarda dizdeki aşınmalar hızlanırken aşırı kilolular da daha erken yaşlarda aşınmalar meydana geliyor" dedi. Diz kapağına yüklenmenin ağrılara neden olacağını söyleyen Kesemenli, "Gençlerde ortaya çıkan diz ağrılarının nedenleri ya diz kapağının altındaki kıkırdak hasarlarından kaynaklanır yada menüsküs yaralanmalarından meydana gelir. Özellikle diz kapağında yüklenme olunca ağrılarla karşılaşabilirsiniz. Vücudun özellikle aşırı yüklenmelerde dizlerde problem yaratan şey bisiklet ve koşu bandındadır. Yatkınlık varsa koşu bandında ciddi anlamda diz ağrısıyla karşı karşıya kalma ihtimaliniz yüksek. Bunun da sebebi koşu bandında koştuğunuz zaman karşı taraftan da dizinize karşı yüklenme gelmesinden meydana gelir. Yaşlı hastalarda ortaya çıkan diz ağrılarının en büyük sebebi kıkırdaklardaki yaşlanmaya bağlı, geçirdiği travmalar, geçirdiği eklem hastalıklarından da kaynaklanır. Saçlarımız nasıl beyazlıyorsa hücrelerin belirli bir ömrü vardır. Kıkırdaklar da zaman içerisinde aşınmaya başlıyorlar. Aşındıkları zaman da yavaş yavaş ağrılar başlıyor" diye konuştu. Kireçlenmenin kıkırdakların yıpranması olduğunu ifade eden Kesemenli, şöyle konuştu:  "Kireçlenme her eklemde görülebilen diz ekleminde ilerleyen hastaların yüzde 80'inde görülebilen bir hastalıktır. İçeride bir kireç veya kireçlenme yoktur, bu bir kıkırdakların yıpranmasıdır. Ağrılar durmuyorsa mutlaka doktora tedavi olmaları gerekiyor. Erken tedavi proxımal ameliyatı olurlarsa 15-20 yıl protez ameliyatından korunmuş olurlar. Ayrıca kıkırdağa enjeksiyon yapılmaktadır. Fakat enjeksiyon ile ameliyat bir değildir. Enjeksiyonların bilimsel başarı oranı düşüktür hatta yok denecek kadar da azdır. Sadece ameliyat edemeyeceğiniz herhangi bir ilaç veremeyeceğiniz insanlara yapılır enjeksiyon. Kesin bir iyileştirme söz konusu değildir. Bu dediğimiz ameliyatın hem iyileştirme, hem de protezi önleyiciliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır" Kocaeli Üniversitesi'nde protezin önüne geçilen ameliyatlar yapıldığını söyleyen Kesemenli, "Burada binin üzerinde diz ameliyatları yapıldı. Eklem cerrahisi konusunda hem sportif, hem de ileri derecedeki kireçlenmeler yani eklem hasarlarından sonraki diz protezleri sayısı oldukça fazla. Diğer kliniklerden en çok yaptığımız ameliyatların başında Proxımal Tıbbıal Osteotomy yani kireçlenmenin erken dönemdeki tedavisi protezin önüne geçen bir ameliyattır. Bu ameliyat sonrasında 15-20 yıla yakın protez ameliyatı olmuyorlar ve protez ameliyatından korunmuş oluyorlar" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------------

-Prof.Dr. Kesemenli ile röp.

-Kesemenli'nin servisteki hastaları muayene etmesi

-Hastalarla röp.

(Haber: Ergün AYAZ-Kamera: Orhan UZUN-KOCAELİ/DHA

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement