CHP'li Oran Başbakan'ı Hadisle Uyardı: "Borç Ağır Bir Yüktür"

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Erdoğan'ın ekonomi politikaları sonucunda borçlanma, dış ticaret açığı, cari açık, işsizlik ve yoksulluğun çok büyük artış kaydederek kronik sorun haline geldiğini ifade etti.

Oran yaptığı yazılı açıklamada, Başbakanlığı süresince içeride toplumu kutuplaştıran, ülkeyi bölünme noktasına getiren, dış politikası ile Türkiye'yi adeta tüm dünya ile düşman eden Recep Tayyip Erdoğan'ın, ekonomide de izlediği sıcak para ve borçla tüketime dayalı politikaların sonucu, patlamaya hazır bir saatli bomba niteliğinde devasa bir borç batağı bıraktığını ifade etti.

Kamunun 2002 sonunda 155 milyar lira olan iç borç stokunun 12 yılda 436,3 milyar liraya çıkarak üçe katlandığını belirten Oran, Aralık 2002-Mart 2014 döneminde 102 milyar liradan 199.6 milyara çıkan dış borçla birlikte kamunun toplam borç yükünün yaklaşık bir buçuk kat büyüyerek 257 milyar liradan 636 milyar liraya ulaştığını kaydetti. Oran, buna göre toplam kamu borcunun 2002-2014 döneminde net 378,8 milyar lira büyüdüğünü, başka deyişle ilk 80 yılın sonundaki borç bakiyesi 257 milyar lira olan Türkiye'nin son 12 yılda bunun yaklaşık bir buçuk katı kadar net borçlanmaya gittiğini, toplum kamu borç stokunun 2.5 katına çıktığını belirtti.

-"VATANDAŞIN KREDİ BORCU 127 KAT, KART BORCU 17 KAT BÜYÜDÜ"-

AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılının sonunda 1.9 milyar lira dolayında bulunan toplam tüketici kredilerinin, aradan geçen sürede tam yüzde 12 bin 743 (127.4 kat) artarak bu yılın Nisan sonunda 253.4 milyar liraya ulaştığını kaydeden Oran, bunun 112.1 milyarını konut, 7.7 milyarını taşıt, yaklaşık 133.6 milyarını da diğer kredilerin oluşturduunu ifade etti.

AKP'nin, ekonominin lokomotifi olarak gördüğü ve aynı zamanda en büyük yolsuzluk alanlarının başında gelen inşaat sektörüne verdiği olağanüstü kamu desteğinin de etkisiyle, tüketici kredileri içinde en hızlı artışın 420 katla konutta gerçekleştiğini belirten Oran şöyle devam etti:

"Halkın borçla tüketime şartlandırıldığı AKP döneminde kredi kartlarının sayısında adeta patlama yaşandı. 2002 sonunda 15 milyon 705 bin 370 adet olan dolaşımdaki toplam kredi kartı sayısı, yüzde 265 artışla Mayıs 2014 itibariyle 57 milyon 317 bin 236 adede ulaştı. Buna göre AKP döneminde vatandaşların cebine net 41 milyon 611 bin 866 adet yeni kredi kartı konuldu. Öte yandan Mayıs 2014 itibariyle tüketici kredisi ve/veya kredi kartı borcunu ödemediği için kara listeye alınan 2.5 milyon vatandaş bulunuyor. Kara listedekilerin sayısı son 4 yılda 5'e katlanmış durumda."

-"GIRTLAĞINA KADAR BORÇ"-

AK Parti hükümetlerinin izlediği politikalarla Türkiye ekonomisinin, sıcak para ve borçlanma şeklinde dış kaynağa aşırı bağımlı hale getirildiğini savunan Oran, "Tatlı kârı gören sıcak para geldikçe ekonomi çarkı döndü. Ekonomide canlılık, yoğun sıcak para girişleri ve bankaların yurt dışından borçlanıp bununla içeriyi fonlaması sayesinde sürdürüldü. Bu kadar dış kaynak bolluğuna rağmen 2003-2013 dönemindeki ortalama büyüme sadece yüzde 4.9'la vasat düzeyde kaldı. Kağıt üzerinde kaydedilen büyümeler de istihdam yaratmadı, işsizlik sorunu çözülemedi" dedi.

İşsizlik kronikleştiğini, reel ücretler gerilediğini, gelir dağılımının bozulduğunu, buna rağmen tüketici kredisi ve kredi kartları üzerinden henüz kazanılmamış gelirlerle, yani borçlanarak tüketen vatandaşlara, sanal bir refah ve zenginleşme algısı yaşatıldığını ifade eden Oran şunları kaydetti:

"Halk sürekli borçla tüketmeye teşvik edildi; bankaların yurt dışından borçlanarak sağladığı kaynaklar özellikle inşaat gibi belli sektörler yanında en çok tüketiciye pompalandı. Bankacılık sektörünün kaynak bombardımanına tuttuğu iç tüketim canlandıkça, ithalat, dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak cari açık patladı. Kışkırtılan tüketim, tüm kesimleriyle ülkeyi ağır bir borç yükünün altına soktu.

Sonuçta vatandaşlar bankalara; bankalar ve şirketler yurt dışı kreditörlere, devlet ise hem yurt içi hem yurt dışındaki borç verenlere gırtlağına kadar borçlu hale getirildi. 2002'de 3.896 TL olan kişi başına kamu borcu, Erdoğan'la 8.296 TL'ye, kişi başına 1.963 dolar olan dış borç ise 5.045 dolara çıktı.

Açık tüketici kredisi bulunanların sayısı 2002-2014 döneminde 1.7 milyondan 14.7 milyona yükseldi. Erdoğanlı yıllarda ekmek fiyatı ikiye, benzin üçe katlanırken, asgari ücretin alım gücü yaklaşık 7 çeyrek altından 5'e düştü."

-"BORÇ YİĞİDİN KAMÇISI DEĞİL EKONOMİNİN YUMUŞAK KARNIDIR"-

Başbakan Erdoğan'ın ekonomi politikalarının Türkiye de her alanda eşitsizliği ciddi oranda arttırdığını belirten Oran, "Gelir artışının yüzde 90'ı en yüksek gelire sahip yüzde 5'lik kesime gidiyor. Türkiye'de fırsat eşitsizliği ve gelir dağılımı eşitsizliği öncelikle ele alınması gereken en önemli konulardandır. Erdoğan'ın ekonomi politikaları sonucunda borçlanma, dış ticaret açığı, cari açık, işsizlik ve yoksulluk çok büyük artış kaydetmiş ve kronik sorun haline gelmiştir" dedi.

Türkiye'nin sırasıyla eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, iş bulma ve fırsat eşitliğinde yeni bir sayfa açması gerektiğini ifade eden Oran şöyle devam etti:

"Ayrıca her alanda eşitsizlik giderilerek yeni bir kalkınma hikayesi yazılmalıdır. Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda borç krizine sürüklenmemesi ancak üretim eksenli yeni bir kalkınma paradigmasının inşasına ve tasarruf oranlarının arttırılmasına bağlı gözükmektedir. Bu yeni kalkınma stratejisi için bilim ve teknoloji politikalarının planlı bir şekilde hazırlanıp üretim yapısının dönüştürülmesiyle Türkiye'nin orta gelir tuzağından çıkmasında yararlı olacaktır. Bu bağlamda özellikle temel bilimlere yönelik eğitim yatırımlarının kamu tarafından planlı bir şekilde ele alınması yararlı olacaktır. Erdoğan "borç yiğidin kamçısıdır' sözünü ezberlemiş, ama koca Türkiye "borç yiyen kesesinden yer'in canlı örneği haline geldi, bunu gizliyor. Borç yiğidin kamçısı değil Türk ekonomisinin yumuşak karnıdır. Kendisine bir de "Borç ağır bir yüktür' hadis-i şerifini de hatırlatalım."