"Dini duyguları istismar yoluyla dolandırıcılık"tan yargılanan sanık beraat etti

Güngören'de kendisini "hoca" olarak tanıtıp "dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçunu işlediği gerekçesiyle hakkında dava açılan sanığın beraatine karar verildi.

Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuksuz sanık Fikret G. ve avukatı katıldı.

Duruşmada savunma yapan sanık, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirterek, üniversitede ilahiyat bölümünü bitirdikten sonra bioenerjiye ilgi duyduğunu ve bununla ilgili büro açtığını söyledi.

Vergi levhasının bulunduğunu aktaran Fikret G, kendisini İzmit'ten aradığını söyleyen bir kişinin, "Sen şarlatanlık yapıyorsun." dediğini, kendisinin de bioenerji uygulamaları yaptığını söylediğini ifade etti.

İki saat sonra bir erkeğin kendisini aradığını dile getiren Fikret G, "Bu şahıs polismiş. Bana mutsuz olduğunu söyledi. Psikoloğa gitmesini söyledim, kiminle yaşadığını sordum. Bana 'eşimle' dedi. Ben de 'eşinize de sorayım' dedim eşi de polismiş. Ona da psikoloğa gitmesini söyledim ama eşi koronavirüs nedeniyle hastaneye alınmadıklarını söyledi. Bana çok yalvardılar. Ben de o zaman 'benlikse bir bakayım' deyip randevu verdim." diye konuştu.

Bu kişilere her seansın 200 lira olduğunu ve fatura kestiğini söylediğini aktaran Fikret G, evine gelen iki kişiden kadının içeri girer girmez eline 200 lira sıkıştırdığını savundu.

Fikret G, "Bu nedir?" demeye kalmadan erkek olan polis memurunun da "polisiz" diyerek hakkında işlem yapıp kendisini karakola götürdüğünü anlatarak, "Ben kimseyi dolandırmadım. Dolandırmış olsam müşteki olurdu. Beraatimi talep ediyorum." ifadesini kullandı.

"Hukuka aykırı delil elde edildi"

Cumhuriyet savcısının duruşmada açıkladığı esas hakkındaki mütalaada, kolluk görevlilerinin savcının emri doğrultusunda ve genel yetki ile görevleri kapsamında suç ve failini belirlemek ve suçla ilgili delilleri toplamak amacıyla alıcı role girerek, suça azmettirmeden ve teşvik etmeden işlem yapabildikleri belirtildi.

Savcının gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisine görevini, yazılı veya acele hallerde sözlü olarak vermesi gerektiğine vurgu yapılan mütalaada, kolluk görevlisinin, yazılı veya sözlü emir olmadan, savcıya bilgi vermeden, kimliğini gizleyerek adli işlem yapmasının ve bu kapsamda elde ettiği delillerin hukuka aykırı olduğu kaydedildi.

Mütalaada, olayda kolluk kuvvetinin savcıya haber vermeden işleme başladığı ve kışkırtıcı ajan rolünde hukuka aykırı delil edildiği belirtilerek, söz konusu suçta herhangi bir mağdurun da bulunmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi istendi.

Savcılığın mütalaasının ardından son sözleri sorulan tutuksuz sanık Fikret G, beraatini talep etti.

Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, "nitelikli dolandırıcılık" suçunun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verdi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Fikret G'nin kendisini "Fikret Zikret G. Hocaefendi" olarak tanıtarak para karşılığında büyü bozma, kısmet açma, hastalıklardan kurtarma gibi bahanelerle vatandaşları dolandırdığı şeklinde istihbari bilgi alındığı belirtilmişti.

3 Nisan 2020'de müşteri gibi davranan emniyet güçlerinin sanığın telefonunu arayarak "Eşimin ruhsal sıkıntıları var. Fiziksel olarak istemsiz hareketler sergiliyor." dediği aktarılan iddianamede, sanığın telefonda dua olarak nitelendirdiği şeyler söyleyerek "Değişim var mı?" diye sorduğu bunun üzerine polis memurunun kısmen düzelme olduğunu söylediği aktarılmıştı.

Polis memurlarının sanıkla sözleştikleri adrese gittiği ifade edilen iddianamede, Fikret G'nin kapıyı açtığı ve ön ödeme için kendisine 200 lira verildiği sırada polis memurlarının kartlarını göstererek sanığı suçüstü yakaladığı kaydedilmişti.

İddianamede sanık Fikret G, hakkında "dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan 9 aydan 7,5 yıla kadar hapis cezası istenmişti.