Ilo Avrupa 10. Bölge Toplantısı

İşçi delegesi Nikolay Shatokhin, "İşçiler ülkelerde daha güçlü ekonomiler görmek istiyor. Daha yüksek refaha sahip olan ülkeler görmek istiyor. Dengeli yapıların tesis edilmiş olmasını görmek istiyor. Hem iş verenlerle hem hükümetlerle el ele çalışarak faaliyetlerimize devam etmek istiyoruz." dedi.

Shatokhin, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Avrupa Bölgesi içinde yer alan üye ülke hükümet, işveren ve işçi temsilcileri ile ILO Merkez ve Avrupa ofisleri yetkililerinin katıldığı ILO Avrupa 10. Bölge Toplantısı'nda, işçileri temsilen konuşma yaptı.

Dünya çapında ekonomileri etkileyen 2008 mali krizinin hem ülkelere hem bölgelere hem de işletmelere olan etkilerinin olduğunu belirten Shatokhin, "Bugün Avrupa Birliği vatandaşlarının yüzde 25'i adil olmayan koşullar ve yoksullukla mücadele etmek durumundalar. Dünyanın pek çok yerinde savaşların patlak verdiğni görüyoruz. Diğer ükelerde çok ciddi enflasyon oranlarını görüyoruz. Göç akımlarını görüyoruz. Bütün bu konular, meseleler son derece ciddiyet arz eden konular. Bu sorunlarla mutlaka başa çıkmamız gerekiyor." diye konuştu.

Shatokhin, işçi temsilcilerinin ILO'nun üçlü yapısı içerisinde genel diyalog içinde bu sorunların çözülmesini arzu etiğini vurgulayarak, G20 ülkelerine de tavsiyede bulunmaları gerektiğini dile getirdi.

ILO Avrupa Bölge Toplantısı'nın bu kapsamda çok iyi bir fırsat olduğunu ifade eden Shatokhin, şöyle devam etti:

"Platform olarak biz, işçileri ilgilendiren sorunları burada irdeleyebilir ve önceliklerimizi ortaya koyabiliriz. İşçiler ülkelerde daha güçlü ekonomiler görmek istiyor. Daha yüksek refaha sahip olan ülkeler görmek istiyor. Dengeli yapıların tesis edilmiş olmasını görmek istiyor. Hem iş verenlerle hem hükümetlerle el ele çalışarak faaliyetlerimize devam etmek istiyoruz. Bizler işçiler olarak, küresel ekonomi ve politikalarla ilgili çalışmalara katılmaktayız. ILO'nun temel ilke ve değerlerini önemsiyoruz. Bizler aslında mevcut değişimleri gün be gün hissediyoruz. Özellikle gelir dağılımındaki eşitsizlikler, ücretlerdeki eşitsizlikler aslında çok ciddi etkilere sebep oluyor."

Shatokhin, ekonomik kalkınma için üretkenliğin, verimliliğin arttırılması gerektiğini dile getirerek, işçilerin iş faaliyetlerinden de gelir elde edebilmesi gerekitğini söyledi.

Ekonomik krizlerin ardından gelir dağılımının adil bir şekilde gerçekleşmediğini ifade eden Shatokhin, şunları kaydetti:

"Belli ülkelerin refahıyla diğer ülkelerin refahı arasındaki fark hiç bu kadar büyük olmamıştı. Bu durum giderek artan bir şekilde ortaya çıkıyor. Biz krizin tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Krizin tekrar yaşanmaması için de krize sebep olan sorunlar ortadan kaldırılmalı. İnsanlar geçimlerini sağlayamayacakları ücretlerle yaşamak zorunda kalıyorlar. Bunlar krizin etkileri. Hem yaşam koşularını hem çalışma koşullarını dikkate almalıyız."

"İş dünyasında farklı dinamikler ortaya çıkıyor"

Oturumda söz alan işveren grubu sözcüsü Renate Hornung-Draus ise bu toplantının İstanbul'da yapılmasından son derece mutluluk duyduğunu söyledi.

Draus, yüksek bir katımla gerçekleşen etkinliğin 51 üye devlet açısından son derece önemli olduğunu dile getirerek, "Burada bulunan işçi temsilcilerinin varlığı son derece önemli. Oslo bildirgesinin üzerinden 4 yıl geçti ama üzerinde görüşmeye devam edeceğiz. Çok taraflılık bölgemize yarar getirdi. Oslo'da bir çerçeve ortaya konulmuştu. 2008'deki ekonomik krizin üstesinden gelmek için önemli bir çerçeve ortaya koymuştuk. Bugün de ortaya konulan çalışmaların Oslo'ya uygun olduğunu görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Üye ülkelerin farklı büyüme oranlarına sahip olduğuna dikkati çeken Draus, gelecek yıllarda büyümenin daha artmasının beklendiğini kaydetti.

Draus, söz konusu büyüme oranlarının yüzde 2-4 civarlarında olacağı öngörüsünde bulunarak, "10 yıl süren ekonomik çalkantılı bir dönemden sonra yaşananlar hayli umut verici. Olumlu çıktılar alıyoruz. İş yaratma konusu bölgede farklı oranda olsa da büyüme devam ediyor. Neler yapılması ve yapılanların hangilerinin başarılı olduğu konularında çalışmalarımız devam ediyor. Öte yandan iş dünyasında farklı dinamikler ortaya çıkıyor. İş yapılanmasındaki köklü değişiklikler, bu değişimi mükün kılan unsurlar oldu. Demografik ve çevresel değişiklikler, malların üretimi, sunumu ve dağıtımı konusunda da değişikliklere neden oldu. Her değişim teknolojiden de kaynaklanmıyor." ifadelerini kullandı

Asıl meselenin eski teknolojiler ve geleneksel iş örgütlenmesine göre düzenlenen yapının dönüştürülmesi olduğunu dile getiren Draus, bunları yaparken de yeni teknolojlerden yararlanılması gerektiğine vurgu yaptı.