Son dakika haberleri: Azad Cammu Keşmir Cumhurbaşkanı Han uluslararası toplumun Keşmir konusunda hayal kırıklığı yarattığını söyledi

Azad Cammu Keşmir Cumhurbaşkanı Serdar Mesud Han, Keşmir'de uzun süredir devam eden ihtilafın çözümü konusunda Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere uluslararası toplumun kendilerini "hayal kırıklığına" uğrattığını söyledi.

Han, AA muhabirine verdiği yaptığı açıklamada, "BM'nin Keşmir'deki rolü bariz bir hayal kırıklığı çünkü (BM), pratikte müdahalesiz bir yaklaşım benimsedi ancak Keşmir'in herkesin görmezden geldiği gerçek bir problem olduğunun farkındalar." dedi.

"ABD'nin Hindistan'ın tercihi olan mevcut durumun devamını istediğini, Avrupa Birliği'nin girişimlerinin sonuç getirmediğini" ifade eden Han, uluslararası hukukun koruyucusu olduklarını iddia eden güçlü ülkelerin, Keşmir meselesini görmezden gelmesinin Cammu ve Keşmir'de "insanlığa karşı işlenen suçların cezasız kalmasına" destek anlamına geldiğini söyledi.

2012-2015 yıllarında Pakistan'ın BM daimi temsilciliğini yapan Han, Yeni Delhi'nin, Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılmasının ardından "hoş görünmek" için İslamabad ile "yüzeysel ilişki" arayışında olduğunu savunarak "Pakistan, Ağustos 2019'daki eylemlerini tersine çevirene kadar Hindistan'la herhangi bir ikili görüşme yapmayacağını açıkça belirtti." ifadelerini kullandı.

Han, Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir konusunda ikili görüşmelerin hiçbir zaman sonuç vermediğini ifade ederek "Kaderi tehlikede olan Keşmirliler müzakere masasında oturmuyorsa bu tür görüşmelerin pek faydasını görmüyorum." diye konuştu.

"Keşmir'de ortaya çıkan trajedi küresel jeo-stratejik gündemin ağır yükünün altına gömüldü"

Azad Cammu Keşmir Cumhurbaşkanı, Cammu Keşmir'in 2019'da özel statüsünün kaldırılmasının ardından "Keşmir'de ortaya çıkan trajedinin, küresel jeo-stratejik gündemin ağır yükünün altına gömüldüğünü" söyledi.

Han, bu tartışmalı kararın, Keşmir'deki Hindistan yanlısı politikacılardan bile destek alamadığını belirterek "Keşmirliler, kaderlerine karar verilirken seyirci olarak kenara itilmemeli. Pakistan'a katılmak istediklerini biliyoruz. Ancak referandum yoluyla bunu yapana aslolan onların sesidir. Keşmirliler, her gün maruz kaldıkları kalıcı bir statüko ve şiddet döngüsü değil, bir çözüm istiyor." ifadelerini kullandı.

Cammu Keşmir'in özel statüsünün kaldırılması

Hindistan, anayasanın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir'e ayrıcalık tanıyan 370'inci maddesini 5 Ağustos 2019'da iptal ederek bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmış ve eyaleti ikiye bölmüştü.

Eyalet, 31 Ekim 2019'da resmi olarak merkeze bağlı Cammu Keşmir ve Ladakh "Birlik Toprağı" statüsünde iki bölgeye ayrılmıştı.

Kararın ardından Hint güvenlik güçleri, Cammu Keşmir'de asayiş operasyonlarını ve halk üzerindeki baskıları yoğunlaştırmış, sokağa çıkma yasağının yanı sıra internet, telefon ve ulaşım kısıtlamaları getirilmiş, bölgedeki yerel partilerin yöneticileri ve üyeleri gözaltına alınmıştı.

İngiltere'den bağımsızlığın kazanıldığı 1947'den bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.

Keşmir meselesi

İngiltere, 1947'de sömürge olarak yönettiği Hindistan'dan çekildi. O dönemde prenslik olan Keşmir, bağımsızlıklarını yeni kazanan Hindistan ya da Pakistan ile birleşme konusunda tercihle karşı karşıya kaldı.

Nüfusunun yüzde 90'ı Müslüman Keşmir halkı, 1947'de Pakistan'a katılmaktan yana tavır alsa da dönemin prensi Hindistan ile birleşmeye karar verdi.

Karara Müslüman Keşmir halkı karşı çıktı. Pakistan ve Hindistan'ın bölgeye asker göndermesiyle taraflar, 1947'de ilk kez savaştı. İki ülke arasında yine aynı nedenle 1965 ve 1999'da savaş çıktı.

Savaşların sonunda geçici ateşkesle Keşmir'in yüzde 45'i Hindistan'ın, yüzde 35'i Pakistan'ın kontrolünde kaldı. Bölgenin doğusunda yüzde 20'lik kısım da Çin'in hakimiyetine verildi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1948'den itibaren aldığı kararlarla Keşmir'in askerden arındırılmasını ve geleceğinin halk oylamasıyla belirlenmesini öngörüyor.

Hindistan halk oylamasına karşı tutum benimserken Pakistan, BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.