Hot Spot İstanbul Sanatseverlerle Buluşuyor

1940'ların Sonundan Günümüze Soyut, Somut Ve Kavramsal Türk Sanatı

Zürih, Modern sanat müzesi olan Haus Konstruktiv ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Zürih Kültür ve Tanıtma Ataşeliği'nin işbirliği ile düzenlenen "Hot Spot İstanbul: 1940'dan Günümüze Türk Modern Sanatının Gelişimi" adlı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi 22 Eylül'e kadar misafirlerini ağırlayacak.

Müzesi'nde gerçekleştirilen HOT SPOT ISTANBUL sergisi, içerdiği 60 yıllık eserlerle İsviçre'deki soyut, somut ve kavramsal Türk sanatına dair en kapsamlı sergi olma özelliğine sahip.

Projenin çıkış noktası, 1940'ların sonundan itibaren soyut-somut Türk resim sanatının gelişimine ve bu sanatın bütün dünyada etkin bir biçimde faaliyet gösteren genç sanatçı nesil üzerindeki etkisi… Sergi sanatçı, koleksiyoncu ve bireysel katkılarla can buluyor.

Haus Konstruktiv Müzesi, bu sergiyle İstanbul'un canlılığını ve hareketliliğini Zürih'e taşımayı ve çağdaş Türk sanatının yanı sıra seçilmiş örnek çalışmalar eşliğinde Türk sanat tarihini de sanatseverlerle buluşturmayı amaçlıyor.

HOT SPOT ISTANBUL, beş farklı ama birbiriyle ilintili bölümden oluşmakta ve sanat tarihindeki devamlılığa vurgu yapmakta… Resimler, çizimler, heykeller, plastik sanatlar ve mekânsal çalışmalar sunulan sergide, çağdaş ve tarihsel sanatçıların bireysel sunumlarının yanı sıra çeşitli katlarda temalı sunumların gerçekleştirilmesiyle tarihsel gelişmeler de anlaşılabilir bir şekilde ziyaretçilere aktarılıyor. Ayrıca sergide temsili, soyut ve somut yaklaşımlar arasındaki ince farklar da, sanat tarihindeki "izm"lerin ele alınıp incelenmesiyle birlikte keşfediliyor.

Sergide; 1940'ların sonundan günümüze Adnan Çoker, Nejad Melih Devrim, Burhan Doğançay, Renée Levi, Ahmet Oran, Mübin Orhon, Abdurrahman Öztoprak, Seçkin Pirim, Arslan Sükan, Canan Tolon, Seyhun Topuz, Ömer Uluç, Ebru Uygun, Ekrem Yalçındağ ve Fahrelnissa Zeid'ın eserleri, heykel ve çevre arasındaki kesişim noktasında sanatçı Can Altay tarafından sergileniyor ve bu sunum bütün serginin adeta bir DNA'sı olma özelliğine sahip. Öte yandan Max Bill, Fritz Glarner, Camile Graeser, Hans Hinterreiter, Verena Loewensberg, Richard Paul Lohse; "özel" eserleriyle sergi de yer alıyor.