Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, 17 Temmuz'da yeni önlemler duyurduklarını belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası olarak piyasa derinliğini ve piyasadaki fiyat oluşumlarını yakından takip ederek gerekli görülmesi halinde finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulabilecek tüm önlemleri alacağız" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, 2016 yılının üçüncü 'Enflasyon Raporu'nun tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, "Küresel belirsizlikler ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansındaki zayıf seyir, gelişmekte olan ülkelere portföy akımlarında özellikle hisse senedi kaynaklı çıkışlara yol açtı. Brexit referandumu sonrası küresel büyüme beklentilerinin de aşağı yönlü güncellenmesiyle birlikte merkez bankaları tarafından gerektiğinde piyasaları destekleyici ek önlemler alınabileceği beklentisi oluştu. Fed'in yeni bir faiz artışını önümüzdeki seneye ötelediği kanısının ağırlık kazanmasıyla küresel risk iştahında artış yaşandı. Gelişmiş ülkelerdeki politika faizlerinin uzunca bir müddet düşük seviyelerde devam ettireceği beklentisinin etkisiyle küresel oynaklık endeksleri yakın dönemde tekrar düştü. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faizlerde ciddi bir gerileme eğilimi gözlendi" diye konuştu.
"Gerekli görülmesi halinde finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulabilecek tüm önlemleri alacağız"
Çetinkaya konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2016 yılı ikinci çeyreğinde küresel belirsizliklerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri de gözlenirken Türkiye'ye ilişkin makro ekonomik göstergelerin olumlu seyri Ağustos 2015'te geçen yıl açıkladığımız yol haritası çerçevesinde uygulamaya koyduğumuz yeni önlemler ve para politikasındaki sadeleşme süreci Türkiye'ye ilişkin belirsizlikleri ve risk algılamalarını sınırladı. İkinci çeyrekte tüketici enflasyonu Nisan enflasyon raporundaki öngörülerimizle uyumlu gerçekleşti. Çekirdek enflasyon eğilimi de hizmet fiyatları kaynaklı olarak iyileşmeye devam etti. Söz konusu dönemde Nisan enflasyon raporundaki öngörülerimizle uyumlu olarak cari işlemler açığındaki azalış sürdü. İktisadi faaliyet ılımlı ve istikrarlı eğilimini korudu. Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası olarak enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likitidesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici politika duruşumuzu, para politikası çerçevesinde sadeleşme adımlarını devam ettirdik. Söz konusu politikaların etkisiyle ikinci çeyrekte risk primleri ve piyasa faizleri düşüş eğiliminde oldu. Enflasyon beklentileri geriledi ve piyasa Türk Lirası reel olarak değer kazandı. Temmuz ayı ortasında piyasalarda yurt içi gelişmeler kaynaklı dalgalanmalar risk primlerinin tekrar bir miktar artmasına ve piyasa oynaklığına yol açtı. Söz konusu gelişmeler karşısında piyasaların etkin işleyişinin sürmesini temin etmek amacıyla 17 Temmuz'da yeni önlemler duyurduk. Söz konusu önlemler finansal sisteminin ihtiyaç duyduğu likiditeye etkin bir şekilde ulaşmasına destek sağladı. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası olarak piyasa derinliğini ve piyasadaki fiyat oluşumlarını yakından takip ederek gerekli görülmesi halinde finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulabilecek tüm önlemleri alacağız. Yurt içi belirsizliklerin etkisini geçici ve sınırlı olacağını değerlendiriyoruz. Önümüzdeki dönemde para politikası duruşumuzu enflasyon görünümüne bağlı olmaya devam edeceğinin altını çizmek istiyorum."
"Temel mesajımız, iktisadi faaliyetin ılımlı ve istikrarlı şekilde büyümeye devam ettiği yönündedir"
Yakın dönem enflasyon gelişmelerini özetleyen Çetinkaya, "2016 yılının ikinci çeyreğinde tüketici enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla 0,18 puan artarak 7,64 oranıyla Nisan enflasyon raporu öngörüsüyle uyumlu gerçekleşti. Enflasyonda kaydedilen yükselişte işlenmemiş gıda ve enerji fiyatları belirleyici olurken bu dönemde çekirdek enflasyonu oluşturan temel mal ve hizmet gruplarında yıllık enflasyon geriledi. Yıllık enflasyon üzerindeki birikimli kur etkileri azalmaya devam ederken başta petrol olmak üzere ithalat fiyatlarında bu dönemde artış kaydedildi. Yılın ikinci çeyreğinde gıda ve enerji gruplarında enflasyon yükselirken çekirdek gruplarda enflasyon geriledi. Gıda fiyatlarındaki harekete bağlı olarak yılın ikinci çeyreğinde gıda ve yemek hizmetleri grubunun yıllık enflasyonu yüzde 7,65'e yükseldi. Diğer taraftan bu dönemde gıda ve yemek hizmetleri hariç yıllık enflasyon kademeli azalışını sürdürdü. Yılın ikinci çeyreğinde hizmet enflasyonun ana eğiliminde bir yavaşlama kaydedildi. Bu yavaşlama özellikle turizm sektöründeki gelişmelere bağlı olarak konaklama, ulaştırma ve yemek hizmetleri gibi gruplarda gözlenen fiyat hareketleri belirleyici oldu. Türk Lirası da Mayıs ayında gözlenen değer kaybını özellikle dayanıklı mal fiyatlarına yansımasıyla temel mal enflasyonun ana eğiliminde önceki çeyreğe göre belirgin bir değişim olmadı. Yılın ikinci çeyreğinde çekirdek kalemlerde iyileşme gıda ve enerji kaynaklı enflasyon artışını kısmen dengeledi. Reel ekonomiye dair vereceğimiz temel mesajımız, iktisadi faaliyetin ılımlı ve istikrarlı şekilde büyümeye devam ettiği yönündedir. 2016 yılının ilk çeyreğinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Nisan enflasyon raporunda ortaya konulan görünümle uyumlu bir seyir izleyerek dönemlik bazda yüzde 0,8 yıllık bazda ise yüzde 4,8 oranında artmış bulunuyor" ifadelerini kullandı.
"2016 yılı için gıda enflasyonu varsayımımızı Nisan raporundaki yüzde 9 seviyesinden yüzde 8 seviyesine güncelledik"
Gıda enflasyon patikasının Haziran ayı itibariyle Nisan enflasyon raporunda öngörülen patikaya yakın gerçekleştiğini bildiren Çetinkaya, "Yakın dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen yukarı yönlü hareketlenme Temmuz ayında gıda enflasyonun belirgin şekilde yükselmesine neden olacaktır. İlerleyen dönemde ise gıda fiyatlarında aşağı yönlü bir düzeltme yaşanacağını bekliyoruz. 2016 yılı sonunda gıda fiyatları enflasyonunun bir önceki rapor dönemine kıyasla daha düşük gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Bunda Gıda Komitesi kapsamında alınan tedbirlerin ve ayrıca turizm kaynaklı olarak gıda talebindeki dönemsel azalışın rol oynadığını söylememiz mümkündür. 2016 yılı için gıda enflasyonu varsayımımızı Nisan raporundaki yüzde 9 seviyesinden yüzde 8 seviyesine güncelledik. Fakat 2017 için varsayımımızı yüzde 8 olarak korumayı tercih ettik" açıklamasında bulundu.
"Gıda Komitesi kapsamında yapılan çalışmalar ülkemizde kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması konusunda kurumların göstereceği ortak çabaya dair değerli bir örnek teşkil ediyor"
Fiyatları tüketici fiyatları endeksi içinde belirgin oynaklık oluşturan ürünlerin tek tek ele alınarak somut politika önerilerinin üretilmeye başlandığını söyleyen Çetinkaya, "Alınan somut tedbirlere örnek olarak kırmızı et konusunda yapılan çalışmaların öne çıktığını söyleyebiliriz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın aldığı tedbirler yurt içi arzı destekleyerek kırmızı et fiyatlarının nispeten ılımlı bir seyir izlemesine katkı sağlamış bulunuyor. Gıda Komitesi tarafından yapılan çalışmalar sadece ürün bazlı faaliyetlerden oluşmuyor. Piyasa izleme ve değerlendirme faaliyetlerine ek olarak lisanslı depoculuk, ürün ihtisas borsaları, tarımsal destekler, üretici örgütleriyle veri toplama ve derleme gibi yapısal konularda da çalışmalar hızlanarak yürütülüyor. Gıda Komitesi kapsamında yapılan çalışmalar ülkemizde kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması konusunda kurumların göstereceği ortak çabaya dair değerli bir örnek teşkil ediyor" dedi.
"Para politikasındaki sadeleşme sürecini makul bir zaman diliminde sonuçlandırmayı planlıyoruz"
Para politikasının sadeleşmesi üzerinde de bazı gelişmeler kaydettiklerini ifade eden Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Son dönemde almış olduğumuz para politikası kararlarını sadeleşme süreci kapsamında değerlendirmek doğru olacaktır. Sadeleşmeyle nihai olarak amaçladığımız dar ve simetrik bir koridor uygulamasının hayata geçirilmesi ve fonlamanın tek bir faizden yapılmasıdır. Merkez Bankası fonlamasının iki ayrı kanaldan yapılmasının para politikası duruşumuzun iletişimini güçleştirdiği kanaatindeyiz. Bu kapsamda öncelikle faiz koridorunun daraltılmasına yönelik faiz ayarlamalarını ve TL likitide politikasındaki öngörülebilirliği arttırmak amacıyla günlük tutarlarının dengeli dağıtılmaya başlanmasına ayrıca TL likitide yönetiminde etkinliği ve öngörülebilirliği arttırmak amacıyla attığımız adımları bu çerçevede sayabiliriz. Sadeleşmenin aktarım mekanizmasının etkinliğine de katkıda bulunacağını düşünüyoruz. Bu nerenle para politikasındaki sadeleşme sürecini makul bir zaman diliminde sonuçlandırmayı planlıyoruz. - ANKARA
Son Dakika › Ekonomi › 2016 Yılı Üçüncü 'Enflasyon Raporu' Açıklandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?