AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, kırmızı et fiyatlarına ilişkin, "Yem ucuza mal olursa maliyet de bundan etkilenir ve piyasa fiyatlarına yansır" dedi.
Ekonomi Muhabirleri Derneğince (EMD) düzenlenen toplantıda gazetecilerle bir araya gelen Eker, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Et fiyatlarındaki artışa yönelik bir soru üzerine Eker, yem ne kadar ucuz olursa etin maliyetinin de aynı oranda düşük olacağını söyledi.
Üretici açısından maliyetin yüzde 70'inin yemden kaynaklandığının altını çizen Eker, ölçek ekonomisine ulaşılarak, verimliliğin çoğaltılmasının önemine işaret etti.
Eker, bu işin cazip ya da kolay bir yolu olmadığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Şunu yaparsınız mümkündür: Tüm gümrükleri sıfırlayalım, getirelim. O zaman uzun vadede dışa bağımlı hale gelirsiniz. Bugün size ucuz gibi görünenler ve bunu temin edecek olanlar, yarın Türkiye 80 milyon, artı 35 milyon da turisti var, yani 120 milyonluk bir pazar eğer dışa bağımlı hale gelirse bugünkü ucuz fiyatta uluslararası piyasadan et alınması mümkün olmayacak. O halde Türkiye'nin kendi imkanlarını doğru kullanması, azami verimlilik düzeyine çıkarması gerekiyor ki kendi üretimini sürdürsün. Piyasa denetimleriyle bunu istismar edenlere de fırsat verilmemesi lazım."
Et fiyatlarının maliyetlerle alakalı bir konu olduğunun altını çizen Eker, "Hükümetimizin yemdeki KDV'yi sıfırlamasının altındaki neden de budur. Yem ucuza mal olursa, maliyet de bundan etkilenir ve piyasa fiyatlarına yansır" diye konuştu.
"ESK'nın piyasaya müdahale etme şansı var"
Etin maliyetinin ve satış fiyatının belli olduğunu kaydeden Eker, maliyetle satış fiyatı arasında makul bir karın üzerine çıkılmışsa orada bir açık bulunduğuna dikkati çekti. Bu durumun, piyasa aktörleri ve paydaşlarla görüşülerek ve birtakım tedbirlerle düzelmemesi halinde devletin tedbir alabileceğini anlatan Eker, şöyle devam etti:
"Et ve Süt Kurumunun (ESK) piyasaya müdahale etme şansı ve karkas et sunma imkanı var. Nihai ürün tanımının iyi yapılması lazım. Bütün tedbirler etkisiz kalıyorsa ESK piyasaya karkas vermek suretiyle bunu belirli bir dengeye getirebilir ama orta ve uzun vadede Türkiye'nin üretiminin güçlendirilmesi, bunun sürdürülmesi lazım, çok önemli bir konu. Türkiye'nin üretim sistemine zarar verecek bir uygulamanın da doğru olmayacağı kanaatindeyim."
Eker, fiyat farkından kaynaklanan istismarların önüne geçecek tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.
Terör olaylarının hayvancılığa etkisi
Diyarbakır'daki terör olaylarının hayvancılığa etkisine ilişkin bir soru üzerine Eker, profesyonel işletmelerde terörden kaynaklı ciddi bir sorun olmadığını dile getirdi.
Bölgedeki kırsal nüfusun göçünün normal hızın üzerinde olmadığını anlatan Eker, "Esas problem, PKK'nın terörist eylemlerle barikat kurduğu, çukur kazdığı ilçe merkezlerinden oldu. Doğrudan zirai üretimle veya hayvancılık faaliyetiyle meşgul olanlarda nüfus hareketi önemli düzeyde değil" diye konuştu.
"Kıdem tazminatında dengeyi bozmamamız lazım"
Kıdem tazminatı ve zorunlu trafik sigortasına ilişkin bir soru üzerine Eker, her iki konuyla ilgili çalışmaların henüz neticelenmediğini ifade etti.
Eker, kıdem tazminatının Türkiye'de eskiden beri tartışılan bir mesele olduğuna dikkati çekerek, "Biz öyle bir değişiklik yapmalıyız ki toplumda bir tarafı tatmin ederken veya bir tarafı düzeltirken dengeyi başka bir şekilde bozmamamız lazım. O nedenle konunun bütün taraflarıyla ayrıntılı bir şekilde konuşuyoruz" dedi.
Sorunun herkesin faydasına olacak şekilde çözülmesinin önemine dikkati çeken Eker, "Biz hiçbir zaman anlaşamayacağız" demenin doğru olmadığını ifade etti.
Zorunlu trafik sigortası konusunda da görüşlerini paylaşan Eker, "Araç sayısının artışıyla vatandaşlar her araç için zorunlu trafik sigortası yapıyor, şehirlerde kasko yapıyor. İkisi birlikte vatandaşa da burada bir yük biniyor. Bunun üzerinde Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışıyor. Herhalde önümüzdeki günlerde bir netlik kazanacak" ifadelerini kullandı.
Başkanlık sistemi tartışmaları
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Eker, Güneydoğu bölgesinin bu konuda tam olarak bilgi sahibi olduğunun söylenemeyeceğini dile getirdi.
2011 seçimlerinden sonra konunun yeniden gündeme geldiğini ve bununla ilgili Mecliste bir komisyon oluşturulduğunu anımsatan Eker, şunları söyledi:
"Fakat herkes komisyona kırmızı çizgilerle oturdu. Sonuçta suya, sabuna dokunmayan, kimsenin kırmızı çizgi ortaya koymadığı şeyler oldu. Biz o dönemi de kaybettik ama Türkiye'nin, bu haliyle bu darbe anayasasıyla bunun gerisindeki zihniyetle ve bunun oluşturduğu bürokratik yapılanmayla köklü meselelerini, köklü reformlarını yapması mümkün değil."
Türkiye'nin idari sistemini Fransa'dan aldığını hatırlatan Eker, 1789 devriminden sonra bu ülkenin 5 kez cumhuriyet değiştirdiğini söyledi. Eker, "Bizim model olarak aldığımız Fransa, o sistemi kendisi değiştirdi, yarı başkanlık sistemini getirdi. Biz model olarak aldığımız ülkedeki gelişmeleri bile dikkate almıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Anayasanın içine bakın, teknik olarak birçok unsur var ki Türkiye'de yönetimi güçleştiriyor, karar almayı zorlaştırıyor" diyen Eker, mevcut sistemin adının parlamenter sistem olmasına karşın, aslında parlamenter sistem olmadığını kaydetti.
Başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini belirten Eker, "Başkanlık mı olur, yarı başkanlık mı olur, partili başkanlık mı olur? Her ne olacaksa mutlaka olsun ama biz, başkanlık sisteminin Türkiye'de yönetimi kolaylaştıracağını ve iddia edilenin aksine daha demokratik bir sistemin işleyişine katkı sağlayacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Son Dakika › Ekonomi › AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Eker Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?