Bakan Işık: Buluş Yapanlardan Kurumlar Vergisinin Yarısı Alınmayacak

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Işık, yeni buluş geliştirenlere yeni destekler içeren tasarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüleceğini belirterek, bir buluş yapmış, bir inovasyona imza atmışlardan kurumlar vergisinin yarısının alınmayacağını bildirdi. Bakan Işık, "Kurumlar vergisinin yarısından devlet olarak vazgeçiyoruz" dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, NTV'nin canlı yayınına katılarak soruları yanıtladı. Bugün açıklanan 2013 yılı Kasım ayı Sanayi Üretim Endeksi sonuçlarını değerlendiren Işık, Kasım'da sanayi üretim endeksinde yaşanan artışın olumlu olduğunu, Türkiye'de üretimin tüm tartışmalara rağmen sürdüğünü bildirdi. Bu seviyenin Aralık ayında da devam edeceğini belirten Işık, otomobil, beyaz eşya satışları gibi öncü göstergelerin Kasım ve Aralık ayında bir hayli iyi olduğunu vurguladı. Bakan Işık, "Türkiye üretmeye devam ediyor. Sanayi bu son tartışmalardan çok da fazla etkilenmeden özellikle işini yapmaya devam ediyor" dedi.

-"YÜZDE 4 CİVARINDA BİR BÜYÜME İLE 2013 KAPANMIŞ OLACAK"-

Bakan Fikri Işık, 2013 yılının son çeyreğinde orta vadeli programla uyumlu bir büyüme olacağı belirterek, şunları kaydetti:

"Yani yüzde 4 civarında son çeyrek büyümesi olur diye bekliyoruz. Yılın sonunda da orta vadeli programımızdaki aslında 3.6'lık büyümeyi aşıp 4 civarındaki bir büyüme ile 2013 yılını kapatacağımızı öngörüyoruz. Bu Türkiye açısından dünyanın bu kadar ciddi durağanlık yaşadığı dönemde önemli bir rakam. Bu 2013'te zannediyorum yüzde 4 gibi bir rakamla kapanmış olacak."

-"BİR BAŞKA ÖNCELİĞİMİZ DE TÜRKİYE'DEKİ CARİ AÇIĞIN AZALTILMASINA YÖNELİK"-

Bakan Işık, ""Kasım ayı rakamları tartışmalara rağmen sanayide üretimin devam ettiğini gösteriyor' dediniz. Bu trendle sürmesi için atılması gereken adımlar var mı? Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz?" şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi:

"Bir kere Türkiye'de sanayicimiz üretiyor, ihracatçımız ihracatını yapıyor, KOBİ'ler ciddi derecede hem kendi satışlarını cirolarını ihracatlarını artırmak için gayret gösteriyor ama şu anda bulunduğumuz nokta tam da orta gelir tuzağı olarak tarif edilen bölge. Yani 10 bin 500 dolar seviyesi pek çok ekonomistin orta gelir tuzağı olarak birinci bölge. İkinci bölgeyi de yaklaşık 15 bin dolar olarak yorumluyorlar. Bu bizim için kritik bir seviye. Biz buradan bir sıçrama yapmak durumundayız. Biz zaten bu son konjonktürden bağımsız olarak bakanlığımızın, diğer ilgili bakanlıklarımızın ve hükümetimizin yekün olarak baktığı iş Türkiye'de ihracatı, üretimi ve istihdamı daha fazla nasıl arttırırız. Bu noktada ne yapmalıyız, bizim sürekli arayışımız. Ortaya bir teşvik koyduk tamam herkes bununla yetinsin demiyoruz. Daha fazla ne yapabiliriz gayreti içerisindeyiz. Bizim sanayi üretiminde niteliği daha fazla arttırma ihtiyacımız var. Onun içinde çok ciddi teşvik ve destek programları uyguluyoruz. 2014 yılında KOSGEP ve TUBİTAK'ın Ar-Ge ve inovasyona ayırdığı bütçe 1 milyar 300 milyonu geçiyor. Biz şunu istiyoruz; diyoruz ki sanayimizin üretim niteliği biraz daha artsın, sanayi de yüksek teknoloji kullanımını biraz daha arttıralım, gerek ürün gerek süreç inovasyonunu biz mutlaka destekleyelim ve bizim katma değeri yüksek ürünlerle bu piyasada daha fazla yer alalım bunun gayreti içindeyiz. Bununla ilgili bir başka önceliğimizde Türkiye'deki cari açığın azaltılmasına yönelik ithalatını yaptığımız ürünlerin yerli ikamesini yapabilmek. Bu da bizim için çok öncelikli bir alan. Bütün bunlar aslında hükümetimizin de bakanlığımızın da değişmez önceliği."

-"AMACIMIZ YERLİ ÜRETİMİ SEÇMEYİ ZORUNLU HALE GETİRMEK"-

"Yeni buluş geliştirene yeni destekler içeren bir tasarı meclis komisyonunda. Şu anda mecliste olan düzenlemeyle ne tür imkanlar sağlanacak?" sorusu üzerine Bakan Işık, şöyle konuştu:

"Bugün plan bütçe plan komisyonunda görüşülecek. Öncelikle burada bir buluş yapmış, bir inovasyona imza atmış bunun patentini almış bir şahıs veya şirketin bunu devrederken veya bu buluş sayesinde gerçekleştirdiği bir üretim varsa devletin alacağı kurumlar vergisinin yarısından devlet olarak biz vazgeçiyoruz. Bu önemli bir rakam. Yani siz bu kadar emek verdiniz gayret ettiniz ülkemize bir şey kazandırdınız biz de bunu ödüllendirelim. Kurumlar vergisinin yarısını almayalım. Bu işi yapan insanlara bu ekonomik olarak da ciddi bir destek sağlayacak. Önemli bir şey daha yapıyoruz. Şuana kadar bizim mevzuatımızda yerli üretim de ithalat arasında yüzde 15'e kadar fiyat farkı varsa kamu alımlarında bu tercihe bağlı. Şimdi bunu zorunlu hale getiriyoruz. Bir mal eğer yerli üretimle üretiliyorsa ve bunun rakibi ithal ise, yerli üretimle ithal arasındaki fiyat farkı yüzde 15 ve altındaysa mutlaka yerli üretimi tercih edeceksiniz. Bunu tercihe bağlı olmaktan zorunluluk haline getiriyoruz. Amacımız yerli üretimi seçmeyi zorunlu hale getirmek. 1 milyar 300 milyon'dan fazla sadece bizim bakanlığımızla ilgili iki kurumun Ar-Ge ve inovasyon bütçesi var ama bunların birde üretime dönüşmesi var. Üretime dönüşmesi şuan da tam arzu ettiğimiz noktada değil. Bununla ilgili önümüze gelen şikayetlerden bir tanesi iş bitirme belgeleri. İş bitirme belgesini bakanlığımız verecek. Yeter ki siz ileri teknolojiye dayalı bir üretim yapıyorum ama iş bitirme belgem yok devletin bu konu da bana destek olsun diyorsanız biz orada iş bitirme belgesini bakanlık olarak verebileceğiz. Arge ve inovasyona dayalı üretimi bu noktada desteklemiş olacağız. Bilişim ve ilaç sektörü alanı bizim açısından öncelikle alan. Savunma sanayi, yazılım sektörü gibi pek çok alanımız var. Bu noktada sadece çok önemli bazı çalışmalar tamamlandı. Bu çalışmalarda ortaya konulan veriler ışığında biz ülkenin yüksek teknolojiye dayalı üretim kapasitesini nasıl artırırız, özellikle yüksek teknolojiye dayalı ürünlerde ithal bağımlılığını nasıl azaltırız noktasında bugüne kadar yaptıklarımıza ilave olarak ne yapabiliriz bütün bunların çalışmalarını yürütüyoruz. Bizim temel önceliğimiz sanayimizin üretim niteliğini artırarak, hem üretimimizi, hem ihracatımızı hem de istihdamımızı artırmak. Cari açığı da azaltmak için ithalata dayalı mamülleri Türkiye'de üretilmesi ve kamu alımlarında yerli ürünlerin kullanımını sağlamak."

-"TÜRKİYE ARTIK HIZLI TEKNOLOJİ TRANSFERİNİ GÜNDEMİNİN ÖNEMLİ BİR PARÇASI YAPMAK DURUMUNDA"-

"Bakanlık olarak ya da bu işin siyaset kısmı olarak atacağımız yeni adımlar olacak mı?" sorusu üzerine Bakan Işık, "Kamu üniversite sanayi işbirliği çalıştayları var. Geçen hafta Tekirdağ'da 25'incisini düzenledik. Bu Cuma günü 26'ıncısını düzenleyeceğiz ve final çalıştayını da Ankara da yapacağız. Orada önemli sonuçlar çıkacak. Artık o nitelikli üretim, yüksek teknolojiye dayalı üretim noktasında üniversite sanayi ve kamu işbirliği olmazsa olmaz hale geldi. Bu noktada başlatılan çalışmaları büyük bir titizlikle devam ettiriyoruz. Bu çalıştayların sonucunda ortaya çıkacak görüşleri önerileri mutlaka dikkate alacağız. Bazı hazırlıkları yapıyoruz zamanı gelince sizlerle de paylaşacağız. Türkiye artık hızlı teknoloji transferini de gündeminin önemli bir parçası yapmak durumunda" şeklinde konuştu.

-"FİNANSMAN İHTİYACINI KARŞILARKEN BUNU İNSAN KAYNAĞIYLA DA DESTEKLEYECEĞİZ"-

Bakan Işık, "Tübitak ve KOSGEB'in destek bütçesinden söz ettiğimiz zaman KOBİ merkezli özellikle KOSGEB'in aktardığı destek kredileri de oldukça önemli. Bunun için 2014 bütçesi nedir rakamları belirlediniz mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Belirledik. Yanlış hatırlamıyorsam, KOSGEB'lere vereceğimiz destek bütçesi 336 milyon TL. bu desteklerin çok önemli bir kısmı hibe. Karşılığı olmayan yeter ki siz sürecinizi ve ürününüzü geliştirin. Bir arge, inovasyon çalışması yapın. Bir faydalı model oluşturun. Biz burada devlet olarak sizin her türlü arkanızdayız. Bu destekleme sürecini sadece para yapmayacağız. Destek için paranın yanında önemli bir rehberlik hizmeti sunacağız. Bununla ilgili çalışmalarda yapıyoruz. Yani KOBİ'lerimize alın bu parayı bundan sonrasını siz yürütün noktasından ziyade çalışmalarınızı yapın, bize ihtiyaç duyduğunuz her noktada biz yanınızdayız. Şu anda en önemli açıklarımızdan biri, KOBİ'lerimizin finansman ihtiyacı kadar bu noktada rehberlik yapabilecek insan kaynağı ihtiyacı. Bir taraftan finansman ihtiyacını karşılarken diğer taraftan da insan kaynağıyla bunu destekleyeceğiz."

-"ENDİŞELERE KATILMIYORUM"-

Öngörülebilir sınırlar içinde olmayan tüketimin ileride yıkıcı ve sistemi bozucu sonuçlar doğurabileceğini belirten Bakan Işık, bu noktada ekonomi yönetiminin uzun süredir yaptığı çalışmalar bulunduğunu vurguladı. Kredi kartlarının taksit sayısında, hangi sektörlerde en fazla kaç taksit olacağı konusunda, maksimum limitlerde düzenlemeler yapıldığını hatırlatan Bakan Işık, bunların daha çok ithalata dayalı ürünlerin kullanımını düşürmeyi ve cari açığı biraz daha kontrol altına almayı amaçladığını ifade etti. Bakan Fikri Işık, "Bazı endişeler olabilir ama ben endişelere katılmıyorum. Bizim ekonomideki büyüme mutlaka kontrol altında olmalı. Aşırı büyüme ve aşırı küçülmeye gidecek volatiliteyi oluşturan mekanizmalardan kaçınılması gerekiyor. Ekonomide "bırakalım, ne olursa olsun' mantığıyla hareket edemeyiz. Risk alanlarında yoğunlaşmak, tedbir almak hükümetimizin birinci önceliği" diye konuştu.

-"ENERJİDE YAPILAN ÇALIŞMALAR, ORTA VE UZUN VADEDE CARİ AÇIK PROBLEMİNE ÇÖZÜM GETİRECEK"-

Türkiye'nin önümüzdeki günlerde konuşulacak konulardan birinin cari açık olacağını söyleyen Bakan Işık, cari açığın kontrol altında tutulması ve küçülmesi noktasında bir çok çalışma bulunduğunun altını çizdi. Ar-Ge ve üretimin niteliğinin artırılması noktasında katkı sağladıklarını belirten Işık, "İnşallah önümüzdeki süreçte daha farklı çalışmalar da sisteme katılacak. Cari açığımızda en önemli pay enerjinin. 50 milyar doların üzerinde net enerji ithal etmişiz yaklaşık 1 yılda. Enerjiyi cari açığımızdan çektiğimiz zaman, aslında biz cari fazla veriyoruz. O zaman en önemli yoğunlaşma alanlarımızdan biri demek ki enerji. Enerjide hem verimlilik artışı, hem yerli üretimi, hem de yenilenebilir enerji noktasındaki çalışmamız var. İnanıyorum ki orta vadede, uzun vadede cari açık problemine bir miktar çözüm getirecek."

-"HEDEFİ AŞAN ENFLASYONDA İKİ FAKTÖR ETKİLİ"-

Bakan Işık enflasyonun 2013 yılı sonunda yüzde 7.4 düzeyi ile hedefin üzerinde gerçekleşmesinde, iki ana faktörün etkili olduğunu dile getirdi. Bunlardan ilkinin işlenmemiş gıdadaki yüzde 10'un üzerindeki artış olduğunu söyleyen Işık, ikincisinin ise döviz kurlarında oynaklığın enerji maliyetlerine getirdiği artış olduğuna dikkat çekti. Bakan Işık, "Bu iki faktör olmasaydı, tahmin ediyoruz, beklentiler civarında bir enflasyon olabilirdi. Bu sene inşallah dolar kurlarında olağanüstü bir şey olmazsa ki olacağını çok beklemiyoruz. 5.3 gibi bir enflasyon hedefi yakalamaya gayret göstereceğiz. Pek çok faktör, hesap edilemeyen faktörler devreye giriyor."

-"2014'Ü ÖNEMLİ DALGALANMALARIN OLACAĞI BİR YIL OLARAK DÜŞÜNMÜYORUM"-

Bakan Işık, 2014 yılında Türkiye ekonomisinin avantajlarına yönelik açıklamalarda da bulundu. Türkiye'de popülist siyaset yapmayan bir siyasi iktidar iradenin bulunduğunu belirten Bakan Işık, bunun Türkiye'nin en büyük avantajı olduğunu vurguladı. Bakan Işık, "Seçime gideceğiz filan ama AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar siyasette hiç popülist davranmadı. Seçim yıllarında bile alması gereken kararları cesurca aldı. Bu Türkiye'nin bir avantajıdır. O oynaklıktan bahsedenler; seçim var hükümet popülizme kayar gibi bir endişe taşıyor olabilirler. Bugüne kadar böyle bir şey olmadığını, bundan sonra da olmayacağını söyleyebiliriz. Bizim ekonomimizin dinamizmi iyi, iç tüketimimiz iyi. Hatta bazı noktalarda iç tüketimi biraz yavaşlatma ihtiyacı hissettiğimiz oluyor. Bir de Avrupa'da küçük de olsa toparlanma var. Türkiye'nin ihracatı da, yüzde 45'e yakın bölümü Avrupa bölgesine ihracat yapılıyor. Bu bizim ihracatımızı da olumlu etkileyebilecek bir gelişme. O açıdan da iyimser olmak gerekiyor. ABD'de göstergelerin biraz daha toparlanmanın hızlanabileceğini gösteriyor. Bu dünya ekonomisinin de toparlanma eğilimini ortaya koyar. Son dönemde yaşanan olayların da bu süreçte yavaş yavaş yerini stabiliteye bırakacağını inanıyorum. 2014'ü önemli dalgalanmaların olacağı bir yıl olarak düşünmüyorum" şeklinde konuştu.

(AR-HGS/ÖZK)