Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) büyüme rakamları değerlendirmesinde, "Ekonomide var olan yapısal problemlerin çözümüne yönelik adımların kağıt üzerinden uygulamaya geçirilmesi Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde gidişatını etkileyen temel faktör olacaktır" denildi.
SETA Ekonomi masasından Erdal Tanas Karagöl'ün hazırladığı, "GSYH 2015 - 1. Çeyrek Değerlendirmesi"ne göre, yılın ilk 3 ayında, iç dinamiklerden ziyade dış faktörler etkili oldu.
Türkiye'nin ekonomik büyümesi üzerinde önemli bir etkisi olan ihracat performansının ilk çeyrekte yaşanan büyümenin itici gücü olamadığına işaret edilen değerlendirmede, Türkiye ekonomisinin 22 çeyrektir pozitif büyüdüğüne dikkat çekildi.
Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırım sinyalinin küresel piyasalardaki hareketlenmeyi sürekli kıldığı belirtilen değerlendirmede, Türkiye'nin, yüzde 2,3'lük büyüme ile G-20 ülkeleri içinde en hızlı büyüyen dokuzuncu ülke olduğu bildirildi.
İlk çeyrek rakamları ile birçok OECD ülkesinin geride bırakıldığı da kaydedildi.
İhracatta yaşanan olumsuz tabloya rağmen iç talebin etkisiyle ilk çeyrekte beklentileri aşan bir büyüme performansı sergilendiği kaydedilen değerlendirmede, şu ifadelere yer verildi:
"İhracattaki düşüşle ithalatta da yılın ilk çeyreğinde hızlı bir düşüş yaşanmış, bu durum Türkiye'nin dış ticaret açığının ve dolaylı yoldan cari açığının artmasının önüne geçmiştir. 2015 yılının geri kalanında küresel ekonomiyi şekillendirecek ve Türkiye'yi etkileyecek gelişmelerin başında Fed'in faiz artırımına yönelik atacağı adımlar gelmektedir. 2015 yılında ABD'de özellikle tarım dışı istihdam verilerinin beklentilere yaklaşması bu yılın geri kalan bölümünde faiz artırımı olacağı ihtimalini güçlendirmektedir.
Faiz artırımın gerçekleşmesi durumunda gelişmekte olan ülkelerde sermaye hareketlerin azalacağı ve ülkelerdeki ekonomik büyümenin düşük bir seyir izleyeceği yeni bir döneme girilmiş olacaktır. Bu durum yüksek ekonomik büyüme oranlarına ulaşmayı hedefleyen Türkiye açısından da dezavantajlı bir durum oluşturmaktadır."
Türkiye'nin küresel sermaye hareketlerinin zayıflama eğilimi göstereceği bu dönemde, kendi iç dinamiklerini harekete geçirmesinin gerektiğine işaret edilen değerlendirmede, küresel ekonomide yaşanması muhtemel bu gelişmelerin etkisini azaltmak için yapısal problemlere odaklanılmasının, ilerleyen süreçte Türkiye ekonomisinin yönünü belirleyeceği belirtildi.
Değerlendirmede şunlar kaydedildi:
"Özellikle enerji bağımlılığının düşürülmesi, katma değerli ürün üretimi, tasarruf oranlarının yükseltilmesi gibi ekonomide var olan yapısal problemlerin çözümüne yönelik adımların kağıt üzerinden uygulamaya geçirilmesi Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemde gidişatını etkileyen temel faktör olacaktır. Küresel ekonominin yavaşlama eğilimi göstereceği ileriki dönemlerde yapılan genel seçimler sonucu siyasal belirsizliğin oluşması, Türkiye'nin elini zayıflatan bir diğer gelişme olacaktır.
Son genel seçimde hiçbir partinin tek başına iktidar sağlayacak bir çoğunluğa ulaşamamış olması ve seçim sonrasında koalisyon hükümeti veya erken seçim olasılıklarıyla artacak olan belirsizlik ortamı, 2015 yılı için belirlenen büyüme hedeflerinin yakalanmasını zorlaştıracaktır. Türkiye'nin son 13 yılda ekonomik göstergelerinde yaşanan gelişmenin temelinde siyasal istikrarın yer aldığı göz önüne alındığında Türkiye'nin siyasal belirsizliklerinin çözümü ekonomik göstergeleri doğrudan etkileyecek bir faktör olarak durmaktadır."
Son Dakika › Ekonomi › Büyüme Rakamları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?