Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara milletvekili adayı Ali Babacan, AK Parti'nin seçim beyannamesine ilişkin, "Bu, 2001 ruhunu yansıtan bir beyannamedir, 2001'de partiyi o ilk amatör ruhla kurduğumuz ve halkımızla o bütünleşmeyi sağladığımız ortamın ruhu buraya aynen yansımıştır" dedi.
Babacan, Bloomberg- Habertürk ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Aday olmama yönünde kararının bulunmasına rağmen, 1 Kasım seçimleri için kararının neden değiştiğinin sorulması üzerine Babacan, 3 dönem kuralına değindi. Bu kuralın önemine işaret eden Babacan, bu dönemden sonra bir süre siyasete ara verme, başka işlere bakma yönünde niyeti ve planı olduğunu hatırlattı. Ancak seçim sonuçlarının farklı bir şekilde karşılarına çıktığını, AK Parti'nin tek başına hükümet kuracak gücü sağlayamadığını ve koalisyon çalışmalarının da sonuç vermediğini belirten Babacan, 3 dönem kuralıyla ilgili de yeni küçük bir düzenleme yapıldığını söyledi. Babacan, şunları kaydetti:
"Ama buna rağmen ben kendim için son saatlere kadar diyeyim ara verme kararlılığım devam ediyordu. Ben zaten adaylık için de başvurmamıştım. Fakat aday listelerinin YSK'ya verileceği son gün 18 Eylül tarihinde, cuma namazı sonrasında Sayın Başbakan'ımız aradı, 'Biz gerekli istişareleri yaptık, arkadaşlarla konuştuk, senin bizimle devam etmeni istiyoruz' dedi. Nihayetinde artık vatana, millete hizmet için tekrar böyle bir çağrı gelince reddedemedim açıkçası. Başbakan'ımız arayıp tekrar böyle bir davette bulununca, açıkçası ben de yine bir vatan görevi, millet görevi, kabul ettim ve 'evet' dedim."
AK Parti'nin seçim beyannamesi
AK Parti'nin seçim beyannamesinde pek çok ilkeler, değerler, prensipler bulunduğunu anlatan Babacan, ekonomi politikalarının ana temellerinin olduğu gibi sapasağlam muhafaza edildiğini bildirdi. Babacan, mali disiplin, bankacılık sisteminin güçlü tutulması, finans sisteminin uluslararası bir nitelik kazanması, para politikalarıyla ilgili Merkez Bankasının bu sistemdeki rolü ve görevinin, bütün yapısal reform gündeminin buraya derz edildiğini kaydetti.
"Artık AK Parti'nin bundan sonraki dönemde uygulayacağı politikaların taahhüdü bu belge içerisinde" diyen Babacan, bunun 2001 ruhunu yansıtan bir beyanname olduğunu söyledi. Babacan, "2001'de partiyi o ilk amatör ruhla kurduğumuz ve halkımızla o bütünleşmeyi sağladığımız ortamın ruhu buraya aynen yansımıştır ama bunun yanında tabii 13 yıllık bir hükümet tecrübesinden sonra elde ettiğimiz bütün kazanımlar artı bunun üzerine inşa edeceğimiz ikincil nesil ifade ettiğimiz reformlar, yargı reformu olsun, yolsuzlukla mücadeleyle ilgili çalışmalar olsun, eğitimle ilgili atacağımız adımlar olsun, bütün bunlar önümüzdeki dönemde Türkiye için son derece belirleyici olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
-"En son redaksiyon ekibinde ben de vardım"
AK Parti'nin seçim beyannamesini geniş bir heyet olarak hazırladıklarını anlatan Babacan, "Son gün, son gece, en son redaksiyon ekibinde ben de vardım yani son gün son dakika, virgül noktalar konulana kadar hep beraberdik arkadaşlarla. Bu, noktasına virgülüne kadar beraber çalıştığımız dokümanlar" diye konuştu.
AK Parti'nin hem asgari ücrette hem de emekli maaşında vaatte bulunduğuna değinilerek, "Kaynak konusunda bir gelişme mi oldu?" yönünde soru üzerine Babacan, bütün siyasi partilerin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesinde vermiş oldukları vaatlerin maliyet analizinin ellerinin altında olduğunu, bunların kamuya, bütçeye ne kadar yük getireceğinin hesap edildiğini söyledi.
"Asgari ücret vaadinin kamuya doğrudan maliyeti yok"
Asgari ücret konusuyla diğer konuları birbirinden ayırmak gerektiğine işaret eden Babacan, "Asgari ücret artışının kamuya doğrudan bir maliyeti yok. Asgari ücret daha çok özel sektörümüzün üretim maliyetiyle ve Türkiye'nin rekabet gücüyle ilgili bir konu" ifadelerini kullandı.
Siyasi partilerden çok farklı rakamlar geldikten sonra iş dünyasından bu konuya fazla bir ilgi alaka olmadığını gördüklerini anlatan Babacan, bu süreç içinde istişareler yaptıklarını ifade etti. Babacan, "Kendi içimizde yaptığımız değerlendirmelerle bir yandan özel sektörün rekabet gücünü korurken, bir yandan Türkiye'nin sahadaki gerçeklerine, fiili uygulanan ücretlere bakıp, böyle bir asgari ücretin ekonomimiz üzerinde, Türkiye'nin rekabet gücü üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı kanaatine vardık. Hiç etkisi olmaz demek zor açıkçası, bir etkisi olur ama bu etkinin sınırlı olacağını ve yönetilebilir olduğu kanaatine vardık" şeklinde konuştu.
Bunun etkilerinin sorulması üzerine de Babacan, maliyet kaynaklı enflasyon etkisi olabileceğini ancak burada belli eşikler olduğunu, o eşiklere kadar bunun tolere edilebileceğini söyledi. Bunu açıkladıktan sonra piyasa göstergelerine bakıldığında enflasyon beklentisiyle alakalı bir zıplama olmadığını, Hazinenin borçlanma faiziyle ilgili de bir artış bulunmadığını kaydeden Babacan, "Gerçekten biz eğer ölçüyü kaçırıp gerçek anlamda popülist diyebileceğimiz bir adım atsaydık bunun piyasa tepkileri de çok olumsuz olabilirdi" dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › Eski Başbakan Yardımcısı Babacan (1) Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?