Borsa İstanbul Başkanı İbrahim Turhan, Türkiye'nin hem kendi büyüme potansiyeli hem de Borsa İstanbul olarak yürttülen çalışmalar neticesinde küresel finansla entegrasyonunun giderek arttıdığını belirterek, " Türkiye'nin genel trendine baktığınız zaman şu gün gözlemlediğimiz dalgalanmaların ötesinde ana trend son derece güçlü, çünkü güçlü reel dinamiklere dayanıyor" dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Merkezi'nde TİM ve Borsa İstanbul işbirliğiyle düzenlenen "Halka Arz ve İstanbul'un Sunduğu Fırsatlar" panelinin ardından Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Turhan, borsaya katılım anlamında ihracatçılardan nasıl bir potansiyel bekliyorsunuz?" sorusuna karşılık, finansta kontrol edilebilen ve edilemeyen riskler olduğunu, sistematik risklerin piyasa farklılaştırılmasıyla ortadan kaldırılamayacağını söyledi.
Bunların her zaman var olacağınının kabul edilmesi gerektiğini belirten Turhan, şöyle konuştu:
" Türkiye'nin genel trendine baktığınız zaman şu gün gözlemlediğimiz dalgalanmaların ötesinde ana trendin son derece güçlü olduğunu çünkü güçlü reel dinamiklere dayandığını düşünüyorum. Dolayısıyla şirketlerimiz faaliyetlerine, büyümeye devam edecek. Bunun için de ihracatçılarımız son derece önemli. Çünkü ihracatçı demek, ürettiği katma değeri, küresel rekabet ortamı içindeki bütün mücadelenin önüne geçirip müşterisine beğendirmeyi başarabilen müşteri demektir. Rekabetçi avantajları kalıcı hale getirecek şey daha fazla yatırım yapmakla mümkün olur. Bunun içinse finansman ihtiyacı var."
İhracatçıların finansman ihtiyacının olmasının son derece normal olduğunu ifade eden Turhan, firmaların rekabetçiliği sürdürebilmesi ve küresel rekabet ligindeki devlerle mücadele edip ön sıralara çıkabilmesi için bunun olmazsa olmaz bir unsur olduğunu söyledi.
Bu finansmanın kalıcı, güvenli, uzun vadeli ve finansal rasyoları olumlu etkileyebilecek şekilde sağlanmasının öz kaynakların güçlendirilmesiyle ya da öz kaynak benzeri fonların toplam bilanço içindeki ağırlığının arttırılmasıyla mümkün olduğunu belirten Turhan şöyle devam etti:
"Bunu yapmanın yolu da sermaye piyasalarıyla tanışmaktan geçiyor. Sermaye piyasalarımız eskisi gibi değil. Sadece pay senetleri, devlet iç borçlanma senetlerinden oluşmuyor.. Özel sektör borçlanma araçları hızla büyüyor. Özel sektörümüzden büyük şirketlerimiz, halka arz ile sermyae tabanlarını genişletiyorlar. Faizsiz finansmana dayalı araçlarımız hızla artıyor.Türev araçlar devreye girdi artık etkin risk yönetimi yapmak mümkün hale geldi. Dolayısıyla ülkemiz hem kendi büyüme potansiyeliyle hem de Borsa İstanbul olarak bizim yürttüğümüz çalışmalar neticesinde küresel finansla entegrasyonunu giderek arttırıyor."
Turhan, Türkiye'nin serbest piyasa kurallarının geçerli olduğu ve dünyaya açık bir ekonomi olduğunu dile getrerek, burada rekabetçi üstünlüğü sağlayacak finansman modelinin ancak sermaye piyasalarıyla mümkün olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin yakın çevresinde gerçekleşebilecek jeopolitik gelişmeler, küresel ekonomiden kaynakalanabilecek dalgalanmalar bir yana, şirketlerimizin mutlaka ve mutlaka orta ve uzun dönemde rekabetçiliklerini koruyacakları nokta finansman kaynaklarını sermaye piyasası imkanlarıyla çeşitlendirmeleriyle mümkün olacağını anlattı.
Turhan, şöyle devam etti:
"Borsa İstanbul'da aslında bizim iki ayrı kanalda finansman imkanımız var. Birincisi öz kaynak piyasaları yani pay senedi ihraç ederek şirketlerimiz finansman senedi ihraç edebilirler, diğeri de borçlanma aracı piyasaları, özel sektör tahvilleriyle veya sukuklarla yine şirketlerimiz daha avantajlı finansman imkanlarına ulaşabilirler. Burada her ikisinde de bir potansiyel aslında mevcut. Bu potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşmesi biraz da çevresel şartlarla ilgili. Burada gerçekçi olmak lazım. Tabiiki işletme halka arz gerçekleştireceği zaman sadece kendi içinde bulunduğu finansal şartlar değil, aynı zamanda piyasa şartlarını da değerlendirecektir. Daha evvel finansal çeşitlilikle ilgili bir değerlendirmede bulunmuştum. Tabii ki şu anda içinde bulunduğumuz şartlar bu bakımdan çok elverişli değil ama özellikle borçlanma araçları piyasasındaki gelişmelere baktığımzıda pay senedi ihrac edemeyebilir belki işletmeler ama borçlanma araçları piyasasında çok büyük bir fırsat olduğunu da kaydetmek gerek diye düşünüyorum."
Büyüme rakamlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Turhan, Avrupa, Avusturya ve Polonya'nın başarı hikayelerinin konuşulduğunu ancak gerçek başarı hikayesinin Türkiye'ye ait olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Avrupa'nın en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu belirten Turhan, bu büyümenin yılın ikinci yarısında biraz düşebileceğini ancak ekonominin orta vadeli hedeflerle uyumlu bir şekilde ilerlediğini ifade etti.
Turhan, iç talepteki hızlanmanın önemli olduğunu belirterek, burada arzu ettikleri şeyin ihracattan gelen büyüme olduğunu ve böyle bir büyümenin Türkiye açısından önemli ve kalıcı olacağını bildirdi.
BIST bünyesinde gelişen işletmeler pazarı olduğuna dikkati çeken Turhan, büyümeye en fazla innovasyon yapan, rekabetçi Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) olduğunu dile getirdi.
Turhan, bu KOBİ'lerin innovatif ve büyümeye yönelik ihtiyaç duydukları hamleleri yapabilmeleri için ihtiyaçları olan finansal enstrümanların sağlanması ve özel girişim sermayesiyle çalışmayı düşünen şirketler için piyasası ve yakın dönemde kurmayı düşündükleri, yeni projelerlele de bu segmenti daha rekabetçi hale getirebileceklerini vurguladı.
Turhan Nasdaq ile imzalanan ön anlaşmanın nihai sözleşmeye dönüşmesi için hem teknik ayrıntıların hem de her iki ülke arasındaki düzenleyici denetleyici kurumların izni olması gerektiğini belirterek, hem borsanın değeri hem de yapılacak anlaşmanın ayrıntılarıyla ilgili genel çerçeve kamuoyuyla paylaşıldığı zaman bunun başında yer alan değerlendirmelerin uzağında kalacağını sözlerine ekledi.
- Suriye'ye ihracat ilk 8 ayda yüzde 58 arttı"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ise 57 bin ihracatçıları olduğunu ancak bakıldığında borsaya açılan şirket sayısının ilk bin içerisinde 60 larla ifade edildiğini söyledi.
Büyükekşi "Halbuki 5 milyon doların üzerinde ihracat yapan firma sayı 5 bin 600. 152,5 milyar dolar ihracatımız var. Rakamın çok yetersiz olduğunu zaten görüyoruz. Bu toplantının düzenlenmesinin amacı da ihracatçı şirketlerimizin borsaya açılmasına teşvik etmek ve onların sadece Türkiye'de büyük şirketlerin değil aynı şekilde ihracatçı kobilerin de borsaya açılmasını sağlamak" diye konuştu.
Büyükekşi, Suriye'de geçen yıl ihracatlar çok düştüğü için bu yıl Suriye'ye ihracatların ilk 8 ayda yüzde 58 arttığını söyledi.
Halka açılma açısından bakıldığında Suriye konusunun avantaj olduğunu belirten Büyükekşi, bu konulara kısa vadeli değil uzun vadeli baktıklarını ifade etti.
Uzun vadeli kaynağı bankalardan sağlamanın pahalı olduğunu bildiren Büyükekşi, faizlerin riskli ortamlarda, kriz ortamlarında çok çabuk değişebildiğini ancak borsadan temin edilen kaynakta böyle bir riskin söz konusu olmadığının altını çizdi.
"Biz de büyük bir potansiyel var. İlk 1.000 içerisinde 60 tane halka açık şirket olduğuna göre, daha yüzlerce halka açılma potansiyeli var. Biz konuya bu açıdan bakıp ne kadar çok şirketi halka arz ettirebiliriz onun düşüncesindeyiz" diyen Büyükekşi, halka arzın bir sonraki yıl meyvelerini vereceğini belirtti.
Büyükekşi, büyümeyle ilgili olarak, ikinci çeyrekteki büyümenin mutluluk verici olduğunu, ihracatçıların üçüncü çeyrekteki büyüme beklentilerinin yüzde 3,7, dördüncü çeyrekteki büyüme beklentilerinin ise yüzde 4,8 olduğunu dile getirdi.
İhracatın geçen yıl büyümeye olan katkısının 4,1, bu çeyrekte ise -3 olduğunu vurgulayan Büyükekşi, ihracatın büyümeye olan katkısının geçen yılki rakamlara gelmesi için ihracatçıların desteklerini beklediklerini kaydetti.
Büyükekşi, 2023 hedefleri için Türkiye'nin yüzde 6 üzerinde büyümeye ihtiyacı olduğunu bildirdi. - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › 'Halka Arz ve İstanbul'un Sunduğu Fırsatlar' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?