Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ünsal Hekiman, "2023 hedeflerini yakalamışız yakalamamışız mühim değil. Elimizden geleni yaparak kendimizi vicdanen rahat hissediyorsak bizim için büyük kazanç budur" dedi.
Hekiman, İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından gerçekleştirilen "Hedef 2023" Zirvesi çerçevesinde "Ülkemiz 2023 yılı ihracat hedeflerinin neresinde ve hedefleri gerçekleştirmek için neler yapmalı" konulu panelde konuştu.
Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini vurgulayan Hekiman, gerek Türkiye'de gerek dünya tarihinde en büyük başarıların kriz dönemlerinden sonra ortaya çıktığına işaret etti.
Buna en canlı örneğin Almanya olduğunu belirten Hekiman, 2. Dünya Savaşı sonrası, Almanya'nın kısa zamanda geliştiğini, çünkü kültürel ve bilimsel altyapısının halihazırda bulunduğunu anlattı.
Üzerlerine düşenin, işlerine odaklanmak ve bunu vatan borcu olarak görmek olduğunu ifade eden Hekiman "2023 hedeflerini yakalamışız yakalamamışız mühim değil. Bizler elimizden geleni yaparak kendimizi vicdanen rahat hissediyorsak bizim için büyük kazanç budur. 2023 hedeflerinde kilit kelime ihracattır. Reel sektörün sorunlarını iyi bilmemiz lazım. Bizim bu hedefi yakalamamız için üretilen katma değerin artırılması lazım" diye konuştu.
Hekiman, şartların dünyada zorlaştığını, pazarların daraldığını ve ekonomik büyümelerin düştüğünü belirterek, bunları göğüslemek için ümitsizliğe kapılmamak gerektiğini söyledi.
2023 hedeflerindense şu anda mevcut durumun muhafaza edilmesinin önemini anlatan Hekiman, dolar bazında mevcut durumun korunması için ihracat miktarının artmasının öncelikli olarak ele alınması gerektiğini kaydetti.
Prensipte bazı temel konularda stratejik kararlar verilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Hekiman, şöyle devam etti:
"Bunun için rasyonalizasyon, verimliliğin artırılması ve tüm kaynakların ekonomik kullanımını sağlamalıyız. Ürün geliştirme çok önemli. Ar-Ge - inovasyon ve ileri teknoloji uygulamaları, yatırım ortamının iyileştirilmesi, devlet teşviklerinin sağlanması gerekli. Nitelikli işgücü önemli. Bize iyi eğitilmiş kaynak lazım ama bu yok. Dolayısıyla eğitim konusunu mercek altına almamız lazım. Üretebilmek için üniversitelerle iş birliği çok önemli. Teknoloji satın alınması veya transferi konusu yatırımla alakalı. Bunun için istikrar ve güven ortamının artırılması gerekli."
"Türkiye gibi ülkelerin sorunu, olayı çözememek"
TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Ali Yülek ise Türkiye gibi ülkelerin sorununun, olayı analiz edememek değil çözememek olduğunu ifade etti.
Türkiye'yi "dünyanın büyük ihracat yapan ülkelerinden biri" şeklinde tanımlayan Yülek, Türkiye'de ihracatın yavaş yavaş veya hızla artan bir seri göstermediğini belirtti.
Kamu ve özel sektörün yapması gereken çalışmaların başında eğitimin geldiğini belirten Yülek, şöyle devam etti:
"Almanya bu sistemi 150 yıl önce gerçekleştirdi. Türkiye'de insanlar 'devlet bir şey yapmıyor' diyor, özel sektörü suçlayanlar da var. Türkiye'nin son 10 yılda Ar-Ge'ye aktardığı kamu parası son derece yüksek. Devlet elini cebine soktu. Ancak Türkiye odaklanmayı bilmiyor. Yaygınlığı en geniş olan 3-4 sektöre odaklanmak lazım. Bunu gerçekleştiren en iyi örnek Almanya'dır. Daha yakın örnek ise Kore'dir."
Kore'nin asla genel politikalar izlemediğini, son derece odaklanarak çalıştığını vurgulayan Yülek, Kore'nin 1974'te direkt olarak otomobil üretme konusuna odaklandığını ve buradaki başarısının bugün görüldüğünü ifade etti.
Yülek, Türkiye'de özel sektörün Ar-Ge yapma kültürüne sahip olmadığını ifade ederek, özel sektörün çuvaldızı kendisine batırması gerektiğini söyledi.
TİM Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Dalgakıran da 2023 hedeflerinin önündeki engellere işaret ederek, bu sorunlar çözülmediği takdirde hedeflere ulaşmanın zor olacağını anlattı.
Sektörün en önemli sorunlarından birinin yetişmiş işgücü olduğunu belirten Dalgakıran, makine mühendisliği okuyan öğrencilerin çok azının sanayide çalıştığını ifade etti.
Ülkelerin sanayileşmiş ülke olduktan sonra hizmet ve bilgi toplumuna dönüştüğünü ve sanayinin milli gelir içindeki payının gerilemeye başladığını vurgulayan Dalgakıran, "Türkiye'de sanayinin payı daha sanayileşmiş ülke olmadan hızla düşmeye başladı. Bu bizim için gerçekten büyük sorun doğurur" dedi.
Kibar Holding Üst Yöneticisi (CEO) Tamer Saka ise dünyada belli alanlarda köşelerin tutulduğunu ve tekelleşmeye hızla gidildiğini belirterek, çok katma değer üretebilen şirketlerin dünya genelinde hızla yayıldığını söyledi.
Bunların, lokalde biraz palazlanan bir şirket gördüklerinde hemen o şirketi bünyelerine kattığını ifade eden Saka, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla bu şirketlerin büyümesi yeteri kadar hızlı olamıyor. Biz böyle bir rekabet ortamı içinde bunlarla mücadele ediyoruz. Dolayısıyla ürettiğimiz politikaların ezber bozması lazım ki bu mücadelede hızla yol alabilelim. Devletin, bizim de desteğimizi koymamızla beraber nokta atışıyla sektör bazında bazı teşvik programları geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünyada da büyüme bu yönde oluyor. Güney Kore'de seçilmiş sektörlerdeki teşvik programları bugün karşımızda olan pek çok devin oluşmasına yardımcı olmuştur."
Son Dakika › Ekonomi › Hedef 2023' Zirvesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?