Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve LeasePlan Türkiye Genel Müdürü Türkay Oktay, "Araç kiralama sektöründe yaptığımız faaliyetler çerçevesinde artık kurumlar paralarını otomobile bağlamak istemiyorlar." dedi.
Leaseplan'ın düzenlediği basın toplantısında konuşan Oktay, geçen yılın oldukça karışık bir yıl olmasına rağmen gayet olumlu geçtiğini, araç kiralama sektörünün yüzde 19 büyüdüğünü söyledi.
Oktay, "Hem uzun dönem hem kısa dönem operasyonel kiralamada çok kaotik bir yıl olmasına rağmen gayet iyi geçti. Sektörün toplamda ödediği toplam vergi 2016 yılında 4 milyar 950 milyon lira. Dolayısıyla ciddi vergi yaratan sektör haline geldik. Ulaştığımız aktif büyük 25 milyar liraya yaklaştı. Artık ekonomi içinde katkısı olan, katma değer yaratan bir sektör haline geldik." şeklinde konuştu.
2017 yılına sektör olarak yavaş başladıklarını belirten Oktay, "2015 ve 2016 yılında ilk çeyrek büyümemiz negatifti. Bu yıl da yavaş bir başlangıç var. Bunun temel sebeplerinden biri yılın sonunda otomobilciler ve distribütörler yıl sonu satış rakamları bekliyorlar. Bir de yeni yılda yeni araçları beklediğimizden dolayı biraz yavaş geçiyor." ifadelerini kullandı.
Oktay, sektörün geçtiğimiz sene büyüme trendi devam ettiğini, ekonominin ivme kaybettiği yıllarda kendilerinin hep yüzde 15'in üzerinde büyüdüklerini kaydetti.
Bu yıl yüzde 10'un üzerinde bir büyüme olacağını öngördüklerini belirten Oktay, "Çift haneli bir büyüme olacak ama bunun ne kadar olacağını öngörmek çok kolay değil." dedi.
Oktay, artık kurumların otomobil sahibi olmak yerine otomobili ihtiyaçları doğrultusunda kullanmak istediklerini belirterek, "Bizim sektörümüzde yaptığı faaliyetler çerçevesinde artık kurumlar paralarını otomobile bağlamak istemiyorlar." ifadesini kullandı.
"Kurumsal araç parkında yüzde 12-13 penatrasyonumuz var"
Büyük ve küçük kurumların araç kiralamaya yönelmiş durumda olduğunu belirten TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Oktay, şunları kaydetti:
"Türkiye'de kurumların sahip olduğu araç parkının 2 milyonun üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz. Biz şu anda sektör olarak 330 bini kiralamış durumdayız. Dolayısıyla kurumsal araç parkında yüzde 12-13 penatrasyonumuz var. Gelişmiş ülkelerde kurumsal araç parklarının yüzde 50'ye varan oranda kiralandığı ülkeler var. Sektörün en büyük sıkıntısı farkındalığımız düşük, genel büyüme ile ilgili. Genel olarak bizim avantaj ve hizmetlerimizi bilmeyen KOBİ'ler var. Dolayısıyla bu bilgi ve farkındalık yayıldıkça sektörün büyüme temposu büyüyecek. 2010 yılında sektör olarak bizim müşteri başına kiraladığımız araç sayısı 11'di. 2016 yılında bu rakam 5,3'e düştü. Dolayısıyla artık biz küçük filolara gidiyoruz. Anadolu'da bizimle ilgili bilinirlik hala daha çok düşük.
Türkiye'de yavaş yavaş başlayan bireysel araç kiralama var. Artık bireyler de araç satın almak yerine kiralamayı ve paylaşmayı tercih ediyorlar. Bizde de ufak tefek bunların girişimi başladı. Bireysel kiralama yapan şirketler var. Orada ufak bir talep oluştuğunu görüyoruz. Dolayısıyla bireyler de bizim ileride önemli müşterilerimiz haline gelecek. Önemli oranda otomobil kiralayacaklarını öngörüyoruz."
Oktay, İngiltere'de şu anda yollarda 4,3 milyon kiralık aracın gezdiğini bunun 1 milyondan fazlasının bireyler tarafından kiraladığını, bireysel kiralamanın kendi ajandalarında da olduğunu vurguladı.
Türkay Oktay, "Kurumlara araç kiralamak kolay. Bireyler daha başka bir segment. Oraya girmek için birtakım hazırlıklar yapmak gerekiyor. Onu da yapıyoruz. Deneyip gireceğiz." açıklamasında bulundu.
İstatistiksel rakamlara göre, Y jenerasyonun ehliyet başvurularının düştüğünü kaydeden Oktay, ancak araba sahibi olma arzusunun hala devam ettiğini belirtti.
"Döviz kredilerini biz lira ile ödemeye çalışıyoruz"
Sektörün en büyük sıkıntılarından birinin de kur olduğunu belirten Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk lirasının özelikle avro karşısındaki seviyesi. Bizim kiralamalarımızın yüzde 83,5'i avro ve dolar cinsinden. Döviz kiralama tercih ediliyor. Döviz kiralamaları tercih edildiği için biz de o arabaları döviz kredisi ile temin ediyoruz. Bugün bir müşterimiz avro araba kiralamak istediği zaman biz o araç için avro olarak kredi kullanıyoruz. Burada iki tarafta mağdur oluyor lira değer kaybederse. Kiralayan müşterimiz biz her ay başında avro/lira kurundan her ay başı liraya çevirip müşterimize faturalıyoruz. Dolayısıyla kurlar arttıkça müşterimiz daha fazla kira ödüyor. Müşteri lira tercih etmiyor. Kampanya da yapıyoruz. Özellikle KOBİ'lere kampanya da yapıyoruz ama yine de döviz tercih ediyorlar.
Lira son 1,5 yılda yüzde 30-40 değer kaybetti. Avroya karşı ne beklersiniz. İnsanların defans göstermesini liraya kaymasını beklersiniz bu dönemde çünkü yüzde 30-40 kira ödeniyor bize ama değişen hiçbir şey olmadı. Satın alsaydı maliyetleri daha fazla artacaktı. Arabayı satın alamaya kalksa yüzde 65-70'i ithal bir pazar olduğu için satın alma maliyetleri çok daha fazla artıyor. Hala kiralama bu nedenle daha fazla avantajlı, dövizli kiralasanız bile. İşin bir de bize etkisi var döviz kurlarının bu kadar dalgalı seyretmesi ve liranın değer kaybetmesi nedeni ile. Bütün dövizli kiralamaların karşısında dövizli kredi kullanıyoruz. Bizim bütün bu dövizli kredilerimizde lira değer kaybettikçe inanılmaz pahalı hale geliyor ve biz de bunları ödemek zorunda kalıyoruz. Sıkıntımız kurlardaki bu dalgalanma. Müşterilerimiz bu konudan muzdarip, biz ise onlardan çok daha fazla muzdaribiz. Döviz kredilerini biz lira ile ödemeye çalışıyoruz. İstiyoruz ki kurlarda stabilite olsun dengelensin. O zaman biz de de öngörülebilirlik artıyor."
Son Dakika › Ekonomi › Kurumlar Artık Paralarını Otomobile Bağlamak İstemiyorlar' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?