Son dakika haber! Tiroit bozukluğu, yüksek tansiyon ve kistler de sinirsel rahatsızlıklar olarak görülüyor

Medicana Avcılar Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mesut Caferi, bazı tıbbi durumların, sinir sıkışması problemi açısından risk oluşturduğunu belirterek, "Bu medikal durumlar; diyabet, romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar, tiroit bozukluğu, yüksek tansiyon, tümör ve kistler, hamilelik, menopoz, doğuştan var olan kusurlar, sinirsel rahatsızlıklar olarak sıralanabilir." ifadesini kullandı.

Medicana Avcılar Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Caferi, sinir sıkışmasının, farklı nedenlere bağlı olarak sinir üzerinde baskı oluşması sonucu meydana geldiğini, bu durumun, sinirin fonksiyonunda problemlere yol açabildiğini, sinir sıkışmasının erken fark edilmesinin tedavinin daha başarılı sonuçlar vermesini sağladığını kaydetti.

Sinirlerin, etrafında bulunan kas, kemik, kıkırdak ve tendon gibi yapılar tarafından sıkıştırılması ve sinirin üzerinde baskı oluşması sonucu sinir sıkışmasının meydana geldiğini aktaran Caferi, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sinirin üzerindeki bu etki, sinirin işlevlerinde bozulmaya yol açar. İlgili bölgede karıncalanma, uyuşma, ağrı veya güçsüzlük hissedilebilir. Sinir sıkışması vücudun farklı yerlerinde meydana gelebilir. Bu problem genellikle tek bir sinirde görülür. Sinir sıkışmasının farklı türleri vardır. Örneğin, bel fıtığı olan bir kişide, fıtığın omurilikten çıkan sinire baskı yapması sonucu bel ve bacakta ağrı hissedilir. Yine bir sinir sıkışması olan karpal tünel sendromunda 'median' adı verilen sinir, el bileğindeki yapılar tarafından sıkıştırılır. Bu durum sonucunda el ve parmaklarda uyuşma, ağrı hissi oluşur. Sinir sıkışması belirti ve bulguları, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Belirtiler; etkilenen sinir ve sıkışmanın görüldüğü bölgeye göre de farklı olabilir."

Sinir sıkışmasına neden olabilecek durumlar

Op. Dr. Mesut Caferi, sinir sıkışması belirtileri gösteren kişilerde semptomların birkaç günden uzun süre devam etmesi, belirtilerin evde uygulanan basit yöntemlerle hafiflememesi halinde doktora başvurulması gerektiğini bildirdi.

Sinir sıkışmasının, sinirin ilerlediği yol üzerinde belirli bir noktada, etrafındaki dokuların baskı uygulaması ile oluştuğunu aktaran Caferi, "Sinir sıkışmasına neden olabilecek durumlar; yaralanma, kemikte kırılma, eklem iltihabı (artrit), obezite, klavye kullanmak ya da piyano çalmak gibi tekrarlayan hareketlerin yapılması olarak sayılabilir. Bazı tıbbi durumlar, sinir sıkışması problemi açısından risk oluşturur. Bu medikal durumlar; diyabet, romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar, tiroit bozukluğu, yüksek tansiyon, tümör ve kistler, hamilelik, menopoz, doğuştan var olan kusurlar, sinirsel rahatsızlıklar olarak sıralanabilir." ifadelerini kullandı.

Sinir sıkışması tanısı ve tedavisi

Medicana Avcılar Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Caferi, sinir sıkışması tanısı için doktorun hastanın şikayetlerini değerlendirdiğini, hastayı muayene ettiğini, tanıya yardımcı olmak için ultrason ve MRI gibi görüntüleme yöntemleri de kullanılabildiğini bildirdi.

Ayrıca, sinir ve kas arasındaki ilişkiyi anlamaya yarayan EMG (elektromiyografi) tekniğinden de yardım alınabildiğini belirten Caferi, şunları kaydetti:

"Sinir sıkışması tedavisi, hastanın genel durumuna ve belirtilerin şiddetine göre değişiklik gösterir. Sinir sıkışması için genellikle ilk önerilen yöntem, etkilenen bölgenin kullanılmaması, dinlendirilmesidir. Bu bölgenin sabitlenmesi için hastaya atel kullanması önerilebilir.

Sinir sıkışması için uygulanan yöntemlerden biri fizik terapidir. Bu yöntemde terapist eşliğinde, etkilenen sinirin etrafındaki kaslar güçlendirmeye ve sinir üzerindeki baskıyı azaltmayı hedefleyen egzersizler yapılabilir. Sinir sıkışmasının neden olduğu ağrının hafifletilmesinde ağrı kesiciler kullanılabilir. Ayrıca, kortikosteroid tip ilaçlar da iltihaplanmayı ve ağrıyı azaltmak için tercih edilebilir. Sinir sıkışması tedavisinde cerrahi, genellikle en son tercih edilen yöntemdir. Büyük çoğunlukla diğer alternatiflerle iyileşme sağlanamayan hastalarda kullanılır."