Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu tarafından yayımlanan "İşgücü Piyasası Kurumları, Politikaları ve Performansı: Türkiye'de Esneklik ve Güvence" Raporu'na göre Türkiye'de esneklik ve güvence arzu edilen seviyelerin çok uzağında. Türkiye i?gücü piyasalarındaki kayıtiçi ve kayıtdı?ı ayrımı esneklik ve güvencenin refah arttırıcı bile?kelerini mümkün kılmıyor.
Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu, "İşgücü Piyasası Kurumları, Politikaları ve Performansı: Türkiye'de Esneklik ve Güvence" Raporu'nun tanıtım toplantısı TÜSİAD genel merkezinde gerçekleştirildi. Yaşar Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Anıl Duman tarafından hazırlanan rapor, işgücü piyasası ile ilgili verileri analiz ederek işgücü piyasasının performansını geliştirmeye yönelik kurumsal ve politikalar temelinde öneriler sunmaya amaçlıyor.
Raporda, kurumsal temelde; ücret koordinasyonu ve toplu pazarlık, sendikal yoğunluk ve devletin ücret belirlemeyle ilgili düzenlemeleri incelendi. Politikalar anlamında ise, istihdamı koruma düzenlemeleri ve katılıklar, işsizlik ödenekleri, aktif-pasif işgücü piyasası politikaları ve işgücü üzerindeki vergi yükü gibi konular ele alındı. İşsizlik, istihdam oranları, işgücünde aktif olmayanların oranı, işgücü maliyetleri ve kayıtdışılık gibi göstergeler üzerinden işgücü piyasasının performansını da değerlendiren raporda, Türkiye ile diğer gelişmekte olan ülkeler güvence ve esneklik düzenlemeleri bakımından karşılaştırılmakta ve politika önerileri sunuldu.
-BATILI EKONOMİLERDE UYGULANAN GÜVENCELİ ESNEKLİĞİN TRANSFERİ İMKANSIZA YAKIN-
Rapora göre; Batılı ekonomilerde uygulanan bir güvenceli esneklik modelini gelişmekte olan ülkelere transfer etmek neredeyse imkansıza yakın. Bu modellerin sorunsuz çalışabilmesi için gerekli olan kurumsal altyapı ve emek piyasası politikaları gelişmekte olan ülkelerde ya hiç yoktur ya da sınırlı. Sendikalaşma oranları düşük, endüstriyel ilişkiler çatışmacı, aktif ve pasif işgücü politikaları yetersiz ve kayıtdışı ekonominin payı büyük. Yine de gelişmekte olan ekonomiler iş yerine işçiyi koruyan sistemlere geçiş yapmakta ve güvenceli esneklik modellerini benimsiyor.
-TÜRKİYE'DE SENDİKA YOĞUNLUĞU VE TOPLU PAZARLIK KAPSAMI AVRUPA ORTALAMASININ GERİSİNDE-
Raporda Türkiye işgücü piyasası ile ilgili bulgular ve değerlendirmeler şöyle özetlendi:
"-Türkiye'de sendika yoğunluğu ve toplu pazarlık kapsamı Avrupa ortalamalarının gerisinde ve daha ziyade gelişmekte olan ülkelerdeki düzeye benziyor. Ayrıca endüstriyel ilişkilerde işbirliği yeterli değil. Sendikal hakların geliştirilmesi ve Ekonomik ve Sosyal Konsey gibi sosyal diyalog mekanizmalarının etkili işletilmesi gerekli.
-Uluslararası resmi sıralamalarda Türkiye'de iş güvencesi konusundaki mevzuatın oldukça katı olduğu görülüyor. Bununla birlikte Türkiye gibi ülkelerde yasaları uygulamada birçok sorunla karşılaşılmasından dolayı, uygulamanın esnek olduğu söylenebilir. İş Kanunu'na göre 30'dan az çalışanı olan firmaların istihdam koruma düzenlemelerinden muaf olması da, birçok işçinin iş güvencesi hükümlerinin dışında kalmasına neden oldu. Bunun yanında, İş Kanunu, iş sözleşmelerinde esnekliği kağıt üzerinde getirmiş görünüyor. Ancak geçici iş ilişkisi ve alt işverenlik kurallarındaki katılıklar, kıdem tazminatının bir fona devredilmesi gibi tartışmalar gündemde bulunuyor. İşveren açısından, kıdem tazminatı ödemelerinin finansal yükünün hafifletilmesi, çalışan açısından ise kısa dönemli iş sözleşmeleri dahil olmak üzere kıdem tazminatı alabilme koşullarının genişletilmesi ihtiyacı var.
-AKTİF VE PASİF İŞGÜCÜ POLİTİKALARI HALEN SINIRLI-
-İşsizlik sigortasının yürürlüğe girmesine ve çıkarılan istihdam paketlerine rağmen Türkiye'de aktif ve pasif işgücü politikaları halen sınırlı. İşsizlik sigortası, işgücü piyasasındaki risklere karşı çalışanları desteklemesi bakımından güvenceli esnekliğin önemli bir parçasıdır ve kapsamı ve miktarı geliştirilmeli. Aktif işgücü politikalarının önemli bir aracı ise eğitim. Mesleki eğitim ve okul-sanayi işbirliği konularında daha fazla ilerleme kaydedilmeli. Böylece işgücü piyasasında vasıf uyumsuzluğunun azaltılmasına ve bireylerin istihdam edilebilirliğinin artırılmasına destek olunabilecek.
-Türkiye işgücü piyasası kayıtlı ve kayıt dışı olmak üzere ikili bir yapıya sahip ve kayıtdışı sektörün kayıtlı sektöre göre maliyet avantajı söz konusu. Kısıtlayıcı kurumsal yapılar ve politikalar kayıtlı sektörün emme kapasitesini sınırlamakta ve işgücü piyasasının bölünmüş bir yapıya sahip olmasına yol açmakta. Bu bölünmüş yapıda, 'içerdekiler' yüksek korumalı, yüksek ücretli işlere sahipken, 'dışardakiler' işsiz veya kayıtdışı istihdamda kalıyor. Vergi sisteminde ve sosyal politikalarda yapılacak değişikliklerle kayıtdışı sektörün daralmasına yardımcı olunabilir. Ayrıca sosyal yardımların kayıtlı istihdamla ilişkilendirilmesi de çalışanları kayıt içine girmeye teşvik edebilir.
-EĞİTİMLİ İŞSİZLİK, VASIF UYUMSUZLUĞUNA VE YETERSİZ İŞGÜCÜ TALEBİNE İŞARET EDİYOR-
-Türkiye'de ortalama işsizlikte bir düşüş vardır fakat kriz dönemlerinde ani yükselişler de yaşandı. 2009 ekonomik krizinde, kısa dönem çalışma ödeneği gibi, işten çıkarmaları önlemeye yönelik programlar uygulandı. İşsizlik oranlarında ve ortalama okullaşma süresinde iyileşmeler sağlanırken, cinsiyetler ve bölgeler arası farklılıklar ise halen sürüyor. Eğitimi yüksek olanlar arasında işsizlik oranının yüksekliği vasıf uyumsuzluğuna ve yetersiz işgücü talebine işaret etti. Kısa vadede; yaşam boyu öğrenme, mesleki eğitim ve destekler aracılığıyla ve uzun vadede, işverenlerin ihtiyaç duyduğu beceriler ile eğitim müfredatı arasında yakın bağlantı kurularak söz konusu işsizliğin azaltılması sağlanabilir.
-KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIMLARININ ARTIRILMASI İÇİN ESNEK DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR-
Kadınların i?gücüne katılım ve istihdam oranları 2008'den bu yana küçük miktarlarda artsa da hem OECD hem de yükselen ekonomilere göre bir hayli a?ağıda seyrediyor. Kadınların çocuk ve yaşlı bakımı sorumluluğunu da üstlendikleri dikkate alındığında, kadınların işgücüne katılımının artırılması için esnek düzenlemelere ihtiyaç var. Ekonomik açıdan erişilebilir çocuk bakım hizmetlerinin sağlanması ulusal bir politika olmalı. Diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, 'eğitim, cinsiyet ve sektör' işgücü piyasasında hareketliliği etkilemekte ve 'vasıfsızlık, kadın olma ve tarımda çalışma' enformelliğe geçişi artırdı. Türkiye'de kadın çalışanların önemli bir bölümü sosyal güvelikten yoksun olduğundan, işgücü piyasasındaki kayıtlı-kayıtdışı şeklindeki ikiliği önlemeye yönelik vergi ve sosyal koruma politikaları kadınlar için de faydalı sonuçlar doğuracak.
-TÜRKİYE İŞGÜCÜ PİYASASININ ZAYIF TARAFLARINA ODAKLANILMALI-
-Diğer yükselen piyasa ekonomileri ile karşılaştırıldığında Türkiye'de esneklik ve güvence arzu edilen seviyelerin çok uzağında. Türkiye i?gücü piyasalarındaki kayıtiçi ve kayıtdı?ı ayrımı esneklik ve güvencenin refah arttırıcı bile?kelerini mümkün kılmıyor. Bir yandan kayıtdı?ı ekonomide dü?ük ücret, dü?ük verimlilik ve güvencesiz esneklik süregiderken kayıtiçi ve özellikle büyük ölçekli firmalarda güvence sıkı yasal korumayla sağlanmaya çalı?ılıyor. Bu durum ne işverenin ne de çalışanın lehine. Esneklikle ilgili katılıklar genellikle, geçici iş ilişkilerinin sınırlı kullanılmasından ve yüksek kıdem tazminatından kaynaklanıyor. Güvence ile ilgili sorunlar ise sosyal korumadaki yetersizliklerden, kayda değer büyüklükteki kayıtdışı ekonomiye kadar birçok hususu barındırıyor. Türkiye'de işgücü piyasasının bu zayıf taraflarına odaklanılmalı, işgücü piyasalarında esneklik ve güvenceyi hedefleyen politikalar üretilmeli."
Son Dakika › Ekonomi › Türkiye'de Esneklik ve Güvence Raporu: Esneklik ve Güvence Arzu Edilen Seviyelerin Çok Uzağında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?