Türkiye'deki İsveçli Firmalar Yeni Yatırım Yapacak

İsveç İstanbul Başkonsolosu Therese Hyden, Türkiye'deki İsveçli firmaların yeni yatırım yapacağını belirterek, "Yaptığımız araştırma sonuçları da, şirketlerin Türkiye'de faal olmaya devam edeceğini ve pazara güven duyduklarını tasdik etti." dedi.

İsveç Ticaret ve Yatırım Merkezi (Business Sweden) tarafından, İsveç Büyükelçiliği ve İsveç Başkonsolosluğu iş birliği ile gerçekleştirilen "Türkiye İş Ortamı Araştırması"nın sonuçları, İstanbul İsveç Başkonsolosluğu'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Toplantıda konuşan İsveç İstanbul Başkonsolosu Hyden, Türkiye'nin yüksek potansiyele sahip bir G20 ülkesi ve aynı zamanda bazı zorlukları da bünyesinde barındıran bir pazar olduğuna işaret ederek, Türkiye'deki İsveçli firmaların yeni yatırım yapacağını, 400'e yakın marka ile Türkiye'de hayli aktif olan İsveç sermayesinin araştırma vasıtasıyla ortaya koyduğu sonuçların, şirketlerin Türkiye'de faal olmaya devam edeceğini ve pazara güven duyduklarını tasdik ettiğini söyledi.

Hyden, İsveç hükümetinin 15 Temmuz'daki darbe girişimini kınadığını ifade ederek, "Türkiye, zorlu bir yaz dönemi geçirdi. Ancak hem Türk halkı hem de yerli ve yabancı yatırımcılar, güçlü bir kararlılık göstererek bu dönemin hızla atlatılmasını sağladı. Türkiye halkının son derece cesur bir şekilde mücadele ortaya koyduğunu, demokrasiyi savunduğunu gördük. İsveç, Türkiye'deki demokratik kurumların varlığını desteklemiştir, destekleyecektir. Şirketler, alınan olağanüstü hal uygulaması önlemlerinin farkında. Şirketler, bu çalışma gerçekleştirilirken de her şeyin farkındalardı. Türk halkının mücadelesi dünya açısından bakıldığında harika bir deneyimdi." şeklinde konuştu.

Hyden, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülkeler sıralamasında 26 ülke arasında yer aldığını, şirketlerin de bunun sonucu olarak ülkeye geldiğini söyledi.

"Not indirimleri, şirketler için çok büyük bir endişe değil"

Rapor sonuçlarını açıklayan İsveç Türkiye Ticaret Baş Müşaviri ve İsveç Ticaret ve Yatırım Merkezi Ülke Müdürü Erik Friberg, istatistiklere ve makro göstergelere dayalı öngörü ve raporları sık sık okuduklarını ancak bu çalışmanın pazarda faaliyet gösteren şirketlerin ilk elden tanıklıklarını içermesi nedeniyle öncekilerden ayrıştığını, Türkiye'yi tanıyan ve Türkiye'de iş deneyimi olan İsveçli şirketlerin kısa, orta veya uzun vadede pazarın potansiyeline inandığını ifade etti.

Pazardaki rekabet nedeniyle kimi zaman etkilenseler de, faaliyet gösterdikleri sektörlerin büyüyeceğine inandıklarını, işlerini büyütmeyi ve yeni yatırımlar yapmayı planladıklarını kaydeden Friberg, "Bu bağlamda rahatça söyleyebiliriz ki, bu raporun çıktıları Türk ekonomisine olan güvenin birer göstergesi." dedi.

İsveçli firmaların faaliyetlerini Türkiye'de en çok etkileyen konuların başında pazardaki yoğun rekabet, siyasal gelişmeler, döviz kurlarındaki hareketlilik ve ödemelerdeki düzensizliğin geldiğini belirten Friberg, Türkiye'nin dünyanın her yerine ulaşan geniş bir ticaret ağına sahip, uluslararası firmalara açık bir pazar olduğunu söyledi. Bundan kaynaklanan yoğun rekabetin, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 66'sının faaliyetlerini oldukça etkilediğini vurgulayan Friberg, Türk ekonomisinin küresel ekonomiye entegre oluşunun hem avantaj hem de dezavantaj olarak karşılarına çıktığını söyledi.

Friberg, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard & Poor's (S&P) ve Moody's'den gelen not indirimlerine ilişkin bir soru üzerine, İsveçli şirketlerden bu konuda doğrudan bir yorum almadıklarını ancak şirketlerin bu konuyu yakından takip ettiğini belirterek, "Bu, şu an onlar için çok büyük bir endişe değil." ifadesini kullandı.

Friberg, Türkiye'yi halihazırda bilen ve tanıyan şirketlerin güvenlik endişesi duymadığını, rakamların bunu desteklediğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"İstanbul üçüncü havaalanı projesi, sadece havacılığı etkilemeyecek, pek çok sektörü aynı anda etkileyecek. Bu da İsveçli şirketleri çekmekte. Bilişim teknolojileri, sağlık, inşaat, tekstil son derece önemli. Bunlara odaklanıyoruz. Çok büyük potansiyel var. İsveçli şirketler Türkiye'yi biliyor ve tanıyorlar. Yatırım yapmaya devam edecekler. Henüz piyasaya girmemiş olanları teşvik etmek de bizim görevimiz."

"Nitelikli iş gücünü fırsat olarak görüyorlar"

79 şirketi temsilen 85 üst kademe yöneticinin 1 Temmuz-16 Ağustos 2016'da bildirdiği görüşlerine dayanarak gerçekleştirilen "Türkiye İş Ortamı Araştırması"sına katılanların büyük bölümünü küresel ölçekte ciroları bir milyar avroyu aşan şirketler oluşturdu. Araştırma, İsveçli şirketlerin Türkiye ekonomisine olan güvenini ve yatırımlarını sürdürme konusundaki isteklerini ortaya koydu.

Araştırmaya göre, İsveçli şirketler Türkiye'de sadece kalıcı olmayı değil, büyümeyi de hedefliyor. Şirketlerin yüzde 95'i gelecek 3 yıl içerisinde faaliyet gösterdikleri sektörün büyüyeceğine inanıyor. Yüzde 96'sı yine orta vadede Türkiye'deki faaliyetlerini artırmayı ya da aynı seviyede korumayı planlıyor. Orta vadede katılımcıların yüzde 92'si cirolarının artacağını, yüzde 87'si ise orta ile çok yüksek arasında değişen derecelerde karlılık beklentisi içinde olduklarını belirtti. Bu olumlu görüşler, 2016 beklentilerini de kapsıyor.

Araştırmaya katılan İsveçli firmalar Türkiye'de 23 binden fazla kişiyi istihdam ediyor. Sektör büyümesi, ciro ve karlılık beklentisi, İsveçli şirketler için personel artışını da beraberinde getirecek. Gelecek 3 yıllık orta vadeli dönemde, şirketlerin yüzde 67'si personel sayısını artıracak. Katılımcıların yüzde 64'ü Türkiye'deki nitelikli yönetici sayısının yüksek veya çok yüksek olduğuna inanıyor ve bu nitelikli iş gücünün kendileri için bir fırsat olduğunu düşünüyor.

Şirketlerin çizdiği pozitif resim, yeni yatırımları da kapsıyor. İsveçli firmaların yüzde 89'u gelecek 3 yıl içerisinde Türkiye'ye yatırım yapmayı sürdürecek. Başlıca yatırım alanları ise yüzde 67 ile personel, yüzde 45 ile ofis, yüzde 32 ile IT altyapısı ve yüzde 20 ile imalat ve imalat ekipmanları olacak. Türkiye'de üretim tesisi bulunan firmaların yüzde 50'si de mevcut tesislerine 3 yıl içinde ek yatırım yapacak.