Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, şu anda üreticinin kar edemediğini belirterek, "Çiftçimiz 3-4 yılda bir para kazanıyor, onunla da ya borçlarını ödüyor ya da serasını büyütüyor" dedi.
Alp, Antalya Ticaret Borsası (ATB) tarafından düzenlenen, "Yaş Meyve Sebze Sektöründe Fiyatlandırma Politikaları Sektörel Analiz Toplantısı"nda, çiftçilerin serada hazırlığa başlar başlamaz fideden gübreye, enerjiden işçi maliyetlerine birçok masrafı bulunduğunu söyledi.
Ürünlerin hallerdeki komisyoncular tarafından pazarlandığını anlatan Alp, "Stok yapamayız, çünkü malımız dayanıklı tüketim malı değil. Ürün toplandıktan sonra en fazla dayanacağı süre bir hafta, 10 gün. Maliyetler çok yüksek. Şu anda çiftçinin cebine giren bir kuruş kar yok. Çiftçimiz 3-4 yılda bir para kazanıyor, onunla da ya borçlarını ödüyor ya da serasını büyütüyor" diye konuştu.
Çiftçinin komisyoncudan destek aldığını, komisyoncuyu yok sayamayacaklarını kaydeden Alp, şöyle konuştu:
"Üretici olarak 1,20 liraya sattığımız domatesi 5 liraya satalım gibi bir düşüncemiz yok. Ama markette 5 lira görünce biz de şok oluyoruz. 'Tüketiciyi öldürelim' gibi bir düşüncemiz yok. Sonuçta aynı geminin içindeyiz ve bu geminin batmaması lazım. Zor durumda olan çiftçinin kolundan tutulup kaldırılması lazım. Ekmeyelim de ne yapalım, başka sanatımız yok. 'Geleceği yok, çiftçi' diye çocuklarımızla kimse evlenmek istemiyor. Çiftçimizin çocukları da bundan kurtulmak için ya otellerde ya da bir şirkette çalışıyorlar. Doğru mu? Bence doğru değil. Biz ekmek istiyoruz, kazanmak istiyoruz. Biz kolumuzdan tutulmasını istiyoruz, desteklenmek istiyoruz. Biz gerçekten çok zor durumdayız."
Komisyoncu, al-satçı ve tüccar farkı
Yaş meyve sebze komisyoncusu Fatih Ekinci ise üreticiler tarafından toptancı haline getirilen ürünleri yerel ve ulusal marketlere, yerel ve şehirler arası pazarlara, restoran, otel tedarikçileri, ihracatçılar ve tüccarlara verdiklerini söyledi.
Genel olarak kamuoyunda komisyoncunun yanlış bilindiğini, tüccarların, toptan alım yapan kişilerin de komisyoncu olarak anıldığını ifade eden Ekinci, "Halden alıp da İstanbul'a ürün götüren komisyoncu değil. Bu arkadaşların meslekleri al-sat veya tüccar. Komisyonculuk ve al-sat farklı şeyler. Biz komisyoncular üretici adına ürünü alıp halde pazarlıyoruz. Üreticinin ürünlerini 1 liraya alıp 2 liraya satmıyoruz. Hizmet bedelimiz yüzde 11,34. Kesintilerden sonra kalan gelir oranı ise yüzde 8" şeklinde konuştu.
"Mart, nisan, mayıs ayları için endişeliyiz"
Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği (BAİB) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Demir, geçen yılın kasım ayında Rusya'nın yasağı devreye girmeden önce ülkeden çok ciddi talep geldiğini ve bunun da domates başta olmak üzere bazı yaş meyve sebze ürünlerinin fiyatını yükselttiğini söyledi.
Rusya'nın yasağının başladığını, ucuzlama beklerken soğuk iklim nedeniyle fiyatların yine yükseldiğini belirten Demir, "Mart, nisan, mayıs ayları için endişeliyiz. Fiyatlar düşecek" ifadelerini kullandı.
Antalya Tüccarlar ve Esnaflar Dayanışma Derneği Başkanı Adem Özaydın ise domateste tek fiyat diye bir şeyin olmadığını, ürünü sınıflayarak sattıklarını söyledi. Üreticiden çıkan bir ürünün tüketiciye ulaşıncaya kadar yaklaşık 1,5 lira masrafı olduğunu ifade eden Özaydın, "Paketleme, nakliye, hamaliye... O ürün 2 lira da olsa 1,5 lira masrafı var 5 lira da olsa 1,5 lira masrafı oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Üreticinin aslında para kazanamadığını anlatan Özaydın, "10 yıldır elmayı aynı fiyattan alıyoruz. Nerede enflasyonu yükseltmişiz?" diye sonrdu.
Özaydın, Türkiye'de yaş meyve sebze ürünlerinin üreticiden market rafına kadar giden süreçte yaklaşık yüzde 34'ünün de zayi olduğunu vurguladı.
Son Dakika › Ekonomi › Yaş Meyve Sebze Sektöründe Fiyatlandırma Politikaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?