Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) radikalleşme sürecinin zirve noktasını 15 Temmuz'da yaşadıklarını belirterek, "Bu durum aynı zamanda şiddetin de en uç noktasına gidebilecek bir radikalleşme sürecidir. Bu radikalleşme sürecini biz mehdilik temelinde bir radikalleşme olarak adlandırabiliriz." dedi.
Polis Akademisi Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezince (UTGAM), Belek Turizm Merkezi'ndeki otelde düzenlenen "Radikalleşme, Şiddet İçeren Aşırılık ve Terörizm" temalı 1. Uluslararası Antalya Güvenlik Sempozyumu'nda AA muhabirine açıklama yapan Çolak, Polis Akademisi olarak eğitim ve araştırma alanlarında görevlerinin olduğunu, emniyet teşkilatının hem polis memuru hem de polis amiri ihtiyacını karşıladıklarını söyledi.
Akademi bünyesindeki Güvenlik Bilimleri ve Adli Bilimler enstitülerinde yüksek lisans ve doktora programları bulunduğuna dikkati çeken Çolak, "Tüm bunların yanı sıra araştırmalar da yapıyoruz. Bilimsel çalışmalar yapıyoruz. 1. Uluslararası Antalya Güvenlik Sempozyumu'nu da UTGAM üzerinden gerçekleştirdik." diye konuştu.
Çolak, sempozyumu radikalleşme ve sonucunda ortaya çıkan terörizm konusunda düzenlediklerini anlatarak, 4 farklı radikalleşme biçimiyle karşı karşıya bulunulduğunu, terör örgütlerinin bu radikalleşme süreçleri üzerinden insan devşirdiğini ifade etti.
Terör örgütü PKK'nın etnik radikalleşme üzerinden kendisini güçlendirdiğini, gençleri devşirmeye çalıştığını kaydeden Çolak, terör örgütü DEAŞ'in ise mezhep temelli radikalleşme süreci yürüttüğünü, gençleri ve orta yaştakileri bu sürecin parçası yaptığını ve oradan insan devşirebildiğini vurguladı.
Terör örgütü DHKP-C ve türevlerinin de ideolojik radikalleşme süreci yürüttüğünü belirten Çolak, şunları dile getirdi:
"Bu radikalleşme sürecinden kendilerine adam devşiriyorlar. Son terör örgütü FETÖ ise tamamen farklı bir tip radikalleşme süreci yürütüyor. Bugüne kadar olan radikalleşme sürecine baktığımız zaman FETÖ olayını açıklayabilmek biraz daha zor çünkü bugüne kadarki radikalleşmeyle ilgili çalışmalar daha çok radikalleşme süreçlerini çok kısa olarak ele almıştır. Radikalleşme sürecini gençlerin veya farklı inançtakilerin üç ay ile bir yıl süre içinde her anlamda normal bir insanken canlı bombaya dönüşebileceği bir süreç olarak analiz ediyoruz.
Bu, hem sol radikal ideolojik grupları hem de din temelli DEAŞ gibi Batı'daki radikal sağ gibi radikalleşme süreçlerini açıklıyor ama FETÖ olayındaki radikalleşme süreci 30 yıl sürebiliyor."
"FETÖ, çok uzun süren bir radikalleşme sonucunda oluştu"
Çolak, FETÖ'nün çok uzun süren radikalleşme sonucunda oluştuğuna dikkati çekerek, "Çift kişilikli, hatta üç kişilikli insanlara dönüşen, normal bir hayat, normal bir yüz yansıtılıyor ama arka tarafta da 30-40 yıl gizli bir şekilde beslenerek radikalleşen, ihtiyaç duyulduğunda ise en sert şekilde harekete geçen bir radikalleşme. Bu radikalleşme sürecinin zirve noktasını 15 Temmuz'da yaşadık. Bu durum aynı zamanda şiddetin de en uç noktasına gidebilecek bir radikalleşme sürecidir. Bu radikalleşme sürecini biz mehdilik temelinde bir radikalleşme olarak adlandırabiliriz. Bu durum aynı zamanda yeni bir radikalleşme türüdür." ifadelerini kullandı.
Sempozyumda 4 radikalleşme sürecinin de tartışıldığı bilgisini veren Çolak, dünyadan örnekler sunulduğunu, uluslararası alanda 10 konuşmacının katıldığını anlattı.
Çolak, radikalleşme ve terörizm konusunda uluslararası deneyimler ve çözüm önerilerinin de tartışıldığı sempozyumda yabancı uzmanların ülkelerindeki radikal grupların nasıl ortaya çıktığını, nasıl terörist faaliyetlere dönüştüklerini, terör gruplarının insanları nasıl devşirdiğini anlattığını aktararak, "Biz de Türkiye'deki örnekleri burada anlatıp, karşılaştırma yaparak bunun sonucunda bir rapor ortaya çıkaracağız. Bunu karar alıcılara sunacağız. Sempozyumda yapılan sunum ve tartışmaları da içerecek olan 2 bildiri kitabını da basarak alan uzmanlarının faydasına sunacağız." görüşünü paylaştı.
Ana teması "radikalleşme, şiddet içeren aşırılık ve terörizm" olan sempozyumun akademik olduğunu belirten Çolak, akademisyenlerin yanı sıra belli ölçüde dünyadan ve Türkiye'den uygulayıcıların da yer aldığını, bunun da sorunların çözümü adına son derece faydalı bir yaklaşım olduğunu sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › 1. Uluslararası Antalya Güvenlik Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?