2. Gülhane Pediatrik Rehabilitasyon Sempozyumu

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığı (GATA) Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (FTR) Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent Tabip Yarbay Evren Yaşar, hedeflerinin, Türkiye'deki tüm fiziksel tıp ve rehabilitasyon hastaneleri ile anabilim dallarının belli bir seviyeye getirilmesi olduğunu belirterek, "Çünkü biz, sadece kendi çocuklarımız ile değil, tüm Türkiye çocuklarıyla ilgiliyiz" dedi.

Yaşar, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Rehabilitasyon Merkezinde, GATA'nın düzenlediği "2. Gülhane Pediatrik Rehabilitasyon Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, pediatrik rehabilitasyonun, fizik tedavi rehabilitasyonun anabilim dalı bünyesinde artık başka bir üst ihtisas alanına dönüştüğünü söyledi.

Çocuk engelliliğinin çok önemli bir konu olduğunu belirterek, Türkiye ve dünyaya genel olarak bakıldığında yüzde 5 oranında çocuk engelliliğinin bulunduğu bilgisini veren Evren Yaşar, engellilikle uğraşan temel tıp branşının fizik tedavi ve rehabilitasyon olduğunu, bunun içinde de çocukların ayrı ve özelleşmiş olduğundan, kendilerinin de bu çocuklara daha ayrı bir önem verdiklerini anlattı.

Yaşar, kendi içlerinde bu konuda çok önemli çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, "GATA, pek çok konuda öncü olduğu gibi bu konuda da öncü olmaya devam ediyor. Bu nedenle, bu sene pediatrik rehabilitasyonla ilgili ikinci sempozyumu gerçekleştiriyoruz. Bu konuda çalışan bütün tıp branşlarını bir araya getirmeye çalıştık. Bu konuda 'çocuklar için doktorlar ve toplumsal olarak daha neler yapabilirizi' belirlemeye çalışıyoruz" diye konuştu.

"Bu hastalar ülkemizde biraz daha ihmal edilmiş"

Doçent Tabip Yarbay Evren Yaşar, engellilik oranlarına bakıldığında "erişkin engellilik" ile "çocuk engelliliği"nin birbirinden biraz daha farklı olduğunu ifade etti.

Tedavide başarı oranının çocuklarda daha fazla olduğunu kaydeden Yaşar, "Çocuklar, bütün aileyi beraberinde götürüyor. Hastalık, doğumsal veya doğumdan sonra oluşan durum nedeniyle ailede birinin engelli olması, bütün aileyi ve toplumsal hayatı etkileyen bir süreç. Oranlara baktığımızda, şimdiye kadar belki de ülkemizde biraz daha ihmal edilmiş bu hastalar. Evet, birazı doğuştan geldiği için çoğu ihmal edilmiş ama oranlara baktığımız zaman hemen hemen yetişkinlik oranlarıyla aynı. Ama genel olarak baktığımızda, toplumsal ve sosyal hayat bizim için önemliyse, çocuk engelliliği bütün aileyi de beraberinde sürüklediğinden, belki de ileri yaş engelliliğinden bizim için çok daha fazla önemli hale geliyor" şeklinde konuştu.

Evren Yaşar, teknolojik imkanlarının ileri düzeyde olması nedeniyle ailelerin engelli çocuklarının tedavileri için TSK'yı tercih ettiklerini ifade etti.

"Bu iş, eğitim işi. Eğitimle ilgili problemleri çözmemiz gerekiyor" diyen Yaşar, "Cihazlar bir şekilde ediniliyor, teknoloji sürekli ilerliyor. Biz teknolojik imkan bakımdan biraz daha önde olabiliriz ama hedefimiz, Türkiye'deki tüm fiziksel tıp ve rehabilitasyon hastaneleri ile anabilim dallarının belli bir seviyeye getirilmesidir. Çünkü biz, sadece kendi çocuklarımız ile değil, tüm Türkiye çocuklarıyla ilgiliyiz" dedi.

Sempozyumda bir sunum yapan İstanbul Üniversitesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Resa Aydın ise 2010'dan beri konuya ilişkin, "aile odaklı terapi yaklaşımı" yaptıklarını dile getirdi.

Dünyada da bunun çok yaygın olduğunu belirten Aydın, "Çocuk doğduğu andan itibaren eğer herhangi bir problemi varsa, onu eğitmeye ve rehabilitasyona başlayabilirsiniz. Burada çocuğun yapabileceği bir şey yok, sadece iş aileye kalıyor. Aileye, çocuğun rahatsızlığıyla ilgili net şeyler söylerseniz, neler yapacağını anlatırsanız, kendi psikolojik yapısı da iyi olursa, çocuğun rehabilitasyonu da iyi gidiyor" değerlendirmesinde bulundu.

Resa Aydın, hedeflerinin, çocuk engellilere daha özgür ve bağımsız bir hayat yaşatmak olduğunu da kaydetti.