Acıbadem Ankara Hastanesi'nden 'Koah' Açıklaması

Acıbadem Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sadık Ardıç, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ile ilgili olarak, "Sigara, KOAH'ın en önemli nedenidir ve bildirilen tüm vakaların yüzde 90'ından sorumludur" dedi.

KOAH ile ilgili bir açıklama yapan Acıbadem Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sadık Ardıç, KOAH'ın en sık başvuru şikayetinin nefes darlığı ve öksürük olduğunu kaydetti. Buna neden olanın ise akciğerlere girip çıkan havanın kısıtlanmasına bağlı solunum iş yükünün artması olduğunu bildiren Ardıç, şunları kaydetti:

"Amfizemde, akciğerin yapısının sigara ve diğer zararlılara bağlı alveol denilen hava keselerinin duvarlarında parçalanma ve akciğer yapısının bozularak solunum işi görmeyen hava keseleri oluşur. Hastada nefes darlığı gelişmesinin en önemli nedenleridir. Kronik bronşit ise, hava yollarında inflamasyon, daralma ve fazla miktarda mukusun oluştuğu sürekli öksürük durumudur. Kronik öksürük art arda iki yıl içinde yılda en az 3 ay görülmelidir. KOAH'ın neden olduğu kalıcı akciğer hasarını hiçbir tedavi tam anlamıyla geri döndüremez."

KOAH'ın ilk evrelerinde ağır iş sırasında hafif bir nefes darlığı ve ara sıra öksürük atakları görülebildiğini bildiren Ardıç, "Başlangıçta hastalar KOAH hastalığına yakalandığının farkında olmaz. İlk bulgular genel bir hastalık hissi, artan sıklıkta nefes darlığı, öksürük ve hırıltılı solunumdur. Ancak hastalık ilerledikçe bulgu ve belirtiler ağırlaşır. Sigara, KOAH'ın en önemli nedenidir ve bildirilen tüm vakaların yüzde 90'ından sorumludur. Bu nedenle sigara içilmesinin bırakılması da tedavide esas basamaktır. Ancak, KOAH riski taşıyanlar yalnızca sigara içenler değildir. Daha önce sigara içmiş olanlar ve sürekli sigara dumanına maruz kalanlar (pasif içiciler) da KOAH için potansiyel adaylardır. Sigarayı bırakmak, akciğer fonksiyonlarının KOAH'a bağlı olarak gerilemesini yavaşlatır. Ancak sigara içmeye devam edilerek tedaviye devam edilirse tedaviden yara görmek yerine, zarar görüldüğü bilinmektedir" ifadelerini kullandı.

KOAH sebebiyle her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişinin yaşamını yitirdiğini kaydeden Ardıç, açıklamasında şunları kaydetti:

"Bu hastalığın 2020 yılında küresel yük açısından ilk 5. sıraya yerleşeceği tahmin edilmektedir. ABD'de 1968-1995 arası yaşa uyarlanmış ölüm oranlarının seyrine bakıldığında, koroner kalp hastalığı, inme, diğer serebrovasküler hastalıklar ve bunların dışında kalan diğer tüm ölüm nedenlerinde azalma izlenirken, aynı dönemde KOAH nedenli ölüm oranlarında ciddi bir artış olduğu yüzde 163 saptanmıştır. KOAH bugün tüm dünya genellinde ölüm nedenleri arasında 6. sırada yer almaktadır ve 2020 yılında 3. sıraya yerleşeceği öngörülmektedir."

KOAH'ın tedavisinin dört bölümde ele alınabileceğini belirten Ardıç, "Bunlar, hastalığın tanısı ve derecesinin değerlendirilmesi, sigaranın bıraktırılması ve diğer risk faktörlerinin azaltılması, durağan dönemdeki tedavi ve alevlenme dönemlerindeki tedavi olarak sıralanabilir. Bugün KOAH tedavisinde kullanılan pek çok çeşit ilaç piyasada bulunmakla beraber bu ilaçların hiçbiri hastalığı tamamen ortadan kaldıramaz ve hiçbir ilaç sigaranın bırakılması kadar hastalığın ilerlemesini yavaşlatıcı etki göstermez. Durağan dönemde KOAH tedavisinde tercih edilecek ilaçlar aynı astım tedavisinde olduğu gibi solunum yoluyla kullanılan inhaler ilaçlar olmalıdır. Hastalığın ağırlık durumuna göre bu ilaçlar gerektiğinde yani hasta örneğin efor yaparken nefes darlığı hissettiğinde kullanılabilir ya da hekimin önerdiği şekilde sürekli ve düzenli bir tedavi şeması uygulanabilir. KOAH'da ilaç dışı tedavi seçenekleri ise uzun süreli oksijen tedavisi ve pulmoner rehabilitasyon programlarını içerir. Uzun süreli ya da sürekli oksijen tedavisi kanlarında oksijen parsiyel basıncı hastalık nedeniyle belirli bir değerin altına düşmüş olgularda önerilir. Unutulmamalıdır ki bilinçsiz oksijen kullanımı KOAH olgularında yarardan çok zarar getirebilir. Bu nedenle oksijen tedavisinin gerekliliğine mutlaka hekim karar vermelidir" dedi. - ANKARA