AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Üstün Açıklaması

İZZET MAZI - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Suriye gerçeğinin Avrupa'nın bütün değerler sistemini ayaklar altına aldığını belirterek, "İnsan haklarını, demokrasiyi, özgürlükleri bir tarafa ittiler ve kendi refah toplumunu düşünmeye başladılar." dedi.

Üstün, Kilis'te sığınmacıların barındığı kampları ziyaretinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nobel Barış Ödülü'ne aday olan kentin, savaşın başladığı günden bu yana yaptıklarıyla tüm dünyaya örnek olduğunu vurguladı.

Adaylık başvurusunun kendisi tarafından yapıldığını hatırlatan Üstün, değerlendirme sürecinin ardından açıklamanın sonbaharda yapılacağını bildirdi.

Suriyeli sığınmacıları bağrına basan Kilis'in gönüllerde taht kurduğuna işaret eden Üstün, "Kilis'in fiilen hak ettiği madalyayı almasını arzu ediyoruz. Aslında geriye doğru gittiğimizde barış ödülüne layık olacak başka bir kişi ya da kurum göremiyoruz. Geçtiğimiz sene hangi barış tesis edildi veya bir çatışma ortamı sonlandırıldı. Böyle bir durum yok. O bakımdan Nobel Barış Ödülü'ne Kilis'in layık olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Üstün, Kilis'in kendi nüfusundan daha fazla Suriyeliyi misafir ettiğini, bu yapılırken de hiçbir sorunla karşılaşılmadığına dikkati çekti.

"İnşallah komite objektif davranır"

Kilis halkının, sığınmacılara müthiş bir barış örneği sergilediğini aktaran Üstün, şunları ifade etti:

"Suriye kardeşlerimiz burada esnaf olmuşlar, iş hayatına atılmışlar ve aynı ortamı da paylaşıyorlar. Herhangi bir olay veya arbede de olmuyor bu çok önemli. Marifet iltifata tabidir. Kilis halkı çok büyük bir fedakarlıkta bulundu. Bu fedakarlığı dünyaya duyurmak adına serhat şehrimizi Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdik. Birinci amacımıza ulaştık. Kilis'i Türkiye'ye ve bütün dünyaya duyurduk. Herkes bu fedakarlığı gördü. İnşallah 'Nobel Barış Komitesi' objektif davranır ve ödülü Kilis'e verir."

"Değerler sistemini ayaklar altına aldılar"

Birçok ülkenin Avrupa Birliğini, insan hakları mahkemesi ve insan hakları sözleşmesinden dolayı bir değerler sistemi olarak gördüğüne değinen Üstün, şöyle devam etti:

"Ancak Suriye gerçeği, Avrupa'nın bütün bu özelliğini ve değerler sistemini ayaklar altına aldı. İnsan haklarını, demokrasiyi, özgürlükleri bir tarafa ittiler ve kendi refah toplumunu düşünmeye başladılar. 'O refah toplumu algısı yıkılmasın, rahatımız bozulmasın' diye yıllardan beri üzerine inşa ettikleri ve başkalarına örnek olarak gösterdikleri bazen de dayatmak istedikleri bu değerler sistemini yok farz ederek ayaklar altına aldılar. Bu çok acı bir şey çünkü bu kadar korkmalarına gerek yoktu."

"Tarih bunları yazacak"

Üstün, Finlandiya Sağlık ve Sosyal İşler Bakanı Hanna Mantyla'nın, savaşın başladığı günden bu yana 11 sığınmacı kabul ettikleri yönündeki açıklamasına dikkati çekti.

Türkiye'nin ise bu süreçte 3 milyon Suriyeli ve Iraklı savaş mağduruna kucak açtığını hatırlatan Üstün, Finlandiya'nın, elindeki imkanlarla 10 bin hatta 100 bin sığınmacıyı rahatlıkla ağırlayabileceğini belirtti.

"Kendi keyiflerinden ve rahatlarından ödün vermemek adına bu muhtaç insanları yüzüstü bıraktılar" diyen Üstün, şunları kaydetti:

"Tarih bunları hep yazacaktır. Bakın 1400'lü yıllarda Yahudileri almışız ve 2000'li yıllarda halen bunlar konuşuluyor. Yahudileri İspanya'dan zor zamanda aldık. Şimdi Suriyeli kardeşlerimizi alıyoruz. 500 yıl sonra tarih 'Avrupalılar, Suriyelilere ve Iraklılara sırtını döndü ama Türkiyeliler açık kapı politikası uyguladı ve sadece Kilisliler kendi nüfuslarından fazla insana baktılar' diyecek, tarih bunları yazacak."