AK Parti İstanbul Milletvekili Külünk Açıklaması

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, "Devletimizi, devletimizin en önemli gücü olan ordumuzu, milli eğitimi, sosyal hayatımızı, toplumun güven sistemini tahrip etti. Tahrip etmediği yer var mı? Neredeyse bir Moğol istilasıyla karşılaştık." dedi.

Külünk, İkra Vakfı ve Anadolu Kimsesizleri Koruma Derneğince Kırıkkale Öğretmenevi'nde düzenlenen, "Türkiye ve Ümmetin Geleceğinde Sivil Toplum Kuruluşlarının Yeri" konulu konferansa katıldı.

Metin Külünk, burada yaptığı konuşmada, uyanık olunmadığı ve değerler sistemi yeniden ayağa kaldırılmadığı takdirde 15 Temmuzların bitmeyeceğini söyledi.

"15 Temmuz'a neden geldik?" diye soran Külünk, şöyle devam etti:

"Devletimizi, devletimizin en önemli gücü olan ordumuzu, milli eğitimi, sosyal hayatımızı, toplumun güven sistemini tahrip etti. Tahrip etmediği yer var mı? Neredeyse bir Moğol istilasıyla karşılaştık. Her şeyimiz tahrip oldu. Bana göre, son bin yılın en önemli kalkışması ve tahribini yaşıyoruz. Kim bu adamlar? Sivil toplum kimliği altında devleti ele geçirip çökertmek isteyenler kim? Müdahale etmedikleri hiçbir yer yok. Çünkü açıkça ifade ediyorum; zenginleşme süreci fikrimizi ötelettirdi, özgürleşme kavramının arkasında bizi kendimizden uzaklaştırdı. Arabalarımızın markası değişti. Evlerimizin adresi değişti. Saatlerimizin sayısı arttı. Dolaplarımızdaki takım elbiselerin sayısı arttı. Bir anda o genişleyen özgürlük alanlarında birileri akidemizi berhava ediyordu. Farkında mıydık? Farkında olanlar konuştu bedel ödedi."

Külünk, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunca hazırlanan "Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" başlıklı rapora değinerek, "Keşke Diyanet İşleri Başkanlığımız 15 Temmuz'dan sonra yaptığı bu çalışmayı yıllar önce yapsaydı." dedi. Yine de Diyanet İşleri Başkanlığına teşekkür ettiklerini dile getiren Külünk, şunları kaydetti:

"Bu yükü sadece Diyanet İşleri Başkanlığının omuzlarına da bırakamayız. İş dünyası da siyaset de kendini sorgulamalı. İlahiyat fakülteleri de sustu. FETÖ, 28 Şubat'ın mahsulüdür. 28 Şubat neyse FETÖ de odur ancak asıl arkadaki aklın ne istediğini anlamalıyız. Arkadaki aklın ne istediğini anlamazsak tehlikenin gittiğini zannederiz. Bizi sahih İslam çizgimizden ayırmak istiyorlar. Kur'an ve sünnetten ayırmak istiyorlar. Hedef peygambersiz İslam. FETÖ kripto, İslam dışı bir yapıdır. Hodri meydan. Aksini iddia eden varsa getirsin delillerini konuşuruz. Sivil toplum kuruluşları insan odaklı çalışmalar yapmalı. Müsbet ya da menfi hiçbir cemaat, hiçbir sivil toplum kuruluşu devleti ele geçirme mantığıyla hareket etmemelidir. Türk devletinde devlete dahil olmak vardır, müdahil olmak yoktur."

Külünk, mahkemelerde yargılanmaları süren FETÖ'cülerin hala birşeyler beklediklerini ve dışarıya mesaj verdiklerini, bu mesajlarla örgüte 'kurtaracaksanız bizi kurtarın, kurtarmazsanız biz konuşuruz.' dediklerini ifade etti.

Emperyalist güçlerin Türkiye'yi Erdoğan'sızlaştırmak için senaryo üstüne senaryo denediğini anlatan Külünk, "Dikkatimizi dağıtmamalıyız. 2019 var ve en az 15 Temmuz kadar önemli. Bu kadar stratejik önemdeki bir ülkede çok dikkatli var olmak bizim vazifemiz. Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikastındaki suikastçı profilinde, toplumda tanıma kabiliyetimizin çok zayıf olduğu tipler henüz rol üstlenmedi. Dolayısıyla, bu örgütün önümüzdeki süreçte Türkiye'yi destabil hale getirmek için deneyeceği yöntemlerden birisi de suikastler modelidir." dedi.