Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörlüğü, "Son günlerde kendisine 'sözde aydın sorumluluğu' yükleyen bir grup akademisyen, tarihsel tecrübeyi görmezden gelerek, buradan ilham alınarak kurulmuş devletimizi, iftira dolu sözlerle tarih, vicdan ve hukukun asla affetmeyeceği bir ithamın altına sokmaya çalışmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
Rektörlükten yapılan yazılı açıklamada, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" felsefesiyle Anadolu topraklarında temelleri atılan ve barış medeniyetini oluşturarak üç kıtada yüzyıllarca varlığını sürdüren Osmanlı İmparatorluğu'nun, geçen asrın başında küresel emperyalizmin kıskacında kalarak tarihsel misyonunu tamamladığı belirtildi.
Balkanlar'dan Kafkasya'ya, oradan Orta Doğu'ya kadar uzanan Osmanlı Devleti'nin çekildiği coğrafyada, yüzyıldır kalıcı barış ile istikrar sağlanamadığı, sürekli kan ve gözyaşı akıtılarak insanlık değerlerinin yok edilmeye çalışıldığına işaret edilen açıklamada, "Bu hattın tam merkezinde kalan ve bin yıldır vatan yapıp üzerinde oturduğumuz Anadolu coğrafyası, yüzyıl önce yaşanılan acılardan çıkarılan büyük ders ve onun somutlaşmış şekli Misak-ı Milli ile son ama milli olan Türk devletinin merkezi olmuştur" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, kurulduğu andan itibaren milli egemenlik ve hukuk devleti anlayışıyla çatısı altına aldığı halkın tamamını birinci sınıf vatandaş telakki ettiği, uygarlık hamleleriyle yüksek insanlık idealine doğru koştuğu vurgulandı.
Bu çatı altında yaşayanların dini ve tüm kültürel özellikleriyle yoğrularak kaderde, tasada ve kıvançta birleşerek millet olduğu kaydedilen açıklamada, "Türk milleti yaşadığı büyük tarihi tecrübeden çıkarıp özümsediği 'yurtta barış, cihanda barış' anlayışını genel barışa önsöz olmak üzere insanlığa armağan etmiştir. Ancak ne hazindir ki küresel emperyalizmin taşeronu konumundaki terör örgütleri, hem ülkemiz hem de komşu coğrafyaları ateş çemberine almaya çalışmakta ve neredeyse her gün onlarca, hatta yüzlerce masum insanın kanını akıtmaktadır" görüşlerine yer verildi.
Modern devletin en öncelikli görevinin, vatandaşının can ve mal emniyetini sağlamak olduğu bildirilen açıklamada, geniş kesimlerin en temel haklarını korumakla yetkilendirilen devlete karşı, bu aygıtı işler kılan siyasi parti, üniversite, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların da yerine getirmeleri gereken büyük ve yüksek sorumlulukları bulunduğu belirtildi.
Milletin dirliği, can ve mal güvenliği söz konusu olduğunda devletin öneminin anlaşıldığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu önemin ayırdına vakıf olacakların en önde gelenleri, toplum içinden çıkan entelektüel tabaka yani bilim insanları, kısacası aydın kesimlerdir. Maalesef son günlerde kendisine 'sözde aydın sorumluluğu' yükleyen bir grup akademisyen, tarihsel tecrübeyi görmezden gelerek, buradan ilham alınarak kurulan devletimizi, içerisinde bühtan, iftira dolu sözlerle tarihin, vicdanın ve hukukun asla affetmeyeceği bir ithamın altına sokmaya çalışmaktadırlar. Türk devlet anlayışında, sınırları içi ya da dışında olsun, insanlığı ve tüm insani değerleri yaşatma, yüceltme hassasiyeti vardır. Bu anlayışı benimseyen KTÜ camiası olarak bizler, kendilerine tanınan akademik hürriyeti öznel amaçları için fütursuzca kullanan ve bir bildiri yayınlayan akademisyenleri kınıyor, kendilerini aklın, bilim ve hukukun prensiplerine dönmeye davet ediyoruz."
Son Dakika › Güncel › Akademisyenlerin Bildirisine Tepkiler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?