ETEM GEYLAN- Letonya'ya gelen turistlerin, aynı markayla satılan alkolsüz içeceklerin, çikolataların ve diğer yiyeceklerin tatlarının, Batı Avrupa ülkelerinde çok daha güzel olduğunu söylediği bilinen bir konuydu. Halk arasında yaygın olan bu söylenti, devlet kurumları tarafından ilk defa ciddiye alındı ve böylece Letonya'da satılan 20 ithal yiyecek, aynı ambalaja sahip şekilde Batı Avrupa'da satılanlardan farklı kalitede olup olmadıklarının anlaşılması için analiz edilecek.
Letonya Tarım Bakanı Janis Duklavs "Avrupa Gıda ve Veterinerlik Hizmetleri kurumunun yönetimi, tabir caizse, 'şüpheli' ürünlerin, hakkında en çok konuşulan 20'sinden numune almaya karar verdi," dedi. Testlerin epey masraflı olacağını ifade eden Duklavs, testin amaçlarından birini "Ambalajlarda yazan 'içindekiler' kısmına bakarak aynı markaların aynı ürünlerinde, beyan edilen bir fark olup olmadığını görmek" olarak tanımladı. Duklavs "Mesela, Almanya ve Letonya'da satın alınan ürünlerin birebir aynı olmasına rağmen, laboratuvar sonuçlarına göre farklı olduklarının anlaşılması halinde, ortaya bambaşka bir durum çıkacaktır," dedi.
AB'den sert uyarı
Gıda ve Veterinerlik Hizmetleri kurumunun bu kararı, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in 13 Eylül tarihinde yaptığı bazı açıklamaların üzerine aldığı bildirildi. Juncker AB'nin bazı bölgelerinde satılan aynı markalı ürünlerin, ambalajları aynı olmasına rağmen, diğer ülkelerde satılan ürünlerine kıyasla daha düşük kalitede olduğunu söylemişti. Juncker tamamen aynı ambalaja sahip ürünlerini Batı Avrupa için daha yüksek kalitede üretip Doğu Avrupa'da daha düşük kalitede tutan şirketlerin cezalandırılması için ulusal bazda daha fazla yetki kullanılabilmesi gerektiğini ifade etmiş ve "Slovaklar, dondurulmuş fileto balık ürünlerinde daha az balık yemeyi hak etmiyor," demişti.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Tüketici Haklarından Sorumlu Üyesi Vera Jourova ise dün yaptığı açıklamayla gıda ve içecek firmalarına, çeşitli ülkelerde sattıkları aynı marka ürünlerde farklı kalitede içerik kullanmamaları konusunda uyarıda bulundu. Jourova, Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, aynı marka ve ambalajlı ürünlerin farklı AB üyesi ülkelerde değişik içeriklerle satılmasının yasak olduğunu söyledi.
Gıda ve içecek firmalarının aynı marka ürünlerinde benzer kalitede içerik kullanmaları gerektiğini vurgulayan Jourova, son dönemde AB Komisyonu'na tüketicilerden "çifte kalite" mamuller hakkında çok sayıda şikayet geldiğini ifade etti. Jourova, mevcut AB mevzuatları uygulanarak bu sorunun çözülebileceğini, üye ülkelerin denetleyici kurumlarına yardımcı olacak bir kılavuz hazırladıklarını anlattı.
Tüketicilere, kandırıldıklarını düşündükleri ürünleri satın almama çağrısında bulunan Jourova, şirket veya marka adı açıklamadan, yüzlerce üründe bu sorunun yaşandığına dikkati çekti.
"Aynı markaların ürün kalitesinin çeşitli AB üyesi ülkelerde farklılaşması kabul edilebilir bir şey değil" diyen Letonya Tarım Bakanı Duklavs ise Avrupa Komisyonu başkanının, aralarında Letonya'nın da bulunduğu bazı AB üyesi ülkelerde daha düşük kaliteli yiyecek ürünleri satılmasıyla ilgili sözleri doğru çıkarsa, AB yasalarında, aynı marka altında farklı kalitede üretim yapan yiyecek firmalarının üretimden men edilmesini sağlayacak bir değişiklik önerisinde bulunacağını söyledi.
Letonya da somut bir araştırmaya dönüşen ve AB organlarında yankı bulan kalite tartışmaları, akla Türkiye'deki durumun ne olduğu sorusunu getiriyor.
Türkiye'deki durum ne?
Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB ülkelerinde satılan ürünlerle Türkiye'de aynı ambalajda satılan ürünler arasında ciddi farklılıklar olduğu yönündeki tespitlere katıldığını dile getirdi.
"Otomobilden gıda maddesine, tekstile kadar, ülkemizde satılan ithal ürünlerin Avrupa ülkelerinde satılanlardan daha düşük kalite olduğuna dair ciddi tespitlerimiz var" diyen Ağaoğlu şunları kaydetti: "Bu yönde gelen şikayetler incelendiğinde, bazı markalı spor ayakkabılarının AB üyesi ülkelerde satılanla aynı kalitede olmadığını, bizzat görev yaptığım Tüketici Hakem Heyeti'nde gözlerimle müşahede ettim. Ünlü bir Fransız otomobilinin üretim hatasından ötürü yüzlerce kişi sosyal medyada grup kurup Fransa'daki merkeze kadar şikayetlerini aktardıkları halde, Fransa müştekileri ısrarla Türkiye'ye yönlendiriyor, Türkiye temsilciliği de ilgilenmiyor, oyalama taktiği güdüyordu. Anlaşılmıştı ki Türkiye'ye gönderilen o araçlar, kendi ülkelerinde piyasaya sürmekten kaçındıkları üretim hatası taşıyan araçlardı. Aynı durumu cep telefonlarında da görüyoruz. Özellikle GSM operatörleri tarafından ithal edilip taahhütle paketlerle tüketiciye taksitli satış şeklinde sunulan cep telefonlarından da çok sayıda şikayet gelmektedir".
Şikayetlerin, AB ülkelerinde piyasaya sürülen ürünlerle Türkiye'de piyasaya sürülen ürünler arasında kalite farkı olduğunun açık göstergesi olduğunu savunan Ağaoğlu, "Gerek gıdalarda gerekse teknolojik ürünlerde, bizim gibi ülkelere verdikleri ürünlerin kalitesi kendi AB pazarına sattıklarından kesinlikle düşük. Devletlerin bu konuda alması gereken önlemler var. Tüm dünyadaki tüketiciler aynı haklara sahip olmalıdır. Yani Avrupalı tüketici farklı, Afrikalı tüketici farklı muameleye layık değildir. Aslında büyük dünya devletleri insan haklarına en çok önem verdiklerini ifade ettikleri halde, çevreyi en çok kirletenler ve tüketici haklarına en az saygı gösterenlerdir. Çünkü tüketici hakkı denilince, onların akıllarına sadece kendi ülkelerindeki insanların hakları geliyor" ifadelerini kullandı.
- AB ile aynı mevzuatı uyguluyoruz
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Genel Başkanı Aziz Koçal ise ithal ürünlerde, Avrupa ürün mevzuatlarına uygunluğunu gösterir 'CE' işareti ve belgesinin arandığına işaret etti.
Denetimlerin, Ekonomi Bakanlığı teşkilatı ve Türk Standartları Enstitüsü'nce (TSE) gerçekleştirildiğini kaydeden Koçal, "Ürün güvenliği denetimlerinde AB ile aynı mevzuatı uyguluyoruz. Kısa süre önce, ithal ürünlere yönelik denetimlerde, çoğunlukla Uzak Doğu'dan gelen ürünlerde, uygunluk beyanı veya test raporlarında doğru olmayan bilgiler tespit edilmiştir. Ekonomi Bakanlığı'nın verilerine göre, son 1,5 yılda, 70'in üzerinde doğru olmayan rapor tespit edildi. Söz konusu ürünlerin yüzde 90'ı Çin mallarından oluşmaktadır. 2016 yılında denetlenen ithal ürünlerin yüzde 34'ü uygunsuz veya güvensiz bulunmuştur" dedi.
Tüketicinin güvenliğini ve sağlığını korumak için güvenilir ürün ve güvenilir gıdalara erişim için denetimlerin sıklaştırılması ve denetim sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini aktaran Koçal, "Letonya'daki olay, Türkiye'de de mümkündür. İthal ürünlerin denetiminde gördüğünüz oranlar bunun kanıtıdır," ifadelerini kullandı.
Koçal, geçen yıl ithal ürünlerde uygunsuzluk, güvensizlik oranının en yüksek olduğu ürün grubunu tıbbi cihazların oluşturduğuna, bunu taşınabilir basınçlı ekipmanlar, hazır beton dışı yapı malzemeleri, kozmetikler ve kırtasiye ürünlerinin takip ettiğine de dikkati çekti.
Son Dakika › Güncel › Analiz - Avrupa'da 'Kalite' Ülkeden Ülkeye Değişiyor Mu? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?