Anayasa Mahkemesi Kararı - Son Dakika
Güncel

Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi Kararı

Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 233."Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" şeklindeki ifadenin iptaline ilişkin davada verdiği...

13.02.2013 12:17

Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 233. maddesindeki

"Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" şeklindeki ifadenin iptaline ilişkin davada verdiği ret kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Bor Asliye Ceza Mahkemesi, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçunun işlendiği iddiası ile açılan davada, 5237 Türk Ceza Kanunu'nun 233. maddesinin "Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" biçimindeki 1. fıkrasının, Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu kanaatine vararak, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.

Davayı esastan görüşerek karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, söz konusu yasa maddesindeki ifadenin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar vermişti.

Kararda, üyeler Serruh Kaleli, Mehmet Erten, Osman Alifeyyaz Paksüt, Burhan Üstün, Nuri Necipoğlu ve Erdal Tercan karşı oy kullanmıştı.

Yüksek Mahkeme'nin, ilgili kararı Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.

İtiraz konusu kuralda, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişinin, şikayet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağının düzenlendiği anımsatılan kararda, bu düzenlemenin gerekçesinde aile hukukundan kaynaklanan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün kapsamının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğinin ifade edildiği aktarılmıştı.

Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden birinin "belirlilik" olduğu hatırlatılan kararda, şunlar kaydedilmişti:

"Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını belirler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar."

Anayasa'nın 38. maddesinin ilk fıkrasında, "Kimse, ...kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz" denilerek "suçun kanuniliği", üçüncü fıkrasında da "Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur" denilerek, "cezanın kanuniliği" ilkesinin getirildiği ifade edilen kararda, Anayasa'da öngörülen suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir anlayışın öne çıktığı günümüzde, ceza hukukunun da temel ilkelerinden birini oluşturduğu belirtilmişti.

Kararda, "Anayasa'nın 38. maddesine paralel olarak 5237 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan 'suçta ve cezada kanunilik' ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yasada gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Bu ilke aynı zamanda temel hak ve özgürlükleri en geniş biçimiyle gerçekleştirip güvence altına almakla yükümlü olan hukuk devletinin esas aldığı değerlerden olup, uluslararası hukukta ve insan hakları belgelerinde de özel bir yere ve öneme sahip bulunmaktadır" denilmişti.

Ceza yaptırımına bağlanan fiilin kanunun "açıkça" suç sayması şartına bağlanmış olmasıyla, suç ve cezalara dair düzenlemelerin şekli bakımdan kanun biçiminde çıkarılmasının yeterli olmayıp, bunların içerik bakımından da belirli amacı gerçekleştirmeye elverişli olmaları gerektiği kaydedilen kararda, şunlar dile getirilmişti:

"Bu açıdan kanunun metni, bireylerin hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine imkan verecek düzeyde kaleme alınmış olmalıdır. Bu nedenle belirli bir kesinlik içinde kanunda hangi eyleme hangi hukuksal yaptırımın bağlandığının bireyler tarafından bilinmesi ve eylemlerin sonuçlarının öngörülebilmesi gerekir.

İtiraz konusu kuralla, 'aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi' eylemi suç olarak kabul edilerek, bu suçun unsurları ve şartları açısından aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülükleri, düzenlemenin gerekçesinde atıf yapılan 4721 sayılı Kanun'da düzenlenmiş ve bu eylem nedeniyle verilecek ceza itiraz konusu kuralla açıkça belirlenmiştir. İtiraz konusu kural ve gerekçesinde yer verilen unsurlar itibarıyla, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüklerinin somutlaştırılmaya elverişli olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu kuralda bir belirsizlik bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi suç ve cezaların kanuniliği ilkesine de aykırılık bulunmamaktadır."

Muhabir: Hüseyin Gazi Kaykı

Yayıncı: Selçuk Aval - ANKARA

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Anayasa Mahkemesi Kararı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement