Aralarında emekli Oramiral Özden Örnek ile emekli orgeneraller Halil İbrahim Fırtına ve Çetin Doğan'ın da bulunduğu 361 sanıklı "Balyoz Planı" davasının, Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki temyiz duruşmasına 14. günde devam edildi.
Sanık Halit Nejat Akgüner'in avukatı Refik Ali Uçarcı, bugüne kadar yerel mahkemede ve Cumhuriyet savcılığındaki soruşturma aşamasında müvekkilinin sağlık durumu, 2001-2003 yılları arasında geçirdiği rahatsızlıklar ve aldığı raporlarla ilgili değerlendirmelerin gündeme alınmadığını söyledi.
Uçarcı, müvekkilinin sağlık durumu nedeniyle 2002 yılı başlarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı deniz tarihi arşivini hazırlamakla görevlendirildiğini ve Donanma Komutanlığından ayrı bir binada çalıştığını anlattı.
Emekli Deniz Kurmay Kıdemli Albay olan müvekkilinin, Balyoz davası kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ikinci iddianamede isminin geçtiğini belirten Uçarcı, savcılığın bütün delilleri topladıktan sonra iddianame hazırlaması gerekirken, dava kapsamında 3 ayrı iddianame hazırlanmasını garipsediğini söyledi.
Uçarcı, "Örgüt varsa tüm nitelikleriyle ortaya konması gerekir ama buna ilişkin hiçbir maddi delil yoktur. Olmayan bir örgütün varlığını kabul etsek dahi müvekkilimin bu örgüt içinde nasıl görev aldığı iddianamede yoktur. Duruşmada da böyle bir yapılanma ortaya konulamamıştır" dedi.
-"Sahteliği ispatlamak kolay"
Sanık Erdal Akyazan'ın avukatı ve eşi Selda Uğur Akyazan, bu davanın savunma açısından son derece kolay olduğunu, çünkü suçun olmadığını savundu. Davada delil denilen şeylerin tümümün sahte olduğunu ileri süren Akyazan, "Sahteliği ispatlamak kolay, planlamak için bilgisayar mühendisi, asker olmaya da gerek yok. Makul orta zekalı, tarafsız herkesin bunu anlaması kolay" dedi.
Müvekilli hakkında, görevlendirmede yetkili personel seçildiğini ve görevlendirilecek personel listesini hazırladığının iddia edildiğini anlatan Akyazan, "Evimizde 7 saat arama yapıldı. Oğlumun bilgisayarına bile el konuldu, ev tek tek arandı. Müvekkilimin listeleri oluşturduğuna dair, bilgi, belge, kanıt, imza, tanık, gizli tanık, tek bir işaret bile yok. Buna yok demek bana o kadar ağır geliyor ki, ama yok" diye konuştu.
Davanın Türkiye'yi de etkilediğini ancak şahsına etkisinin "çok yıkıcı" olduğunu dile getiren Akyazan, "Bu davada avukatlar müvekkillerini değil, hukuku savunuyorlar. Müvekkillerini savunmayı bıraktılar. Ben kahroluyorum. Daha önce yapılmış tüm savunmalara katılıyorum" şeklindeki sözlerini ağlayarak bitirdi.
Avukat Akyazan'ın savunması, izleyiciler tarafından kısa süre alkışlandı.
Sanık Hasan Hakan Dereli'nin avukatı Mustafa Uluşahin ise müvekkilinin bazı belgelerde ismi geçtiği için cezalandırıldığını, suç isnat edilen tarihlerde yurt dışında bulunduğunu savundu.
Mahkemenin yapılan savunmaları ve delilleri değerlendirmeden ceza verdiğini ileri süren Uluşahin, müvekkiline balyoz planı kapsamında görev tevdi edildiği ve müvekkilinin bu görevi kabul ettiğine dair tek bir delil olmadığını savundu.
Müvekkilinin 5-7 Mart 2003 yılındaki 1. Ordu seminerine katılmadığını ve bu tarihte yurt dışında olduğunu anlatan Uluşahin, müvekkilinin bu nedenle atılı suçu işleyemeyeceğine ilişkin savunmalarının mahkeme tarafından kabul edilmediğini söyledi. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Balyoz Planı Davası Temyiz Duruşması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?