Başbakan Ahmet Davutoğlu, "AK Parti tek başına iktidar olma şansını yükseltmişse inşallah 2 Kasım'da tek başına iktidar imkanı olacaksa bunda 7 Haziran'dan bu yana sürdürdüğümüz seviyeli, ilkeli, kendimizden önce ülkeyi düşünen politikaların, yaklaşımların üslubun çok büyük tesiri var. Bu her yerde dile getiriliyor, her yerde takdirle ifade ediliyor. Burada AK Parti'nin diğerlerinden farkı, küçük fırsatçılık yapmaması, ülke meselesi söz konusu olduğunda memleket meselesi için elini taşın altına koyması" dedi.
Başbakan Davutoğlu, TRT Haber'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerinde vatandaşların seçim meydanlarına olan ilgisiyle ilgili, vatandaşın provokatif söylemlere kulak asmadığını, devletine duyduğu güveni gösterdiğini söyledi.
Meydanları dolduran vatandaşların AK Parti'ye va şahsına olan desteklerini sunduğunu ifade eden Davutoğlu, "Tehditler ve puslu havayı oluşturan art niyetli odaklara rağmen mertçe meydana çıkan ve pazar günü de kimseden korkmadan oyunu verecek vatandaşlara teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Davutoğlu, "Seçim çalışmaları esnasında 'keşke koalisyon kursaydınız' şeklinde söylemler oluyor mu?" sorusunu şöyle cevapladı:
"Çok ilginç bir şey. 'Keşke koalisyon kursaydınız' diye bir tepki almadım. Almadım ama halk şunu da takdir ediyor. Birçok yerde bu söylendi. Bizim taban bir seçimi arzu ediyordu koalisyondansa. Ama aynı taban 'sizin 7 Haziran'dan sonra sergilemiş olduğunuz tutumla, iyi niyetle Türkiye'yi hükümetsiz bırakmama çabanızı takdir ediyoruz' dedi. Koalisyon istememekle birlikte o günlerde bizim koalisyon için üzerimize düşen vazifeyi yapmış olmamız halkta büyük bir memnuniyet doğurmuştur. AK Parti tek başına iktidar olma şansını yükseltmişse inşallah 2 Kasım'da tek başına iktidar imkanı olacaksa bunda 7 Haziran'dan bu yana sürdürdüğümüz seviyeli, ilkeli, kendimizden önce ülkeyi düşünen politikaların, yaklaşımların, üslubun çok büyük tesiri var. Bu her yerde takdirle ifade ediliyor. Burada AK Parti'nin diğerlerinden farkı, küçük fırsatçılık yapmaması, ülke meselesi söz konusu olduğunda memleket meselesi için elini taşın altına koyması."
"HDP kendini teröre endeksledi"
Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu süreçte kitle önüne çıkacak takatinin kalmadığını, iyi niyetli kampanya yürütmediğini, 7 Haziran akşamından itibaren iktidardan kaçan bir görüntü sergilediğini dile getirdi.
Bahçeli'nin yıllardır terörle mücadele bağlamında talepte bulunduğunu, terörle mücadele eden bir hükümete katılmayı reddettiğini anlatan Davutoğlu, sözlerime şöyle devam etti:
"Anayasa zorunlu olarak katıl dediği halde onu reddetti. Sayın Kılıçdaroğlu'nun politikası, bunu biraz fark ettiği için baştaki blok siyasetinden bizim uzlaşma ve birlik siyasetine yakın bir şeye evrildi koalisyon esnasında. Kılıçdaroğlu'nun 7 Haziran'dan 15 Temmuz'a kadar üslubu blok siyasetiydi. Meclis başkanlığı seçimine kadar. AK Parti'yi dışlayan bir siyasetti. Sonra daha uzlaşmacı, daha bizimle oturup konuşan bir siyaseti tercih etti. Bu sefer anayasal hükümete, seçim hükümetine bakan vermeyi reddetti. Yani inişli çıkışlı. Bahçeli daha istikrarlı görünüyor. Aynı tutum ama hep negatifte, olumsuz tavırda bir süreklilik var. HDP kendini teröre endeksledi. Bütün bunları halk görüyor. Bizim koalisyon çabamızın bizden değil onlardan kaynaklanan sebeplerle olmadığını gördüğü için bu seçimde tavrını AK Parti lehine kullanacak vatandaş. Evet genelde bir erken seçim talebi vardı. Biz ona kulağımızı tıkamadık ama erken seçimde başarılı olmamızın asgari şartı iyi niyetli bir şekilde hükümet kurma çalışmasını yürütmüş olmamızdı. Halk bunu fark etti."
"Çok net bir tablodan sonra balkon konuşması yapmak kolay"
Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerinin nasıl analiz edildiğiyle ilgili ise 7 Haziran akşamında AK Parti'ye oy vermemiş kitlelerin bile "yarın ne olacak" kaygısına düştüklerini söyledi.
On üç yıl sonra ilk defa ciddi bir belirsizliğin ortaya çıktığını, 8 Haziran günü herkesin 'acaba AK Parti nasıl tutum alacak ve ülkeyi kim idare edecek' sorusuyla muhatap olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"6 Haziran günü 'HDP barajı aşacak mı?' sorusu vardı. 7 Haziran günü ise tablo ortaya çıkınca herkeste 'nereye gidiyoruz' sorusu akla geldi. Ben o zaman ilk yapmam gerekenin, AK Parti kadrolarının ve yönetici ekibin psikolojisini sağlam bir zemine oturtmak olduğuna karar verdim. Konya'daki evimde 'kendi kitlemi, partimi bir arada tutacağım, kimsede yenilgi psikolojisi olmayacak' diye düşündüm. Çünkü bir yenilgi değildi. Yüzde 41 ile en yakına yüzde 16 fark atmışız. İlk iktidara geldiğimizde yüzde 34,5 almışız. 'Ne pahasına olursa olsun partinin birliğini koruyacağım' dedim. Ben hiçbir zaman kendi nefsimi partimin birliğinin önüne almadım ve bunu korumaya çalıştım. İlk andaki psikoloji aşıldı. Ankara'ya geldiğimde bazı tecrübeli arkadaşlar 'acaba bugün balkon konuşması yapmasak mı' dediler. 'Hayır esas bugün yapacağız' dedim. Asıl bugün insanlar benim sesimde huzur, güven bulmak isterler. Halka güven vermek, 'ben senin iradene saygı duyuyorum ve bunun gereğini yapacağım' demek için balkon konuşması yapılır. Çok net bir tablodan sonra bir balkon konuşması yapmak kolay. Önemli olan tam da bugün balkon konuşması yapmak ve kırılan psikolojiyi inşa etmek lazım. Soğukkanlı şekilde ilk hedefim buydu. Birkaç gün sonra AK Parti üzerindeki o yenilgi havası dağıldı. Burada en çok ben o gün Ankara'ya indikten sonra balkon konuşması yaptığım esnada balkon önünde toplanan on binlerce Ankaralıya teşekkür ediyorum. Çünkü onlar hiçbir şekilde bu bezginlik psikolojisinin oluşmasına izin vermedi. Ben çıkarken o meydanı AK Parti bayraklarıyla donatmışlardı."
Davutoğlu, hayatının her aşamasında bir iş için gerekli ne varsa yerine getirip daha sonra "tevekkeltü alallah" dediğini belirterek, "Kaderi ancak o bilir, en iyisini de o bilir ve milletin takdiridir" ifadesini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Davutoğlu: (4) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?