Başbakan Ahmet Davutoğlu, " Türkiye'ye dönecek her mermiyi durdurur, Türkiye'ye dönecek her namluyu kırarız. Bunu çok açık ve net söylüyorum. O namluyu kim verirse, 'DAEŞ'e karşı verdim' demesi bize izahat olarak yetmez" dedi.
Davutoğlu, TRT 1'de canlı yayınlanan "Başbakan ile Özel Yayın" programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"PYD'ye verilen silahlar PKK'ya bir şekilde ulaşıyorsa biz bunları vururuz" dediğinin anımsatılması ve "Burada sorun nedir? Yani Suriye'de bir Kürt etnisitesinin olmasından mı Türkiye rahatsız oluyor, yoksa burada PKK'nın yürüttüğü başka bir tehlikeyle mi Türkiye karşı karşıya?" diye sorulması üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin, sınırlarının ötesindeki Kürtlerin de Arapların da Türkmenlerin de hamisi ve dostu olduğunu söyledi.
Davutoğlu, Türkiye'nin gerektiğinde bu kardeş topluluklara kucak açtığını anlatarak, hiçbir bir ayrım gözetmediklerini ifade etti.
Suriye'de Kürtlerin, Araplar ve Türkmenler ile eşit haklarda, eşit vatandaşlar olması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, Beşşar Esed'i Suriye'deki Kürtlere kimlik vermesi için defalarca ikna etmeye çalıştıklarını aktardı.
Davutoğlu, 2011'de Suriye'ye gittiğinde de Beşşar Esed'den Suriye'deki Kürtlere vatandaşlık vermesini talep ettiğini dile getirerek, meselelerinin Kürtlerle ve kazanımlarıyla alakalı olmadığının altını çizdi.
Türkiye'de nasıl Türk, Kürt ayrımı gözetmiyorlarsa Suriye'de de Irak'ta da gözetmediklerini belirten Davutoğlu, meselelerinin Türkiye'nin huzurunu, istikrarını bozmak isteyen ve aynı zamanda da birtakım iş birlikleriyle bölgede terör odağı oluşturan gruplarla ilgili olduğunu söyledi.
DAEŞ nasıl Arap olmakla ilgili değilse PYD'nin de Kürt olmakla ilgilisi bulunmadığına işaret eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Diyelim Türkiye'de Çözüm Süreci tam da bize söylediği gibi, söz verildiği gibi 2013 Mayıs'ında silahların geri çekilmesiyle neticelenip Türkiye'de silahlar susmuş ve silahlar indirilmiş olsaydı herhalde Türkiye'nin PYD'ye bakışı da farklı olurdu. Ama PKK Suriye'deki PYD mevcudiyetini Türkiye'ye karşı da bir koz gibi kullanma yönüne gitme kararı aldı ve Türkiye'yi sanki kuşatmak isteyen güçlerle işbirliği halinde güneyden kuşatma yapmaya kalkıştı. Doğrudur, Sayın Barzani ile ilişkilerimiz bizim mükemmel. Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi ile gayet iyi ilişkilerimiz var. Çünkü Türkiye'yi tehdit etmiyorlar. Çünkü Türkiye'ye dönük herhangi bir terör faaliyetini meşru görmüyorlar ve Türkiye ile işbirliği içinde Kuzey Irak'taki enerjinin Türkiye'ye gelmesini istiyorlar."
Davutoğlu,Türkiye ile işbirliği yapanın ırkına, etnisitesine bakmadıklarına dikkati çekerek, tehdit edenin de ırkına, etnisitesine bakmadan, nereden ve kimden gelirse gelsin gereken cevabı vereceklerini söyledi.
2013 Mayıs'ında, tam da Çözüm Süreci silahları bırakma ekseninde giderken PYD'nin kendi dışındaki bütün Kürt grupları Suriye'den sürmeye kalktığını ve ılımlı muhalefete saldırdığını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'ye dönük olarak da PKK saldırıları başladı. O zaman oyunun kuralları değişti. Oyunun parametrelerini değiştiren biz değiliz, onlar değiştirdi. Türkiye'ye saldırdılar, PKK saldırdı ve eğer Türkiye'ye birisi saldırı yaptıysa biz PKK Kuzey Irak'ta, PYD Suriye'de diye ayrım yapmayız. Orada sınır kalmadı. Çünkü vurduğumuz silah depoların bir kısmı eğer Suriye'den gelen silahlardan oluşuyorsa o depoları bir kez daha vururuz. Eğer PYD'nin elindeki silahlar PKK'ya giderse o gidiş koridorunu kapatır ve Türkiye'yi tehdit eden kim olursa olsun haddini bildiririz. Eğer bunlar devam edecek olursa, kimin silahları verdiğine bakmayız, gerekirse Suriye'de de yok ederiz. Türkiye'ye dönecek her mermiyi durdurur, Türkiye'ye dönecek her namluyu kırarız. Bunu çok açık ve net söylüyorum. O namluyu kim verirse, 'DAEŞ'e karşı verdim' demesi bize izahat olarak yetmez.
Amerika, işte havadan attığı şeylerle, 'bunu Araplara veriyorduk', DAEŞ'e karşı. DAEŞ'e karşı verilen Irak ordusuna silahlar, Musul'da DAEŞ'in eline geçti. Şimdi de PYD'ye verilen silahlar, PKK'nın eline geçecek ise biz o silahların kaynağını da kuruturuz, gerekli tedbiri de alırız. Aynı şekilde Nusra, DAEŞ'e karşı çarpışıyor. Ama Nusra, El Kaide diye biz de terör örgütü olarak görüyoruz Amerika Birleşik Devletleri de. Şimdi DAEŞ'e karşı savaşıyor diye Nusra'ya destek mi olacağız. Herkesi ilkeli olmaya davet ediyoruz. PYD hedef olmaktan kaçınmak mı istiyor? Türkiye'yi tehdit etmeyecek. PKK'ya silah aktarımında bulunmayacak. PKK veya onların irtibatları Türkiye'de bu şeylerden korunmak... O zaman çok açık 2013 Mayısı'na dönecekler, silahları bırakacaklar, nereye gideceklerse çekip gidecekler ama Türkiye'de biz, meşru silahlı kuvvetler asker ve polis dışında tek bir silahlı unsur bırakmamaya kararlıyız."
-"Mücadele etme kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz"-
Davutoğlu, bunun seçimlerle ilgili olmadığına vurgu yaparak, "Seçim sonrasında da Doğu ve Güneydoğu'daki kardeşlerimiz güven içerisinde olsunlar. Birçok yerden bize şu mesaj geliyor, 'Çok iyi gidiyor operasyonlar ama devam edecek mi?' Edecek. Bu terör saldırısıyla Türkiye'ye savaş açanların, savaş hedefleri kursaklarında kalana kadar, mücadele etme kararlılığımızdan hiçbir taviz vermeyeceğiz" diye konuştu.
Suriye bağlamında toprak bütünlüğünün gelinen noktada bir anlamı kalıp kalmadığının sorulması üzerine Davutoğlu, ilkesel olarak uluslararası hukuk tanımlarına riayet ettiklerini ve ülkeleri o tanımlarla gördüklerini belirtti.
Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüklerinin korunmasının Türkiye'nin de gözettiği stratejik ilkeler arasında bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, Suriye rejiminin şu anda sadece ülkenin yüzde 14'ünü kontrol ettiğinin altını çizdi.
Fiilen Suriye'nin değişik etki alanlarına bölündüğüne işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Rusya'nın yaptığı operasyon bu etki alanlarını zayıflatma yönünde değil aksine bölünmeyi artıracak şekilde Tartus, Lazkiye, Banyas, Doğu Akdeniz'den Şam'a Humus üzerinden uzanacak mini bir Suriye'nin, Nusayri ağırlıklı bir Suriye'nin, bir Esed Suriye'sinin temellerini atmaya neredeyse dönük çabalar. Bunlar çok tehlikeli adımlar. Eğer birileri Doğu Akdeniz'deki, üs mücadelelerine Suriye'yi kurban edecekse bu hepimiz için büyük kayıp olur. En çok da bu çaba içine girenler için. Dolayısıyla vakaya bakıldığında biz realiteyi görmediğimiz zaman o realite ortadan kalkmıyor. Maalesef Suriye bugün filen birçok etki alanına bölünmüş."
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?