Başbakan Yardımcısı Arınç(2/son): Geldiği Zaman Abdullah Gül'e İllaki Yakışacak Bir Görev Verilir

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2015'ten itibaren Abdullah Gül'ün Ak Parti içerisinde sorumluluklar almasının mümkün olabileceğini vurgulayarak, "Abdullah Gül'e önce bir asker olarak yazıl da sonra bir bakalım diyecek halimiz yok. Bunu düşünenler varsa kendilerini bir yoklasınlar. Abdullah Gül dolgu malzemesi değildir. Geldiği zaman Abdullah Gül'e illaki yakışacak bir görev verilir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç seçim sonuçlarını değerlendirdi. 2015'ten itibaren Abdullah Gül'ün Ak Parti içerisinde çok büyük sorumluluklar almasının mümkün olabileceğini söyleyen Arınç, "Onun öncesinde de 2015 öncesinde de bir başka düşünceye sahip olmaması gerekiyor. Bugün için Abdullah Gül'e önce bir asker olarak yazıl da sonra bir bakalım diyecek halimiz yok. Bunu düşünenler varsa kendilerini bir yoklasınlar. Gel seni Grup Başkanvekili yapalım diyecek halimiz yok. Abdullah Gül dolgu malzemesi değildir. Geldiği zaman Abdullah Gül'e illaki yakışacak bir görev verilir. Verilmesi gerekir. Kayseri'den seni milletvekili yapacağım diye kimse diyemez. O partimiz için çok büyük bir değerdir. Mutlaka bu değer karşısında bir karşılıkta bulunacaktır" şeklinde konuştu.

-"YENİ YETMELERİN HESAPLAR YAPMASI BİZİM ARAMIZDAKİ HUSUMETİ ZEDELEYEBİLİR"-

Başbakan Yardımcısı Arınç, herkesin çevresindeki insanlara sükûnet tavsiye etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Abdullah Gül'de bir başkası da 3 dönem kuralı gereğince 2015'te tekrar milletvekili adayı olmayacaklardan biri de benim. Benimle birlikte 70 arkadaşım daha var. Bunları ayıplı malzeme olarak görmeye çalışanlar varsa, onlar da kendilerine dikkat etsinler. Bu partiyi var eden hiçbir kimse bir eksiklik değildir, ayıplı malzeme, dolgu malzeme değildir. Yeni yetmelerin hesaplar yapması bizim aramızdaki husumeti zedeleyebilir. Bence herkesin çevresindeki bu tür insanlara karşı ayıplayıcı bir tavır alması lazım" dedi.

-"MESELEYİ ŞEZLONGCULARA BAĞLARSANIZ, NASIL SİYASET YAPIYORSUNUZ DİYE İNSANLAR SİZE SORAR"-

Gelecek genel başkan ve başbakanın Recep Tayyip Erdoğan'dan sonraki konumunun zor olduğunun altını çizen Arınç bir soru üzerine de şu ifadeleri kullandı:

"Gelecek bir genel başkan ve başbakanın Recep Tayyip Erdoğan'dan sonraki konumu zor. Sayın başbakanımız çok büyük bir lider. Hiçbir partide olmayan liderlerden birisi oldu. Sözü dinleniyor. Her şeyi takip ediyor. Gece gündüz çalışıyor. Onun arkasından binlerce insan gözyaşı döküyor. Böylesine bir insanın arkasından başbakan olacak insanın liderlikten daha çok iyi bir genel başkan ve iyi bir başbakan olması gerekir. Çünkü liderlik vasıfları sonradan kurslara falan giderek olmuyor. Bu biraz doğuştan biraz da siyasetin verdiği bir imaj. Bu da herkese nasip olmuyor. Kılıçdaroğlu gibi atıyorsunuz, tutuyorsunuz sonra da evden çıkmıyorsunuz. Ya da Bahçeli gibi şezlongcular düşünsün diyorsunuz. Tüm meseleyi şezlongunda yatmış olan insana bağlarsanız siz nasıl siyaset yapıyorsunuz diye insanlar sorar."

-"CHP SEÇMENİ BU ADAMA MI OY VERECEĞİM, GİTMİYORUM DEMİŞTİR"-

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Seçimlerin tatil dönemine denk gelmemesi için öne alınması söz konusu mu?" şeklindeki bir soru üzerine, şöyle devam etti:

"Yüzde 55-56'nın üzerinde Cumhurbaşkanımız oy almış olsaydı, belki o zaman erken seçim söz konusu olabilirdi. Bunun tartışılabilir yanı vardı ama başbakan erken seçim konusunda tüm kapıları kapattı.

Her sene seçim yapılıyor. Bu seçimleri bence bir sene içerisine koymak da fayda var. Halk yoruluyor. Partiler yoruluyor. Dünya kadar masraf oluyor. 2019"da sanki bütün seçimler 1 yıl içerisinde olacak gibi. Yeni bir anayasa yapıldığı takdirde bence milletvekilliği süresini 4 yıldan 5 yıla çıkarmak lazım. Haziran ayı tam bir yaz ayı değildir. 2011'deki seçime katılım oranı yüzde 87. Demek ki Haziran ayında böyle bir seçim yapılabilir. Sadece yazlıkçıları düşünmemek gerekir. Onlara da haksızlık yapmış oluruz. CHP seçmeni bu adama mı oy vereceğim, gitmiyorum demiştir. Ak Parti seçmeni nasıl olsa bizim reyiz seçilecek ben de gitmesem olur demiştir. Öbürlerinin farklı düşünceleri vardır. Bu katılım oranıyla yaptığımız hiçbir işe yaramadı. Yüksek seçim kurulu bunun kabahatlisidir. Randevu sistemi diye bir sistem çıkardı biz o yüzden gitmedik. Bu ne kadar geçerlidir, bilmiyorum. Yanlışlıklar var ama bu hiçbir zaman 2.5 milyonluk bir kitlenin 2 milyonunun oy kullanmamasını affettirmez. Bence çok büyük yanlışlık yapıldı. Kim gitmediyse kusuru kendisinde arayacaktır."