Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisine "böcek" olarak adlandırılan dinleme cihazı konulmasıyla ilgili 13 kişi hakkında açılan davada, bazı tanıkların ifadelerine başvuruldu.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklardan eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Mehmet Yüksel, eski Başbakanlık Koruma Dairesi Şube Müdürü Zeki Bulut, suç tarihinde Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amirliğinde polis memuru olan Seyit Saydam, o tarihlerde Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amirliğinde Komiser Yardımcısı olan İbrahim Sarı, eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz'ın da aralarında bulunduğu 7 sanık ile tarafların avukatları katıldı.
Tanık Fatih Göçmen, Başbakanlık Subayevleri Konutu'nda 2010-2014 Temmuz ayına kadar ofis koruma görevlisi olarak çalıştığını, böcek araması için yapılan arama ve tarama faaliyetlerine katılmadığını, ofise bilgilerinin dışında kimsenin giriş ve çıkış yapamayacağını anlattı.
Göçmen, "Hatırlayamadığım bir tarihte Başbakanlık'tan görevliler geldi. Biz, böyle durumlarda müdürümüze bilgi veririz. Zeki Bulut'a bilgi verdim. Benim bildiğim tek arama hadisesi budur. Biz ofiste çalıştığımız için bir hiyerarşi yok. Biz, Ela Hanıma, özel kalem müdürümüze veya Zeki müdürümüze bilgi veririz. Oradaki komiser veya başkomiser bize karışmaz" diye konuştu.
Sanık avukatlarının, "Dışarıdan gelen birinin yalnız kalması, durması mümkün mü?" soruna Göçmen, "Hayır, kimse refakatsiz giremez" dedi.
Tanık Ömer Aras ise BOTAŞ personeli olduğunu, Başbakanlık Resmi Konut'ta teknisyen olarak görevlendirildiğini, hala bu görevinin sürdüğünü söyledi. 29 Aralık 2011'deki arama tarama faaliyetlerine tanık olduğunu belirten Aras, gelen kişileri tanımadığını, ofiste arama tarama yapıp bir şey bulmadan gittiklerini duyduğunu söyledi.
Sanık avukatlarının, "Mustafa Varank aramalarda var mıydı?" ve "Refakatsiz girme imkanı var mı?" sorularına Aras, "Hayır, refakatsiz kimse giremez. MİT'çilerin yaptığı aramada bana Mustafa Varank'ında olduğunu söylediler. İkinci aramanın tarihini net olarak hatırlamıyorum. Mustafa Varank ve MİT'çilerin geldiğini bana teknisyen Mevlüt Albay söyledi. İkinci aramanın tarihini net olarak hatırlamıyorum" yanıtını verdi.
Aras, 'böcek' aramasının akşam saatlerinde personel çıktıktan sonra yapıldığı, arama tarama için gelen ekibi tanımadığını, akşamları nöbetçi kaldığında, personel olmaması durumunda arama yapan ekibe refakat ettiğini belirtti.
Sanık avukatlarının, "Arama tarama yapan ekip, odada yalnız kalıyor muydu?" sorusuna Aras, "İçeride de duruyoruz, dışarıda da duruyoruz. Bir şey istediklerinde getiriyorduk" şeklinde cevap verdi.
-"MİT'ten gelen ekip teknik arama yaptı"
Tanık Ferhat Yüksel, Keçiören'deki ikamette büro amiri olarak 2007-2012 yıllarında görev yaptığını belirtti.
Aramaların Güvenlik Sistemi Büro Amirliğinden gelen görevliler ve kendi ekiplerinden bir kişinin nezaretinde belli dönemlerde yapıldığını ifade eden Yüksel, "Lüzum görüldüğünde, işlerin yoğunluğuna göre yapılırdı. MİT'ten önceki aramalarda polisin yaptığı aramalara arkadaşlarımız refakat ediyordu. MİT'in diğer aramalarından sonra bir rütbeli personelin bulunması talimatı verildi. Bundan sonraki aramalarda bir rütbeli personel hazır oldu. Benim herhangi bir aramaya nezaret etmem söz konusu olmadı" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ali Özkaya'nın, "Aramalara, Koruma Daire Başkanlığı dışında başka diğer birimlerden ya da MİT'ten gelen oluyor muydu? "ve "Geleceklerine dair bir bilginiz oluyor muydu?" sorusuna Yüksel, "Olmuyordu, Serhat Demir tarafından arama yapılacağına dair bilgi verilir ve uygun olup olmadığı soruluyordu. Ona göre biz davet ediyorduk. Gelen ekip aynı büronun elamanı olduğu için dışarıdan gelen oluyor muydu? Onu bilmiyorum" yanıtını verdi.
"Böcek" bulunduktan sonra bazı aramalara katıldığını belirten Yüksel, "Refakatçi polis haricinde kimse odaya giremiyor, sadece Başbakanlık Danışmanı Mustafa Varank istisnadır o her zaman girebilir" dedi.
Sanık avukatlarınca, Mustafa Varank'ın MİT görevlilerinin yaptığı arama tarama faaliyetlerinde üst aramasının yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Yüksel, "Başbakan konutta olsun olmasın gelen hiçbir görevliyi aramıyorduk" dedi.
"Emniyetin yaptığı aramalar neden tutanağa geçmiyordu?" sorusuna Yüksel, "Başbakanlık Koruma Dairesi bir bütündür. Aramaları yapanlar Başbakanlık Koruma Amirliğine bağlı arkadaşlar olduğu için biz tutanak tutmuyorduk. Onların tutup tutmadığını bilmiyorum. Tutanak tutulduğuna tanık olmadım" cevabını verdi.
-"Mehmet ve Zeki müdürüme kırgınım"
Tanık Yusuf Ekiz ise Keçiören'deki konutta ikametgah güvenlik grup amiri olduğunu, çevre ve dış güvenliği sağladıklarını belirtti. Aramalarla ilgili görevi olmadığını söyleyen Ekiz, "Mustafa Varank'la MİT görevlilerinin geldiği aramada refakatçi almadıklarını gündüz çalışan arkadaşlarım söyledi" dedi.
Başbakanlık Resmi Konutu'nda teknisyen olarak çalışan tanıklardan Mevlüt Albay da konutta yapılan aramalarda bulunmadığını ifade ederek şunları kaydetti:
"En son tarihini hatırlamadığım daha sonra öğrendiğim MİT'ten gelen ekip cihazlarla teknik arama yaptı. Aramanın sonuna doğru Başbakanın makamındaki sehpanın altındaki grup prizde bir şey tespit edildi. O sıra o ekibin yanındaydım. O arkadaşlar bizi dışarı çıkarttılar. Kapıları kapatıp çalışmalar yaptılar. Prizin söküldüğünü gördüm ve konut müdürümüze söyledim. Orası benim görev alanım olduğu için başka priz getirip koydum. Daha sonra Mustafa Varank'a haber verdiler o geldiğinde de bizi dışarı çıkarttı bende konut müdürümüz Cevdet Yıldırım'a söyledim. Cevdet bey geldi ama içeri girmedi. Neden içeri girmediğini bilmiyorum."
Tanık Erdinç Gürkan, olay tarihinde Yakın Koruma Şube Müdürü olduğunu, 2012'de ayrılarak Polis Akademisine öğretmen olarak atandığını söyledi.
Gürkan, şunları belirtti:
"Ben Amerika Birleşik Devletlerine yüksek lisans yapmaya gittim. Geldiğimde Serhat Demir orada çalışıyordu. Göreve başladığımda sıkıntılı bir dönem olmuştu. Mehmet başkanla konuşurken odaya Serhat geldi ve arama taramalarla ilgili kayıtların düzenli tutulmadığı söyledi. Söz konusu böcek olayını Cumhurbaşkanımızın televizyonda söylemesine rağmen bilgim olmadı. Memurlar arasında değişik söylentiler oluyordu. Ben, Mehmet ve Zeki müdürümden bilgi vermelerini bekledim. Hala bilgi vermediler. Bu konuda kendilerine kırgınım. Serhat Demir, cihazların nitelik ve nicelik yönünden yetersiz olduğunu belirtti. Bende Serhat'tan detaylı bir çalışma yapmasını istedim. Çalışmanın ardından Mehmet Yüksel'in odasında sunum yaptık ve raporları Yüksel'e teslim ettik. Kendisi de bu konuyu o zaman Müsteşar olan Efgan Ala ve Mücahit Aslan'la görüşeceğini söyledi."
Mahkeme duruşmaya ara verdi.
Son Dakika › Güncel › Böcek' Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?