Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, tıbbiyeli ruhunun her daim milli mücadele bilincinin içinde kendine yer bulduğunu belirterek, "Öncü meslektaşlarımız ya bayrakları bayrak yapmak için dökülmüş kanların sahibi Mehmetlere şifa olanlardan ya da bu toprakları vatan kılmak için şehadet şerbetini içenlerden olmayı seçmişlerdir." dedi.
Prof. Dr. Erdöl, Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 105'inci yılı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tıbbiyelilerin şehit kanıyla sulanmış aziz topraklarda hekim olmanın aynı zamanda şehadet şerbetine aşina bir yürek olmakla müsavi olduğunu tarih sahnesinde tüm dünyaya gösterdiğine dikkati çekti.
Erdöl, "Tıbbiyeli ruhu her daim milli mücadele bilincinin içinde kendine yer bulmuştur. Öncü meslektaşlarımız ya bayrakları bayrak yapmak için dökülmüş kanların sahibi Mehmetlere şifa olanlardan ya da bu toprakları vatan kılmak için şehadet şerbetini içenlerden olmayı seçmişlerdir." ifadelerini kullandı.
1915'ten itibaren Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane öğrencilerinin Çanakkale başta olmak üzere tüm cephelerdeki değişik hastanelere dağıtıldıklarına işaret eden Erdöl, şunları kaydetti:
"1915 yılında tüm hocaların ve öğrencilerin askeri birliklere dağıtılması nedeniyle Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane bir yıl kapalı kaldı ve burası 'Hilal-i Ahmer Hastanesi' olarak hizmet verdi. 1. Dünya Savaşı boyunca toplam 765 tıp öğrencisinden 346'sı şehit düştü ve geri dönemedi. 1915 yılında Tıbbiye'ye kaydolan 1. sınıf öğrencilerinin tamamı Çanakkale'de şehit düştü ve bu nedenle de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane 1921 yılında hiç mezun veremedi."
"Boğaz'ın sırtlarını şerefli kanlarıyla sulayanlara çok şey borçluyuz"
Çanakkale savaşında tıbbiyelisinden mülkiyelisine, müderrisinden dervişine, aydın ve eğitimli sınıfın da cepheye gönüllü olarak müdahil olduğunu vurgulayan Erdöl, şöyle devam etti:
"Çanakkale savaşının başlamasıyla birlikte tıbbiyedeki alet, edevatlar bu bölgeye nakledilmiştir. O dönem için cephede tek düşman elindeki silahlar ile yaralar açanlar değildi. Bulaşıcı hastalıklar da çok büyük zayiat sebebi oluyordu. Cephe gerisinde tahaffuzhane adı verilen merkezler kurulduğu bilinmektedir. Bu merkezler harp öncesi erlerin sağlık kontrolünün ve bulaşıcı hastalıklardan korunmak için aşılamanın yapıldığı yerlerdir. Özellikle aşılama çalışmalarının muharip gücümüzün heba olmasının önüne geçilmesinde katkısı büyük olmuştur. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane öğrencilerinin Çanakkale'de yaktığı bağımsızlık ateşi, bu aziz topraklarda kıyamete kadar yanacak ve harici-dahili düşmanlarımızın karşısında destan olarak duracaktır."
Prof. Dr. Erdöl, "Biliyoruz ki 'Çanakkale geçilmez' diye haykırabiliyorsak, Boğaz'ın sırtlarını şerefli kanlarıyla sulayanlara çok şey borçluyuz. Bizler bayrağımızın şehitlerimizin şerefli kanından al olduğunu benliğine işlemiş olanlarız. Bizler uğruna şehit olmayı seçenlerden dolayı bu toprağa vatan dediğimizi bilenlerdeniz. Al bayrağımızın gölgesini ve vatanımızı bize helal kılmış tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum." görüşlerini aktardı.
Son Dakika › Güncel › Çanakkale Deniz Zaferi'nin 105'inci yılı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?