Trakya Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Burcu Tokuç, kadınlarda cinsiyet ayrımcılığının anne karnında başladığını söyledi. Doç. Dr. Tokuç, "Toplumda erkekler, 'Erkek adamın erkek çocuğu olur' söylemiyle doğacak çocuklarının erkek olmasını istiyor. Ergenlik döneminde kadınların bekaret denetimi, gençlik döneminde taciz ve istismar, erişkinlikte ise gebelik ve doğum sonrası komplikasyonlar, kadınların erkeklerden daha olumsuz bir yaşam kalitesine sahip olduğunu gösteriyor" dedi.
Doç. Dr. Burcu Tokuç, kadın sağlığının yalnızca biyolojik etkenleri olarak değil, ruhsal ve sosyal açıdan da ele alınması gerektiğini ifade etti. Doç. Dr. Tokuç, sağlığın önemli belirleyicilerinden biri olan toplumsal cinsiyet ayrımcılığının sağlık hizmetlerine ulaşmada, hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde eşitsizliklere yol açtığını dile getirdi. Yapılan araştırmalara göre dünya genelinde kadınların yaşam kalitesinin erkeklere oranla daha olumsuz olduğunu kaydeden Doç. Dr. Tokuç, şunları söyledi:
"Cinsiyet ayrımcılığı henüz anne rahminde başlıyor. Birçok toplumda erkekler, 'Erkek adamın erkek çocuğu olur' söylemiyle doğacak çocuklarının erkek olmasını istiyor. Ergenlik döneminde kadınların bekaret denetimi, gençlik döneminde taciz ve istismar, erişkinlikte ise gebelik ve doğum sonrası komplikasyonlar, kadınların erkeklerden daha olumsuz bir yaşam kalitesine sahip olduğunu gösteriyor. Ekonomik alanlar incelendiğinde de karşımıza pek çok eşitsizlik çıkıyor. Aile reisliği, mülkleri yönetme, iş kurma ve yürütme gibi konularda kadınlar ve erkekler eşit değil. Dünya gelirinin yalnızca yüzde 10'u, mülkiyetinin ise yüzde 1'i kadınlarındır. Türkiye'de okur-yazar kadın oranı yüzde 89,1 iken bu oran batıda yüzde 95, doğuda ise yüzde 60'tır. Dünyada mutlak yoksulluk sınır sınırındaki 1.5 milyarlık kişinin yüzde 70'ini kadınlar oluşturuyor. 700 milyon kadın, yeterli içecek su ve yiyecek bulamamakta ve sağlık hizmetlerinden mahrum. Ayrıca bir diğer konu da kadına şiddet. Türkiye'de son 1 yılda kadınların yüzde 10'u fiziksel şiddete, yüzde 7'si cinsel şiddete, yüzde 25'i duygusal şiddete istismara maruz kalmıştır. Namus cinayetleri de dikkat çekici düzeydedir. Son 5 yılda resmi kayıtlara göre bin kadın, namus cinayeti yüzünden hayatını kaybetti."
Edirne'DE ANNE ÖLÜMLERİ
Doç. Dr. Burcu Tokuç, Edirne'de anne ölüm oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça altında olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Tokuç, "Edirne'de 2- 3 yılda bir nadiren anne ölümü vakası meydana geliyor. Bunun nedeni de Edirne'deki sağlık altyapısının iyi olmasından kaynaklanıyor. Edirne'de annelerin yüzde 95'inin doğum öncesi bakıma erişiyor. Yüzde 99'unun da hastanede doğum yapıyor. Edirne, erken evlilik konusunda Türkiye ortalamasıyla aynı, bu seviye Roman vatandaşların evliliğinden kaynaklanıyor" diye konuştu. - Edirne
Son Dakika › Güncel › 'Cinsiyet Ayrımcılığı Anne Rahminde Başlıyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?