Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gül, genel af konusuna ilişkin, "Genel olarak, af kelimesini kullanmak tehlikeli bir şeydir. Bunu söylemek isterim. Bunlar bir kez ağza alınır, ondan sonra nerelere gideceği bu işlerin belli olmaz. Benim bildiğim kadarı ile şu anda, en azından hükümet tarafında böyle bir çalışma görmedim" dedi.
Gül, Habertürk televizyonunda yayınlanan "Basın Kulübü" adlı programa konuk oldu.
Tartışmaların ekonomiyi bozabileceğine dair endişesi olup olmadığının sorulması üzerine Gül, ekonominin iyi olmasının nihayetinde herkesin birinci önceliği olması gerektiğini dile getirdi. Gül, kur ve faizlerdeki değişikliklerin sokaktaki vatandaşın borcunu artırdığını ve bunların eskiden çok yaşandığının altını çizerek, "Onun için ekonomik istikrar her şeyin başında geliyor. Ekonomik istikrarın bozulmaması, gene unutmayalım ki Türkiye öyle bir ülke ki dünya ile bütünleşmiş bir ülke. Sermayenin dolaşımı ülkeler arasında serbest. Türkiye'de herhangi bir kişinin diyelim ki şu kadar parası varsa, bir iş adamının 10 milyon doları varsa, yarın istediği anda Almanya'daki bir bankaya götürebilir, Londra'daki bir bankaya götürebilir. Bu, sadece yabancılar için değil, yerli de bunu yapabilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Böyle bir ortamda ekonomide güvensizlik, istikrarsızlık, beklentilerde kötüye gidiş, umutsuzluk söz konusu olursa biz kendi gemimizi delmeye başlamış oluruz" diyen Gül, bunun için herkesin dikkatli olması, sorumluluk duygusu içinde hareket etmesi gerektiğine işaret etti. Türkiye'nin dış yatırımlar alarak son 10 yıllık büyüme performansını gerçekleştirdiğine dikkati çeken Gül, ülkenin kendi tasarruflarının büyümesine yeteri kadar benzin olmadığını, başkalarının tasarrufları kullanılarak Türkiye'nin büyüdüğüne vurgu yaptı. Bunun Türkiye'nin bir noksanı olduğuna değinen Gül, "Böyle bir ortamda bir ülkede güven zedelenirse, bir ülkeye itimat azalırsa, bir ülkeyle ilgili tereddütler olursa, bu doğrusu Türkiye'ye yapılabilecek en büyük yanlışlık olur. Onun için bunlara herkesin dikkat etmesi gerekir" diye konuştu.
Devlet Denetleme Kurulu'nu (DDK) 17 Aralık'a ilişkin harekete geçirmeyi düşünüp düşünmediğine dair soruya Gül, "DDK'nın şu anda gireceği bir iş değil. Şu anda mahkeme safhası görülüyor. Mahkemelerin yerine DDK giremez. Ama herhangi başka bir konu olur, kurumlar içerisinde, DDK da girer. Nasıl birçok konularda çalışmalar yaptıysa. Onların bir çalışma usulü var. Kendilerine ben, 'bugünkü konular, sizin çalışmalarınıza giriyor mu? Bir şey yapabilir misiniz?' diye sordum. Şu anlamda, 'Bu noktada bizim teknik olarak yapabileceğimiz bir şey yok. Mahkeme safhasının gayet bağımsız bir şekilde çalışması gerekir' dediler" yanıtını verdi.
- Hatay'daki tır-
Gül, Hatay'da durdurulan tıra ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
"Türkiye'nin herhangi bir yerinde, başka bir yerde, başka bir zamanda bu tip bir şey olsa, böyle sır olamaz açıkçası. Ama hepimiz biliyoruz ki Suriye'de neler oluyor, Suriye'de neler yaşanıyor. Türkiye için ne büyük bir tehdit var. Suriye'nin neredeyse yıkılmadık, yakılmadık yeri kalmadı. Suriye'nin özellikle Türkiye sınırlarına yakın taraflarında da çok radikal unsurlar ortaya çıktı. Bütün bunlar, bir taraftan Suriye rejiminin havadan saldırıları ile gerçekleşen bir sürü acılar, diğer taraftan da bütün kontrolsüz radikal güçler. Bütün bunların arasında kalmış ve ezilen, kış kıyamette çok kötü şartlar altında kalan Suriye'de bir Türkmen grubu var. 'Bu iş nedir' diye sordum, dün açıkçası da onun için söylüyorum. Suriye'deki Türkmenlere yardım yapmak, her bakımdan onların ezilmesini önlemek, onları çok kötü şartlar altında bırakmamak ve her türlü insani yardımı yapmak da doğrusu bizim de borcumuzdur. Sadece Türkmenlere değil, bütün Suriyelilere."
Türkiye'de 200 bin Suriyeli'nin çadırlarda ve kamplarda, 300-400 bin kişinin ise kendi imkanları ile zor şartlarda yaşadığını belirten Gül, bir kısmının da evini toprağını bırakmamak için Suriye'de kaldığını vurguladı. Gül, "Bu tır meselesinin Suriye'deki Türkmenlere yardım götüren bir tır olduğunu söylediler. Bu çerçeve içinden bakmak gerekir. Muhakkak ki yeri geldiğinde çeşitli güvenlik sebeplerinden dolayı, sır çerçevesi içine giren faaliyetler söz konusu olabilir. Ama bütün bunların muhakkak ki yasalar çerçevesinde olması gerekir. Devlet güvenliğini ilgilendiren konular açısından diyorum. Ama o tırın ne olduğunu ben de bu şekilde sordum. Bana da söylenen budur" ifadesini kullandı.
-Çözüm süreci-
Gül, çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine, bunun, Türkiye'yi yöneten herkesin, her dönemde gördüğü ancak kiminin cesaret edip, kiminin de cesaret edemediği en önemli konulardan biri olduğuna dikkati çekerek, "Ama daha önceki yıllardaki bu konuyla ilgili konuşmalarımı hatırlarsanız, 'Öyle günler olur ki, konjonktür olarak zor dönemler gelir. Bu konuları kendi içimizde başkalarını hiç karıştırmadan, konuşarak halletmemiz gerekir. Bunun yolu da en gelişmiş ülkelerin demokratik standartlarını ilke almak ve bu çerçevede hareket etmek Türkiye'nin birliğine asla zarar vermeyecek bir çerçevede çözmek gerekir' demiştim. Hep bunu savundum ve bu yönde hareket eden hükümeti de destekledim, gerçekten" değerlendirmesinde bulundu.
Gelinen noktada büyük problemler ve zorlukların yanı sıra dış konjonktürün de bugün iyi olmadığını ifade eden Gül, "Onun için meseleleri geciktirmenin hiç faydası yoktur. Bugün nereden bakarsanız bakın, gerek Irak'ta gerek Suriye'de bütün yaşananlar aslında dezavantajdır, bu konuda. Keşke bu meseleler çok daha önce halledilmiş olsaydı. Bütün bu zorluklar içerisinde, yine ilgili kurumlar ve ilgililer, hükümet hiç şüphesiz ki çalışmalarını yürütüyor. Zorluklar ve kırılganlıklar var ama herkes de kan dökülmemesinin önemini kavramış vaziyette. Bu, önemli bir şey" diye konuştu.
-Genel af tartışmaları
Gül, genel af konusunun gündeme geldiğinin hatırlatılması üzerine, "Genel olarak, af kelimesini kullanmak tehlikeli bir şeydir. Bunu söylemek isterim. Bunlar bir kez ağza alınır, ondan sonra nerelere gideceği bu işlerin belli olmaz. Toplumun da bu konudaki şeyleri ayrıdır. Benim bildiğim kadarı ile şu anda, en azından hükümet tarafında böyle bir çalışma görmedim" dedi.
-Gezi Parkı odaklı olaylar
Gezi Parkı odaklı olaylarda yaralanan ve hayatlarını kaybedenlere ilişkin soruşturmalar ve mahkeme sürecine ilişkin güven sorunu bulunduğu hatırlatması yapılan Gül'e, "Bunları siz takip ediyor musunuz?" sorusu yöneltildi.
Gül, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını, TBMM'nin açılışı sırasında yaptığı konuşmada da hayatını kaybeden gençler için üzüntülerini dile getirerek, ailelerine başsağlığı dilediğini anımsattı. Gül, "Kim olursa olsun, Türkiye'de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, hatta Türkiye sınırları içinde olan vatandaşımız olmayan insanlara bile tabii ki biz sahip çıkmak zorundayız. Başına herhangi bir iş geldiyse bunun muhakkak ki ortaya çıkartılması, herkesin görevidir, devletin görevidir. Hiçbir şey bugün artık meçhul kalamaz" diye konuştu.
Teknolojinin çok geliştiğine ve her tarafta kameralar bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şunları kaydetti:
"Eminim ki bu olayda nasıl olduğu ortaya çıkacaktır. Ben bu tip konularla ilgili hassasiyetimi daima korudum. Mutlaka buna benzer bize gelen çeşitli olaylar var. Gerçekten çok üzücü. Bunlarla ilgili takibatların düzgün yapılması ile ilgili gerekli talimatlarını hep veririm. Ben daha önce de söyledim: 'Gelişmiş ülkelerin problemleri var. Gelişmemiş ülkelerin problemleri var.' En başında o olayları gelişmiş bir ülkenin problemlerine benzettim, çevre olayı olarak. 'İşte, New York'ta, Paris'te, Frankfurt'ta bu tür olaylar olur' dedim. Hatta 'şunu da herkes görmeli ki' dedim, 'Türkiye bu noktaya 10 sene içerisinde taşındı.' 10 sene önce Türkiye'de faili meçhul cinayetlerle ilgili toplantılar yapılırdı, yürüyüşler yapılırdı, cenazeler kaldırılırdı. Yazarların, çizerlerin, önemli insanların cenazelerini kaldırmak için insanlar sokağa çıkardı. 'Bu ölümler dursun' diye sokağa çıkardı veya işsiz olan insanlar sokaklara dökülürlerdi."
Gül, böyle bir Türkiye'nin problemlerinden kurtulunarak, kalkınmış ülkelerin meselelerine benzer meselelerin yaşanmaya başlandığını dile getirdiğini anımsatarak, "Sonra tabii ki olaylar başka mecralara döküldü, döndü ve illegal unsurlar devreye girdi. Davalar, bildiğim kadarı ile devam ediyor" ifadesini kullandı.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › 'Genel Olarak Af Kelimesini Kullanmak Tehlikeli Birşeydir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (1)