Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Musul'daki Türk askeri varlığının, eğitim faaliyetleri çerçevesinde olduğunu ve devam edeceğini belirterek, "Yapılan anlaşmalar çerçevesinde atılmış bir adımdı. Burada bu konuyu Iraklılarla görüşerek çözebiliriz. Buradaki temel mesele, DAİŞ ile mücadele kapsamında Iraklılara verilen destektir. Bunun bir ülkenin egemenlik haklarının ihlaliyle herhangi bir ilgisi yoktur" dedi.
Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "İsrail ile doğalgaz konusunda görüşme yapılması söz konusu mu" sorusu üzerine Kalın, Türkiye-İsrail arasındaki genel siyasi ilişkilerin normalleşme sürecinin söz konusu olduğunu, İsrail'in Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıya ilişkin tazminat ve Gazze'ye uyguladığı ambargoyla ilgili atılması gereken adımlar bulunduğunu söyledi. Türkiye'nin bu konulardaki tavrının belli ve net olduğunu vurgulayan Kalın, "İsrail tarafı bu konuda adımlar atarsa biz de tabii ki o çerçevede gerekli adımları atarız, ama burada özellikle tazminat konusunda daha önce varılan mutabakatın hayata geçirilmesi, yapılan müzakerelerin neticelendirilmesi önem arz ediyor" diye konuştu.
Filistin meselesinin de dünya gündeminde var olmaya devam ettiğini vurgulayan Kalın, "Bazı maddeler halledilse bile Filistin halkının maruz kaldığı ayrımcılık, işgal politikaları sadece Türkiye-İsrail ilişkilerini değil İsrail'in bütün dünya ile ilişkilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Artık bu işgal politikalarına son verilerek Filistin halkının da nefes alabileceği, iki devletli formülün hayata geçirileceği, dönem başlarsa bütün bu alanlarda çok daha rahatlama olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
İbrahim Kalın, Musul'daki Türk askerinin varlığına ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi:
"Eğitim faaliyetleri çerçevesinde Musul'daki varlığımız devam ediyor. Yapılan anlaşmalar çerçevesinde atılmış bir adımdı. Burada bu konuyu Iraklılarla görüşerek çözebiliriz. Buradaki temel mesele, DAİŞ ile mücadele kapsamında Iraklılara verilen destektir. Bunun bir ülkenin egemenlik haklarının ihlaliyle herhangi bir ilgisi yoktur. Konuyu bu tarafa çekmeye çalışanlar, dün Sayın Başbakan'ımızın ifade ettiği gibi açıkça bir tür provokasyon içerisindedirler, bunlara hiç gerek yok. Biz bu konuda da hiçbir zaman gerilimin tarafında olmadık, olmayacağız. Konuyu diplomatik kanallarla yetkililerimizin yapacağı görüşmelerle rahatlıkla çözebiliriz. Bu konuyla ilgili Iraklı yetkililerle temaslar artacak, ama özellikle DAİŞ ile mücadelede kararlılık konusunda herhangi bir geri adım söz konusu değil. Çünkü Musul hala DAİŞ'in kontrolü altında. Sayın Mesud Barzani'nin girişimleriyle Sincar kurtarıldı DAİŞ'in elinden, ama Musul'un diğer bütün bölgeleri ki, Musul'da Araplar da var, Türkmenler de var, Kürtler de var, Irak halkı var. Onların bu desteğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. DAİŞ ile mücadele kapsamında bizim desteğimiz, yardımlarımız Iraklı kardeşlerimize devam edecek."
- "Bizim Irak ile iletişim kurma noktasında herhangi bir sorunumuz yok"
Sözcü Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın zamanda Irak'ı ziyaret etmesinin mümkün olup olmadığı sorusuna ise şu an planlanan bir ziyaret bulunmadığını, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Bağdat'ı ziyaret edeceğini açıkladığını bildirdi.
Irak yönetimiyle görüşmelerin farklı düzeylerde yürüyeceğini kaydeden Kalın, "Bizim Irak ile iletişim kurma noktasında herhangi bir sorunumuz yok. Bu Cumhurbaşkanı'mız düzeyinde olur, Başbakan düzeyinde olur, ihtiyaç duyulduğunda bu temaslar hızlandırılır, ama şu anda kriz havası yaratma çabası var, orada büyük bir krize doğru bu işi sürükleme çabası var, bunun bir kere altının boş olduğunu ifade edeyim" diye konuştu.
Kalın, bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü muhtarlar toplantısında "Bazı seçilmişler farkında olmadan bürokratları güçlendiriyor, eğer sen böyle hareket edersen bürokrat boynunda bozayı pişirir, herkes yerini bilecek" dediğini anımsatarak, bu ifadeyle ne demek istediğini sorması üzerine şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu konudaki tavrını biliyorsunuz. Bütün siyasi hayatı boyunca, belediye başkanlığından itibaren bürokratik oligarşiden her zaman şikayet etmiş bir liderdir. Bu öylesine karmaşık ve derin bir ilişkiler ağıdır ki bürokrasiyi siz de inşa etseniz bir noktadan sonra sizin önünüzde engel olarak ortaya çıkabilir. Burada temel nokta devlet yönetimde etkin, şeffaf ve hızlı karar alabilme mekanizmalarını inşa etmektir. Sayın Cumhurbaşkanı'mız kendi başbakanlığı döneminde de pek çok kez ifade ettiler, bütün çabaya, gayrete rağmen bazen bürokrasi ülkenin en önemli konularında, acil karar bekleyen milli meselelerinde, yatırımlarında projelerinde biraz daha ağır davranabiliyor. Bu işlerin hızlandırılması için kendisinin zaman zaman yaptığı çağrılar var. Birçok düzenlemeler de yapıldı, ama kolay bir şey değil.
Seçilmişlerle atanmışlar ilişkisi bakımından bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da milletimizin de tavrı nettir. Seçilmiş olan aynı zamanda sorumluluk sahibi olan kişidir. Burada bir ilişki hiyerarşisi söz konusu olduğunda kimin kime tabi olacağı söz konusu olduğunda elbette atanmış seçilmişe tabi olma durumundadır. Bu zaten devlet, millet için vardır ilkesinin de en somut uygulamalarından biridir. Yani bizim son yıllarda Türkiye'de hamdolsun yaşadığımız en önemli yapısal dönüşümlerden bir tanesi bu bilincin artık yerleşmiş olmasıdır. Yani millet, devlet için var değil devlet millet için var, millete hizmet için var. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın çağrısı da bu çerçevede yapılmış bir çağrıdır."
"Biz, gerilimden yana olmadık, olmayacağız"
İbrahim Kalın, Rus savaş gemilerinin İstanbul Boğazı'ndan geçişi sırasında Rus askerinin füzeyle görüntülenmesini "çocukça tavır" olarak niteleyerek, bunların devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan hareketler olduğunu söyledi. Kalın, "Bu, bizim egemenliğimize dönük sistematik bir tavra, harekete dönüşürse tabii ki Türkiye bununla ilgili tedbirleri alır. Çünkü burada uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız mahfuzdur. Biz, gerilimden yana olmadık, olmayacağız. Türkiye güçlü bir ülkedir, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, iş adamları, öğrencileri ve diğerlerinin zarar göreceği bir durumun da ortaya çıkmasına asla izin vermeyiz. Bu konuda Rus makamlarının sorumluluk içerisinde hareket edeceğini ümit ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Rusya'ya yaptırım uygulayıp uygulamayacağı sorusuna da Kalın, "Bu önümüzdeki sürecin nasıl ilerleyeceği ile ilgili bir konudur, yani biz bunu tırmandırmaktan yana değiliz. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin, vatandaşlarının hak ve hukukunu, menfaatlerini koruma noktasında gerekli tedbirleri de zamanı ve zemini oluştuğunda almaktan tereddüt etmeyiz" yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkmenistan'a yapacağı ziyarete ilişkin soru üzerine de Kalın, ziyaretin bir yıl dönümü münasebetiyle gerçekleşeceğini, ama program el verdiği ölçüde ikili görüşmeler de yapılabileceğini söyledi.
Türkmen gazının TANAP üzerinden Türkiye ve Avrupa'ya aktarılması konusunun bir müddettir gündemde olduğunu ifade eden Kalın, bu konunun da Erdoğan'ın Türkmenistan ziyaretinde muhtemelen ele alınacağını kaydetti.
"Türkiye bu işleri devlet ciddiyeti içinde yapar"
İbrahim Kalın, "Musul'daki askerlere yönelik Amerika'dan Türkiye'ye tepki iletildiği yönünde bir iddia var. Bu doğru mudur" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Yok, o yönde dediğim gibi Irak makamları ile biz bu görüşmelerimizi yapıyoruz ve özellikle 2014 yılında yapılan anlaşma, DAİŞ ile mücadele konusunda Irak güvenlik güçlerine verilen eğitim konusu, hem uluslararası ittifakla hem de Irak makamları ile görüşülerek kararlaştırılmış bir eğitim programıdır. Türkiye bu işleri devlet ciddiyeti içinde yapar. Karşı tarafın onayını almadan böyle bir şeye girişmemiz mümkün değil, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yapılır."
(Bitti)
Son Dakika › Güncel › Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (4) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?