Davutoğlu'ndan Türk-İş'e Ziyaret

Başbakan Ahmet Davutoğlu, kıdem tazminatı konusunda şu an özel bir düzenleme bulunmadığını belirterek, "Bunlar hep konuşulacak. Kimseyi mağdur etmeden, işçilerimizin hukuklarını hiçbir şekilde zedelemeden bu hususları hep beraber ele alacağız" dedi.

Davutoğlu, Türk-İş'i ziyaretinin ardından yaptığı basın toplantısında, kamudaki 210 bin çalışanla ilgili toplu sözleşme sürecinin başladığını, tamamlanması için de çalışmalara hız vereceklerini söyledi.

Hükümeti kurar kurmaz iş güvenliği konusunu ele aldıklarını belirten Davutoğlu, Meclis takvimi içerisinde de sürecin tamamlandığını, önümüzdeki günlerde iş güvenliğine ilişkin yasanın Meclis'ten çıkacağını bildirdi.

Görüşmede, Soma'da hayatını kaybeden bir işçinin eşi ve kızıyla bir araya geldiklerini anlatan Davutoğlu, devletin AK Parti Hükümeti'nin, Türkiye'nin neresinde, hangi gerekçeyle iş kazasında hayatını kaybetmiş veya riskle karşılaşmış vatandaş varsa onların öncelikli hamisi, koruyucusu olduğunu, kendisini o ailenin ferdi saydığını vurguladı.

Bütün vatandaşların iş güvenliği alanında gerekli adımların atıldığını bilmesini isteyen Davutoğlu, mesleki yeterlilik de dahil olmak üzere yapılacaklarla iş güvenliğinin sağlam bir zemine kavuşturulacağını dile getirdi.

Emeklilerle ilgili yürütülen çalışmalar hakkında kamuoyunun bilgilendirileceğini ifade eden Davutoğlu, bütün alanlardaki adımların, Türkiye'nin genel dengelerini, tüm çalışanlar ve emeklilerin hak, adalet ve eşitlik içinde istifadelerini gözetecek şekilde atılmasının önemini vurguladı.

Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kılıçdaroğlu'nun dediği düzenlemeler hayata geçse 25 milyar Türk liralık ek açık gündeme gelecek. Nereden çıkacak bu 25 milyar Türk lirası? Birisi bize bağış vermeyecek, birisi gelip kaynak aktarmayacak. Bütün bunlar, bir sonraki neslin cebinden harcanmış olacak. Aynen 90'lı yıllarda bu popülist politikalarla üretilen açığın şu anda bizim tarafımızdan finanse edilmek zorunda kalınması gibi. Önemli bir bekleyen bir sorunu da, bugün zaten Çalışma Bakanımız yakından ilgileniyordu, Bakanlar Kurulunda da ele almıştık, Karayolları işçilerimizin durumuyla ilgili. Ulaştırma Bakanlığımız ile de yapılan çalışmalar neticesinde, kamunun ihtiyaç hissettiği istihdam sağlanacak, yasal bir süreç de tamamlanmış olduğu için Karayolları'ndaki işçilerimiz, Yol-İş bünyesinde çalışan işçilerimizle ilgili önemli bir mutabakata varıldı. İnşallah onlarla da en kısa zamanda buluşup bu müjdeyi birlikte yaşayacağız. Ama bir mutabakata varıldığının bilinmesini rica ederim."

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile gündemdeki bütün konuları, seçimler sonrası ve  2023'e giderken Türkiye'nin atacağı adımları detaylı şekilde ele aldıklarını aktaran Davutoğlu, Konfederasyon yöneticilerine teşekkür etti.

Davutoğlu, Türkiye'nin G-20 dönem başkanı olduğunu, L-20'de de Türkiye'yi Türk-İş'in temsil ettiğini anımsattı.

Görüşmede yetkililere, daha çok kadın sendikacıyı üst görevlerde görmek istediğini söylediğini aktaran Davutoğlu, kadınların emek dünyasına katkı sağlayan, emekçileri yetiştiren anneler olarak da her yerde temsili hak ettiklerini belirtti.

Davutoğlu, diğer tüm toplum kesimlerinde olduğu gibi sendikal alanda da kadınlarının üst düzeyde yer almasından duyacakları memnuniyeti dile getirdi.

Kadın çalışanlarla ilgili Hükümetin açıkladığı paket konusunda da destek istediğini anlatan Davutoğlu, kadınlara sağlanan imkanların onların annelik göreviyle emekçi görevleri arasında bir denge kurulmasıyla mümkün olabileceğinin altını çizdi.

-"Kesinlikle alternatif bir istihdam oluşturma çabası değil"

Hükümet olarak düzenlemeleri yaparken, var olan sendikal haklardan feragat edilmesinin düşünülmediğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Aksine kadınlarımızın, çalışma şartlarını kolaylaştırmayı ve özelikle de belli dönemlerde, daha önce açıkladığımız şekilde kısmi ve yarı zamanlı çalışma talep edildiğinde kadın çalışanlarımızca annelik görevini yerine getirirken, bu dönemlerde kendi çalışma imkanlarının ve işini kaybetmemesini temin edecek düzenlemelerdir, bunlar. Alternatif bir istihdam düzenlemesi değil. Yarı zamanlı zaten tümüyle ücreti ödeniyor. Kadınlarımızın, hamilelik, annelik izni sonrasında, ilk çocuk için 2, ikinci çocuk için 4, üçüncü çocuk 6 aylık yarı zamanlı, tam ödemeli dönemden sonra istemesi halinde kısmı zamanlı olarak çocuklarının eğitimi, yaşına göre veya engelli ise çocuk, ona göre daha fazla imkan tanıyoruz. İşini kaybetmeden, çocuğuyla ilgilenebileceği bir dönemin tanımlanması, kesinlikle alternatif bir istihdam oluşturma çabası değil tamamıyla münhasıran bu konuyla ilgili bir düzenlemedir."

Kadın çalışanların aile sorumluluklarıyla profesyonel  iş sorumluluğu arasındaki gerilimi azaltmaya çabaladıklarını işaret eden Davutoğlu, "Biz ne yaparsak sadece emekçilerimizin genel olarak kadın emekçilerimizin özelde hayatlarını kolaylaştırmak, onlara imkan tanımak için yapıyoruz. Bundan sonra da çok yakın bir diyalog içerisinde olacağız" şeklinde konuştu.

-"Kıdem tazminatında özel bir düzenleme yok"

Ergün Atalay'ın kıdem tazminatı konusunu hatırlatması üzerine de Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Kıdem tazminatı konusunda nasıl olsa bir soru gelecektir diye beklediğim için, soru da gündeme gelecekti, ama gördüğünüz gibi Ergün Bey gerçek bir sendika lideri olarak soruyu beklemeden cevabı garanti altına almak istiyor, haklı olarak. Kıdem tazminatı konusunda özel bir düzenlememiz şu anda yok. Bunlar hep konuşulacak. Kimseyi mağdur etmeden, işçilerimizin hukuklarını hiçbir şekilde zedelemeden bu hususları hep beraber ele alacağız."

Ortada bir pasta varsa bu pastadan herkesin pay alacağını belirten Davutoğlu, "Eğer ortada bir pasta kalmazsa 90'lı yıllarda olduğu gibi millet birbirinin tabağına bakmaya başlar. İşte o zaman huzur, güven ortamı ortadan kalkar. İsimlerini zikretmeyeyim ama bugün ekonomik kriz yaşayan bazı komşu ülkelerde olduğu gibi" dedi.

-"Haklar hem korunacak hem geliştirilecek"

Pastayı büyütmek ve büyüyen pastadan herkesin alacağı payı arttırmayı hedeflediklerine dikkati çeken Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Ekmeği büyütmek. Ortadaki çorbanın tasını büyütmek. O tasa herkes kaşık çalacak, herkes hakkını alacak. Ama ortada bir tas çorba yoksa eğer ortada bir sini dahi yoksa işte o zaman ülkeler büyük kaoslarla karşı karşıya kalırlar. Bir kere daha kıdem tazminatı da dahil bütün konularda sendikalarımızla emekçilerimizin temsilcileriyle birlikte Türkiye'nin imkanlarını da göz önüne alarak ve tamamıyla istişare içerisinde kararlar alacağız. Hiçbir zaman emekçilerimizin haklarını gözetmeyen bir uygulamada hükümetlerimiz bulunmaz, bulunmayacaktır. Bu bizim her zaman sürdüregeldiğimiz bir politikamız. Son 12 yıl içerisinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde temin edilen haklar, hem korunacak hem geliştirilecek. Çalışma hayatı da en çağdaş standartlarda bundan sonra yapılacak düzenlemelerle ortak bir hayat alanının gerçekleştiği bir çerçevede ele alınacak."

(Sürecek)