Halkların Demokratik Kongresi (HDK), İstanbul'da "Alevilik: Tarih, Sorun, Tahayyül" başlıklı bir konferans düzenledi.
Konferansa, Alevi kurum temsilcileri, akademisyenler, yazarlar, sanatçılar ve demokratik kitle örgütü, siyasi parti, sendika temsilcileri katıldı. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş da konferansın açılışında bir konuşma yaptı. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 400 milletvekili istemesine atıfta bulunarak, "Dikkat ederseniz zaten bu sorunları çözmek için 400 istemiyor. Hiç bu sorunlardan bahsetmiyor. Kendisine çok yüz verdiğimiz için 400 istiyor" dedi.
Demirtaş konuşmasında Cumhuriyet'in kuruluşunun geçmişle yüzleşirken resmi olarak esas olarak alacakları tarih olduğunu söyleyerek, Alevi toplumunun bin 400 yıllık bir ezilmişlik tarihi olduğunu belirtti. "Bu zulüm tarihi nerede kesintiye uğratacağız?" diyen Demirtaş, " Eğer biz çaresizliğimize alışıp bu şekilde devam edeceksek, bin 400 yıl daha sürebilir. Bir defa elele vermeyi başarırsak, -tarihte bunu halklar geçmiş dönemlerde yaptılar- ezilenler olarak o gün işte kaderimizi değiştirebilir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN BU BÜYÜK MUHALEFET GÜCÜ, BUNA RAZI OLMAMALIDIR"
Alevi sorunlarıyla ilgili başladığı konuşmasında Selahattin Demirtaş, "Bu ülkenin devleti benim konuştuğum dilimden dolayı, benim cebimdeki paranın azlığından dolayı bana hakaret etmediği güne dönüşene kadar, mücadele devam edecektir. Biz sadece muhalefet partileri, biz sadece sivil toplum örgütleri, biz sadece emek örgütleri, çevre örgütleri olarak kalacak değiliz. Ülkemizi yönetmek istiyoruz. Kendi anayasamızı halkların sivil özgürlükçü, demokratik anayasasını biz yapmak istiyoruz. Bunu AKP'ye AKP'nin insafına terk edemeyiz. AKP kendini hep veren el, egemen, devletin sahibi görmeye devam edecek. Beyefendiler de ne lütfederse biz de onunla yetineceğiz. Türkiye'nin bu büyük muhalefet gücü, buna razı olmamalıdır" dedi.
"KENDİSİNE ÇOK YÜZ VERDİĞİMİZ İÇİN 400 İSTİYOR"
Asla egemenlerin haklarını vermeyeceğinin altını çizen Demirtaş, "Çünkü egemenliklerini bizim inkarımız üzerine kurmuş durumdalar. Zannediyor muyuz ki çözme istekleri var da imkanları yok. Hayır onların çözümü budur. Mevcut durum onların çözümüdür. Sünni-Alevi kamplaşması olacak. Türk-Kürt arasında köklü bir gerilim olacak. Bundan kendileri yüzde 40 yüzde 50 oy devşirecek. Bunu iktidarlarını devleti ele geçirme aracı olarak kullanmanın vesilesi yapacaklar. Bu onların çözümüdür. Mevcut durumdan rahatsız değiller. Niye olsunlar. Mevcut durum zaten çözülür. Türkiye'de eşitlik hukuku gerilimin tansiyonun düştüğü bir durum gelişirse iktidarları biter. İktidarlarının beslenme kaynağı budur. Musluğu niye kendi elleriyle kapatsınlar. Çözmeyecekler. Ne Kürt'ün derdine merhem olacaklar ne Alevi'nin. Ne taşeron işçinin ne askeri ücretlinin ne katledilen kadının ne üniversitede hakarete uğrayan öğretim görevlisinin ne öğrencimin derdine derman olmayacaklar. O derde derman geldiği gün, ne AKP, ne AKP tarzı bir devlet kalmamış olacak zaten. Onu da AKP kendi eliyle yapmayacak. Dikkat ederseniz zaten bu sorunları çözmek için 400 istemiyor. Hiç bu sorunlardan bahsetmiyor. Kendisine çok yüz verdiğimiz için 400 istiyor. Doğru mu? Sorun çözülecekse biz çözeceğiz" dedi.
"CEMEVİNİN İBADETHANE OLUP OLMADIĞI DEVLETİN ASLA İLGİ ALANINA GİREMEZ"
" Alevilik nedir? Nasıl bir inançtır devlet tanımlayamaz. Siyasi partiler tanımlayamaz" diyen Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kararı biz veremeyiz, yöneticiler veremezler. Aleviler verir. Kendi kararlarını verirler. Devlet sadece bunu tanır. Bunun yaşanmasını kolaylaştırır. Anayasal güvence altına alır. Asla tartışamaz. Cemevinin ibadethane olup olmadığı devletin asla ilgi alanına giremez. Aleviler öyle diyorsa bitmiştir. Bunu tartışmak devletin haddi değildir. İnancın yaşanmasının kolaylaştırılması devletin görevidir. İnancın yaşanmasını zorlaştıran zorunlu din dersidir. Zorunlu din dersi bir baskıdır. Kaldırılması lazım. Bunu sadece alevi toplumunun talep ediyor olmasını da şaşırıyor hayret ediyorum. En fazla sünni toplumun talep ediyor olması lazım. Devlet sana zorla kendi dinini anlatıyor. Benim sünni kardeşim de bundan mutlu oluyor. En çok sünninin buna karşı çıkması lazım. Orada sana Müslümanlık Sünnilik anlatılmıyor ki, Allah'ın kitabını orada anlatmıyorlar ki devletin kitabını anlatıyorlar. Dini kendilerine göre evirip çevirip çocuklarımıza empoze ediyor. Biz bu kaldırılsın deyince de yaygarayı koparıyorlar. Diyanet işleri başkanlığı kaldırılsın dediğimizde, sanki din kaldırılsın, din yasaklansın demişiz gibi, en fazla dikkat edin diyanetçiler yaygara kopartıyor. 1 trilyonluk makam aracı var tabi. Kaldırsak halk otobüsüne binecek mecburen. Minibüse binecek işe gidip gelecek. Normalde bir din adamından beklenen budur." - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Demirtaş: Kendisine Çok Yüz Verdiğimiz İçin 400 İstiyor (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?