Dünya Ses Günü"

Dünya Ses Günü dolayısıyla Üsküdar Üniversitesi ile Ses Konuşma ve Yutma Bozuklukları Derneği iş birliğiyle "Ses" konulu sempozyum düzenlendi.

Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kürşat Yelken, üniversitenin Altunizade'deki merkez yerleşkesinde gerçekleştirilen sempozyumda, Dünya Ses Günü'nün 16 Nisan'da çeşitli ülkelerde etkinliklerle kutlandığını söyledi.

Bu kapsamda konserler verildiğini, halka açık konferans ve sempozyumlar düzenlendiğini, bazı alışveriş merkezlerinde ücretsiz şan dersleri verildiğini belirten Yelken, "Ana hedefte insanları ses sağlığı konusunda bilgilendirmek ve sesin iletişimdeki önemini, sosyal ve iş hayatındaki önemini anlatmak. Bu kapsamda Türkiye'de de bir takım etkinlikler yapıyoruz. Bugün düzenlediğimiz sempozyum da profesyonel ses ve şan eğitimi, ses sağlığı ile ilgili bir sempozyum." dedi.

Yelken, ses hastalıkları dendiğinde işin içerisinde geniş bir yelpaze olduğunu ifade ederek, şunları anlattı:

"Bir tarafta ses kullanımına ilişkin nodül (ses telinde nasır), polip (ses teli üzerinde küçük bir et parçası bulunması) gibi hastalıklar var. Bunlar daha çok sesini kullanan hasta gruplarında (öğretmenler, şarkıcılar, avukatlar, pazarlamacılar) görülüyor. Ama yelpazenin diğer tarafında da çok daha ciddi hastalıklar var. Ses teli kanserleri gibi. Bunlar da daha çok sigara içenlerde görülen hastalıklar. Ses sağlığı açısından, iki haftayı geçen ses bozukluğu durumunda mutlaka ilgili hekime gözükmek lazım. Tedavisinde neler yapıyoruz? Bir tarafta ilaç ve medikal tedavi. Bunun dışında bir takım cerrahiler yapıyoruz."

Doç. Dr. Yelken, günümüzde artık sesi güzelleştirme ya da sesi değiştirme ameliyatları yapılabildiğini vurguladı.

Bir sesin ameliyatla kalınlaştırılabildiğini ya da inceltilebildiğini aktaran Yelken, şunları kaydetti:

"Diğer tarafta kanser tedavisi de var. Kanser tedavisi için erken teşhis çok önemli. Ses teli kanserini erken teşhis edebildiğimizde dışarıdan herhangi bir iz veya delik olmaksızın ağız içerisinden girerek lazerle bunu çok başarılı bir şekilde tedavisini yapabiliyoruz. Hastaları da hemen ertesi gün taburcu ediyoruz. Dolayısıyla erken teşhis hastanın konforunu çok arttıran bir hadise. İlerlemiş hastalıklarda maalesef hastanın gırtlağını almak gerekiyor."