"Eğitim Hakkının Siyasi Çekişmelerin Kurbanı Olmasını Tasvip Etmiyoruz"

EĞİTİM-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, eğitim hakkının siyasi çekişmelerin kurbanı olmasını tasvip etmediklerini söyledi. Kılıç, YÖK'ün türban konusunda gündeme getirdiği çözüm konusunda, "Hangi gerekçe olursa olsun herhangi bir gencimiz veya çocuğumuzun eğitim hakkının önünde bir engel oluşturulmasını istemiyoruz" dedi.

Diyarbakır'a gelen Eğitim-Sen Genel bşakanı Zübeyde Kılıç, sendika şubesinde eğitim-öğretim yılının değerlendirilmesi, ana dilde eğitim ve son süreçte yaşananlarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Kılıç , YÖK'ün bugünlerde basında tartışılan türban ile ilgili genelgesini incelediğini ifade ederek, "Aslında bu genelge içerisinde direk türbanlı öğrencileri 'derse alın', yada 'almayın' şeklinde direk bir tanımlama yok. Fakat sonuç itibarıyla öyle bir sonucu yaratıyor olabilir. Eğitim hakkı penceresinden bakıyoruz. Hangi gerekçe ile olursa olsun, her hangi bir gencimizin yada çocuğumuzun eğitim hakkı önünde herhangi bir engel oluşturulmasını istemiyoruz. Heleki eğitim hakkının siyasi çekişmelerin kurbanı olmasını tasvip etmiyoruz"dedi.

EĞİTİM-SEN ANA DİLDE EĞİTİMİ SAVUNUYOR

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kılıç, ana dilde eğitim hakı ile ilgili konuşurken, Türkiye'nin yeni yeni bu konuyu tartıştığını ancak Eğitim-Sen'in kurulduğu günden buyana ana dilde eğitimi bir hak olarak savunduğunu söyledi. Kılıç, "Ana dilinde eğitimi bilimsel, demokratik nitelikli eğitimin evrensel bir gereği olarak savunuyoruz. Ana dilde eğitim hakkının çoğrafyası olamaz, dili, dini, ırkı cinsi olamaz bu bir haktır eğitim hakkıdır aynı zamanda insan hakları boyutuyla da değerlendirilmesi gerekir. Yani aslında yapılması gereken çok uzun yıllardın çiğnenmiş olan, yok sayılmış olan ve milyonlarca cocuğumuzun geleceğini, eğitim yaşamını heba eden bu yasağın biran önce kaldırılması ve çocuklarımızın kendi dillerinde ana dillerinde eğitim haklarını gerçekleştirecekleri ortamın yaratılması gerekmektedir. Bu konuda yine siyasi bir takım çekişmelerin ve çatışmaların kurbanı olmuştur. Bölünme fobileri üzerinden soru işaretleriyle değişik kaygılarla tartışılmıştır.Asla böyle değerlendirilmemesi gerekir bu bir eğitim hakkıdır ve eğitim hakkının dünyanın bütün çocuklarına olduğu gibi bizim ülkemizdeki çocuklarada tanınması gerekir"dedi.

Kılıç, Türkiyede çalışan öğretmenlerin karşı karşıya kaldıkları sorunları açık ve net bir şekilde bilimsel verileriyle ortaya koyan bir çalışma yaptıklarını da ifade ederek, "Yaklaşık 8 yıldır hükümet eden AKP öğretmenlerin ve eğitimin içerisinde bulundukları koşulların giderek daha olumsuz bir tabloya gitmesine sebep olmuştur. AKP'nin plansız ve aynı zamanda piyasacı politikaları bugün eğitimi bütünüyle kuşatmış ve öğretmenlerin mesleki saygınlıkları neredeyse yok denecek duruma getirilmiştir. Bu saygınlığın yeniden kazandırılması eğitim emekçilerinin sorunlarının çözümüyle giderilecektir. Yani nitelikli eğitim nitelikli koşullara sahip öğretmenlerle mümkündür.Eğitim emekçilerinin, öğretmenlerin ücretleri açlık ve yoksulluk sınırıyla mücadele ettiğini göstermektedir"diye konuştu.

Öğretmenlerin bugünkü kazançlarıyla yaşamlarını idame etmeleri, eğitime yansıtacak bir değişim dönüşüm ve gelişme içerisinde olmalarının mümkün olmadığını söyleyen Eğitim-Sen Genel başkanı Kılıç, "Öğretmenlerin büyük bir bölümü, ek iş yapmak zorunda kalıyorlar. Öğretmenler geleceğe ümitle bakamıyorlar. Öğretmenler işsiz ve her geçen gün işsiz öğretmen sayısı artıyor. İş bulan öğretmenler ise iş güvencesiz yani kölece çalışma koşullarına mahkum ediliyorlar. Eğitime ayrılan bütçe giderek düşüyor, bu sürece yansıyor, sınıflar oldukça kalabalık. Öğretmenlerimiz bunlara karşı mücadele ettiklerinde de baskılarla, sürgün , gözaltılarla hapis cezaları ile karşı karşıya kalıyorlar"diye konuştu.