Engelli olmak kahraman olmaya engel değil

Engelli olmanın kahraman olmaya engel olmadığını gösteren 40 yaşındaki isimsiz kadın, her gün elinden geldiği kadar manevi yardımda bulunmaya çalışıyor. Şanlıurfa'nın Eyyübiye ilçesinde oturduğu tahmin edilen ve bedensel engelli olan kadın, yağmur çamur, yaz kış demeden devletin kendisine verdiği maaşla insanların yüzünü güldürmeye çalışıyor.

KENDİSİNE İSİMSİZ KAHRAMAN DENMEYE BAŞLANDI
Eyyübiye'de oturduğu tahmin edilen ve yaptığı yardımları kimse duymasın diye adını gizli tutan 40 yaşındaki kadın devletin kendisine verdiği engelli maaşını hayır işlerinde kullanıyor. Mahalle mahalle gezerek Kuran'ı Kerim'e ihtiyacı olan vatandaşlara yardım eden kadına çevre ve mahalleli tarafından 'isimsiz kahraman' denmeye başlandı.

'BANA GÖRE O TÜR HİZMETLERİ YAPMAYANLAR ENGELLİDİR'
Urfa'da isimsiz kahramanların çoğaldığını belirten ve kadına Kuran'ı Kerim satan Yakup Acet, "Ramazan ayının gelmesinden dolayı memleketimizde imsiz kahramanlar çoğaldı. Özellikle resmini paylaştığımız bir yaşlı ablamız var. İki ayağı tutmuyor, ona engelli demek içimden gelmiyor. Bana göre o tür hizmetleri yapmayanlar engellidir. O ablamız kendi imkânlarıyla, devletten aldığı maaşla yıl 12 ay için geçerli ama Ramazan ayında bu işi ayrı bir bereketle yapıyor. Kendi imkânlarıyla topladığı parasını, aldığı maaşla Kuran' Kerim alır, kimsesizlere, Suriyelilere, ihtiyacı olan kişilere dağıtır. Bu isimsiz kahraman bir ablamız, bu memlekette bunun niceleri var. Bana göre, bu memlekette musibetler eksilerek geliyorsa bu isimsiz kahramanların yaptığı dualar, hayırlardan dolayıdır" dedi.

'KIŞINDA YAĞMURDA ÇALIŞTI, YOL KENARINDA AKÜSÜ BİTTİ AMA ASLA ŞİKÂYETÇİ OLMADI'
Yakup Acet, kadının yaz kış demeden hep yardımlarına devam ettiğini belirterek, "Kendisi hakkında kesin bilgim yok. Akülü araba ile sürekli gezer. Eyyübiye tarafında oturduğunu tahmin ediyorum, 40 yaşlarında bir ablamız, aynı zamanda kendisi mevlitte okur. Dünyevi bir işe ihtiyacı olan bir kadın değil. Bu ablamız dünyasını bitirmiş, ahirete çalışıyor. Bu mesele bugün gerçekten örnek alacağımız bir davranıştır. Mesele 15 liralık Kuran'ı Kerim'i vermekte değil. Mesele Allah için verebilmektedir. Aslında ana temel odur. Cennete cömert, cehenneme de cimri daha yakındır. Kendisi benim yaklaşık olarak 11-12 yıllık bir müşterimdir. Kendisi 12 ay sürekli bu hizmeti yapar ama Ramazan ayında da ayrı bir bereketi olur. Yağmurda, kışta bile yetimler için Kuran yardımı yapar. Abla giderken yolda aküsü biter, bir esnaftan rica eder, arabasını şarja takar. Bu tür zahmetlere katlanarak bu tür fedakârlıkları yapan biridir. Bu ablamızın ben kışında geldiğini şahidim. Bu ablamız gibi 70-80 yaşlarında da hacı amcalarımız var ama gerçekten kıskandığım bir olaydır. Aslında bunlar birer ibretlik hikâye tarzındadır. Kışında yağmurda çalıştı, yol kenarında aküsü bitti ama asla şikâyetçi olmadı. Hep yaptığı işi severek ve gururla yaptı. Çünkü onun tek gayesi sırf Allah'ın rızasını kazanmaktı" diye konuştu.

'AYAKLARI OLMADAN KOŞA KOŞA GELEN BİR ABLADIR'
Acet, kadın ile ilgili son olarak ise, "Onu diğerlerinde ayıran en önemli özellik kendi ayakları tutmadığı halde akülü arabası ile bunları yapabilmek. Bu memlekette isimsiz kahramanlar çok fazla, Allah sayılarını arttırsın. Ama bu abla ayakları tutmadan imkânları çok sınırlıyken, kimsesi olmadan, devletten aldığı maaşı yine de ben Allah için harcayayım meselesi çok zordur. Bunu yenmek, nefse hâkim olmak çok zordur. Bu abla bunu bitirmiş. Akülü arabası kendisinin eli ayağı olmuş ama diğerlerinde o imkân yok. Diğerleri elleri ayaklarıyla o ise her şeyini akülü arabaya sığdırmış. O arabayı da bir kurum vermiş. O ablayı diğerlerinden ayıran aslında budur. Sanki bir mahallenin muhtarıymış gibi, halkın sorunlarını dinleyen bir gibi çalışır. Ayakları olmadan koşa koşa gelen bir abladır. Bu ablamız maddi yardım yapmayı sevenlerden değil. Kuran, kitap gibi ihtiyaçları olanlara yardım ediyor. Manevi yardımlar yapıyor" şeklinde konuştu. (Kaynak: Gazete İpekyol)