Enver Yücel: "Türkiye Bölgesel Liderliğini Sürdürebilmek İçin Bilim Üreten Ülke Olmalıdır"

Toplantıda, son dönemde Türkiye'de siyasi, ekonomik, sosyal ve bilimsel alanda yaşanan gelişmeleri anlatan Yücel, bilim insanlarından ülkeleri için çalışmalar yapmalarını istedi.

Massachusetts Eyaleti'nin başkenti Boston'da bir akşam yemeğinde bir araya gelen Yücel'e, diyabet ve karaciğer yağlanması gibi hastalıkları durdurabilecek "lipokin" hormonunu keşfeden Harvard'lı Prof. Dr. Gökhan insanı eşlik etti. Hotamışlıgil, Boston Üniversitesi'nde Biyomedikal sensörler üreten Prof. Selim Ünlü, Amerika'da diyabet ve obezite üzerine yürüttüğü başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Dr. Mehmet Furkan Burak gibi yüze yakın bilim insan eşlik etti.

Yücel konuşmasında, Türkiye'de son dönemlerde önemli değişiklikler olduğunu belirterek; "Bu liderliğin sürdürülebilir olması bilimsel gelişmelere ve Türkiye'nin bölgesinde bilimsel ve teknolojide de liderliği ile mümkün olacaktır." dedi. Türkiye'deki üniversitelerin sayısının her geçen gün arttığını ancak sivilleşme konusunda halen bazı sorunlar yaşadıklarını belirten Yücel; "ABD yüksek öğretimde dünyanın süper gücüdür. Ben bilimin evrenselliğine inanıyorum. Ülkeniz için büyük şans olduğunuzu düşünüyorum. Bugün buraya gelmekle ülkenize olan bağlılığınızı bir kez daha gösterdiniz. Zaten bu konuda hiçbirimizin en ufak şüphesi yoktur. Ancak şunu konuşmalıyız ki Türkiye için hepimizin yapacağı şeyler vardır. Sizinle bugün burada bundan sonra neler yapabileceğimizi konuşmak istedim. Gördüm ki hepiniz bir şeyler yapmak istiyorsunuz. Bu çok sevindirici. Eğer ülkemizin bu dinamik genç nüfusunu iyi eğitebilirsek gençlerimizi bilgi üreten nesiller olarak yetiştirebilirsek ülke olarak o zaman gelişmişiz diyebiliriz. Aksi takdirde gelecekte sorunlarımız büyük olacaktır. Size kalkın Türkiye'ye dönün demiyorum. Çünkü buradan da ülkenize hizmet edeceğinize inanıyorum. Mekân çok önemli değildir. Yaptığınız her çalışma ülkemizin hanesine yazılıyor" dedi.

Toplantıya katılan bilim insanları, özellikle bürokrasi ve bilimsel özerklik sorunlarına değinirken kendilerini her zaman Türkiye'nin bilim elçileri olarak gördüklerini belirttiler.