Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin vatandaşı olacaksın, bu ülkenin pasaportunu taşıyacaksın, bu ülkede bir STK oluşturacaksın ondan sonra da gideceksin Avrupa'da, Amerika'da, şurada burada Türkiye'nin aleyhinde kampanyalar sürdüreceksin. Bu kampanyalar, tamamen hilaf-i-hakikat, yalan yanlış" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Genel Başkanı Erkan Güral ve konfederasyon üyelerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul etti. Kabulde konuşan Erdoğan, Konfederasyonun takdirle takip ettiği bir sivil toplum kuruluşu olduğunu, genç girişimcileri sergiledikleri dayanışma dolayısıyla kutladığını belirtti.
Göreve gelirken "farklı bir cumhurbaşkanlığı yapacağını" ifade ettiğini anımsatan Erdoğan, bu sözünde duracağını, ekonomiyi yakından takip ederek, tüm taraflarla istişarelerini yapacağını, ilgili kurumların sorumlularıyla tespitlerini paylaşacağını söyledi. Erdoğan, "Biz, istişarenin, uyumun, koordineli şekilde çalışmanın önemini bilen, faydasını görmüş bir geçmişe sahibiz. İki sihirli kelime diye ifade etmiştik. Bir güven, iki istikrar demiştik. Bunu gerçekleştirdik. Bu iki sihirli kelime bizi buralara taşıdı" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenin olmadığı yerde istikrarın, istikrarın olmadığı yerde de güçlü bir ekonominin olmayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Çünkü yatırımcı geleceğini görecek, eğer yatırımcı geleceğini göremiyorsa gelip o ülkede yatırım yapmaz. Bu bizim içerideki yatırımcımız için de geçerlidir, dışarıdan gelecek yatırımcı için de geçerlidir. Uluslararası iş camiasında, müteşebbisler camiasında bize, gittiğimiz zaman ilk sordukları soru hep şu olur, 'Seçim ne zaman?', 'Koalisyon mu, yoksa tek başına iktidar mı gelir?', eğer tek başına iktidar durumu yok gibi bir izlenim alırlarsa ki onlar zaten seçim öncesi kamuoyu araştırmalarını yapıyorlar, bu araştırmaları yaptıktan sonra da Türkiye'de ne olur, tek başına iktidar mı gelir, yoksa bir koalisyon mu olur bunu görüyor, ona göre Türkiye'deki yatırımı peşinen satın alıyor. Eğer burada hakikaten tek başına iktidar sinyali varsa, 'Ben seçimler yapılmadan önce gidip o ülkede yatırımım yaparım' diyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişteki siyasi istikrarsızlığın, sosyal sorunların, ekonomideki kırılganlığın Türkiye'ye ve millete ödettiği bedelleri hep birlikte yaşadıklarını ifade ederek, demokrasi ve ekonomi arasındaki hassas ilişkinin son 12 yılda kurulduğunu ve demokrasi güçlendikçe ekonominin güç kazandığını, ekonomi de güçlendikçe demokrasinin değer kazandığını söyledi. Erdoğan, "Onun için birisi çıksın, diğeri çıkmasa da olur diyemezsiniz. Eğer böyle bir iddia içerisindeyseniz aynen geçmişte yaşadıklarımızı yaşarız. Hamdolsun 12 yıl içinde biz bunu başardık ve bunun için de her ikisi at başı ve böylece bugünlere geldik. Ekonomi ile demokrasiyi birlikte yükseltmenin, birlikte ileriye taşımanın hep çabası içinde olduk. Bugün de aynı hassasiyete sahibiz" diye konuştu.
-"Çıkarları için ülke ve millet aleyhindeki kampanyalara destek veriyorlar"
Türkiye'ye yönelik saldırılarda demokrasi ve ekonominin hedef alındığını, yurtiçindeki bazı kesimlerin de kendi siyasi ve ekonomik çıkarları uğruna ülke ve millet aleyhindeki kampanyalara destek verdiğini üzüntüyle müşahede ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"17-25 Aralık, demokrasiye ve sivil siyasete darbe girişiminden beri paralel yapının ülke içinde ve dışında bu konuda başı çektiğini biliyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Bu ülkenin vatandaşı olacaksın, bu ülkenin pasaportunu taşıyacaksın, bu ülkede bir STK oluşturacaksın ondan sonra da gideceksin Avrupa'da, Amerika'da, şurada burada Türkiye'nin aleyhinde kampanyalar sürdüreceksin. Bu kampanyalar, tamamen hilaf-i-hakikat, yalan yanlış. Çünkü bunlarda yalan meşrudur. Bunlarda takiye, gizlenme çok başarılıdır, ileri derecededir, kendilerini çok iyi gizlerler, saklarlar. Yeri geldiği zaman da hangi grubun veya kurumun içerisine gireceklerse o kurumun değer verdiği neler varsa, bu kendilerine ters de düşse bunu yaparlar. Çünkü bunların ana ilkesi şudur, amaçları uğrunda her şey meşrudur. Böyle bir anlayışla herşeyi yaparlar. Benim burada anlatmaktan edep edeceğim her şeyi yaparlar.
17-25 Aralık darbe girişimini sadece şahsımla, sadece o dönem başında bulunduğum hükümetle ve partiyle ilişkili hale getirenler yanlış düşünüyorlar, hadiseyi yanlış değerlendiriyorlar. Bu darbe teşebbüsü doğrudan demokrasiye, doğrudan milli iradeye, doğrudan Türkiye'nin geleceğine yapılmıştır. Hedef Türkiye'nin birliğiydi, milletimizin bütünlüğüydü, huzuruydu, istikrarıydı. Beni değil, sizleri, sizlerin emeğini, varlığını hedef almışlardır. Her türlü tehditle haraçlar toplanabiliyordu, her yerde, maliyesinde, yargısında, emniyetinde her türlü... Yargıya işiniz düşmüşse bunun halli için bunların avukatlar zinciri her türlü işi çevirebiliyordu. Çünkü avukatlık o dönemde hukuk değildi. Neydi? İkili ilişkilerdi. O da nereden geçiyordu? Parasal ilişkilerden geçiyordu. Bunu geçmişte başkaları yapıyordu, bu defa da ne yazık ki bu örgüt yapmaya başladı. Bu teşebbüs, ortaya koyduğumuz kararlı duruş ve milletimizin desteğiyle hamdolsun akamete uğradı. Demokrasiye, milli iradeye kastedenlere verilecek mücadele diğer tüm çabaların, hedeflerin önünü açacaktır."
"Medya özgürlüğü bunlarda yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tahşiye" adı verilen kitabevi yöneticileri ve yazarlarının suç duyurusu üzerine gerçekleştirilen operasyonun, paralel yapının medya organlarında basın özgürlüğüne yapılmış bir operasyon gibi gösterilmeye gayret edildiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Tahşiye adı verilen bir kitabevine ve bu kitabevinin, onların elindeki belli imkanları alacağını görerek, onların aleyhine köşelerinde yazdıkları yazılar sebebiyle onların ihbarı üzerine ki onlar da yazar, köşe yazarı, birçoğunun yazılmış kitapları var, bu insanlar 17 ay içeride yattılar, ondan sonra da utanmadan, sıkılmadan ne diyorlar, 'Bunlar fikir özgürlüğüne, düşünce özgürlüğüne, medyaya karşı yapılmış bir operasyondur. A'dan Z'ye yalan. Tam aksine medya özgürlüğü bunlarda yok. Bunlar birçok yazarı, çizeri hepsini eğer onlarla örtüşmüyorsa zaten defetmişlerdir. Nitekim onların yanından ayrılıp da daha sonra yaptıkları açıklamalarla ortaya çıkan birçok yazarı çizeri de gördünüz, görüyorsunuz. Şu anda yanlarında olanların birçoğu da yine belli imkanlar sağlandığı için orada duruyorlar. Kendilerine ait piyasa olmadığı için orada duruyorlar.
Sizlerden içeride veya dışarıda bu konuda çok dikkatli olmanızı, ülkemizin ve milletimizin aleyhindeki bu çalışmaların karşısında bir güç oluşturmanızı özellikle bekliyorum. Bunun en az sivil toplum çalışmalarınız, ekonomik faaliyetleriniz kadar önemli olduğunu bilmenizi istiyorum. Çünkü demokrasinin olmadığı yerde ne sivil toplumun ne de girişimciliğin gelişmesi mümkün değildir. Sakın ha uluslararası medyada çıkan olumsuz haberlere, değerlendirmelere itibar etmeyin, kulak asmayın, burada yürekli olun. Gelecek bizimdir, Türkiye güçlüdür, daha da güçlü olacak. Varsın onlar olumsuzluk değirmenine su taşısınlar, varsın onlar bu ülke aleyhine kampanyalar yürütsünler, bilesiniz ki bunların mumu yassıya kadar yanacaktır ve ondan sonra sönecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapının faaliyetlerinin bir üst aklın planlamasıyla, yönlendirmesiyle yürütüldüğünü ama artık yeni bir Türkiye'nin var olduğunu vurgulayarak, "Artık kendi istikametini kendi çizen, kendi planlarını kendi yapan, kendi hedeflerini kendi belirleyen bir Türkiye var. Geçmişte bizim gündemimizi dışarıda birileri belirliyordu ama şu anda böyle birşey yok. Kimse bizim gündemimizi belirleyemez, biz kendi gündemimizi kendimiz belirliyoruz. Eski Türkiye hayaliyle yaşayanlar boşuna bekliyorlar, Türkiye bir daha o günlere asla dönmeyecek inşallah" değerlendirmesinde bulundu.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Erdoğan, Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Üyelerini Kabul Etti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?